27 Ağustos 2006 Pazar

Formula1 Turkish GP - İstanbul Park

Muhteşem bir yarış sonunda yine göt olduk sayın seyirciler. Massa birinci, Şumi ikinci idi ama Pedro De La Rosa mıdır nedir, hıyarın biri yolda kalınca güvenlik aracı girdi ve Şumi ile Alonso arasındaki fark kapandı, sonra Ferrari pitinde birşeyler oldu ve o da ne, Şumi Alonso’nun arkasındaydı, tüm yarışı ayakta seyrettim ama Şumi ikinci olamadı ve Alonso 12 puana çıkardı aradaki farkı.



























Şumi şu İstanbul’dan birinci çıkmayacak mı yahu? Aldığım Ferrari tişörtüylen Ferrari şapkası da aynen popoma kaçmış oldu. Eğer Şumi bu yıl emekli olursa hakkımı helal etmem ona, en az iki sene daha yarışsın da şu tişörtle şapkayı kullanalım, paraları çıksın!

26 Ağustos 2006 Cumartesi

Formula1 İstanbul 2006 GP - Sıralama Turları

İşte İstanbul Park pistinde muhteşem bir gün daha geride kaldı. Hafa nefis, ortam harikulade, sıralamalar çok çekişmeliydi. Sonunda Ferrari’nin seneye kovulacak olan 2. pilotu Felipe Massa , Şumi’yi geçerek pole pozisyonu kazandı. Şumi de 2.sırada yarışa başlayacak. Renolar hemen arkalarında 3-4 başlıyor.




























Bu sene Akfırat belediyesi beleş ikram çadırı kurmuş alana sayın seyirciler, simit, meyveli yoğurt, su dağıtıyorlar, bu çabalarından ötürü Akfırat belediyesini takdir ettim, gelecek seçimlerde oradan seçmen yazılayım bari! Ama bu yıl kulak tıkaçları beleş değil tam 5 ytl olmuş, tabii bizim yanımızda geçen yılki beleşlerden vardı, onları tıkadık kulacıklarımıza. Kutu kola 5 ytl, Foster's birası 7 YTL, 1 adet hamburger 8 ytl. Kumanyamızı yanımızda götürmüştük, o yüzden bunlara para saçmadık. Üzerine Trident kızları deliler gibi beleş sakız dağıtıyorlardı, ondan çiğnedik. Hatta abim karısına hediye olarak bu beleş sakızlardan aldı ahahahaha, yuh be! Sonra ben 50 ytl'ye Ferrari şapkası aldım, ne yapayım, tek şapkam üzerinde İSMİ LAZIM DEĞİL eski şirketimin logosu bulunan bir şapka idi ve onu çöpe atmayı o kadar istiyordum ki,gözümü karartıp kredi kartıyla aldım, Allahım kredi kartı borcum hiç bitecek mi?














Sonra pistte ring çalışan otobüslerle geze geze güzel bir yer bulduk kendimize açık alandan. Pistin karşısında da Alonsocu İspanyollar konuşlanmışlardı ve GAYDA çaldılar, ilk anda hoş geliyor insana böyle Braveheart sanıyorsun kendini, ama gel zaman git zaman üzerimden git zaman, artık o tekdüze ses batıyor insana, "o çaldığın zurna kötüne girsiiin" diye bağırıyorsun ama zaten sesin duyulmuyor, o derece gürültülü ortam yani.

GP2 serisinde de Jason Tahincioğlu 17. oldu püaaahahaha


Formula 1 muazzam bir şov, hatta İstanbul'da gerçekleşen en büyük gösteri bu. Bunu geçecek tek şey Olimpiyat Oyunları olacak. Yarın herkesi İstanbul Park'a bekleriz, Formula 1 istanbul'da kalmalı arkadaşlar.

25 Ağustos 2006 Cuma

ahh bu cumalar

istifa edesim var.bu cuma geçti, kısmet haftaya cumaya...

bu arada haftasonu için hala bir planınız yoksa:

http://www.barisarock.org

cay poseti


kendime karamelli bir cay aldim arkadaslar caycidan. posetini cok sevdigim icin size de gostereyim dedim. hani wgsn sitesi ayarinda bir olay olsun dedim kendi capimda.
wgsn nedir derseniz, vallahi bilen biliyor, bilmeyen icin de yapazak birseyim yok.
hahahahaaaaaa

ukala deli bekirrrrrr

if only my heart had known god before you....

eskiden kültürümüzde gazel diye bişi varmış , ortaokul edebiyat derslerinden hatırlarsınız heralde.
işte şu aşağıdaki dizeler 3o'lu yıllarda Hafız ahmet bey tarafından hüseyni makamında okunmuş.
günümüz için bile bir hayli cesur bir seçim diyor ve iyi günler diliyorum.
(çok kibarımdır da , o açıdan)

Evvelce hüdayı tanımış olmasa kalbim
Vallahi güzel sen benim Allah'ım olurdun
Tevhidi kabul etmemiş olsaydım ta ezelden ebede
Bir kör hakikatle ben kafir olurdum.

I VITELLONI # AYLAKLAR

''Çekip gitmeyi arzulayan ama güven dolu evlerini terk etmekten korkan bir grup genç adamın filmi. ''

I Vitelloni yani aslında koca danalar , küçük kasabaların dertsiz tasasız yaşam süren , çalışmaktan kaçan aylak gençlerine İtalya'da verilen isimdir.

bu film aslında ruhu hep çocuk kalan , sorumluluktan hoşlanmayan , macera ve oyun peşindeki erkek neslinin dünyasına genel bir bakış atar.

yarım yüzyıl önce çekilmiş olmasına rağmen film tazeliğinden hiçbirşey kaybetmemiştir.

fellini kendini anlatır bazen , bazen seni , onu , ya da öbürünü.

ama neyi anlatırsa anlatsın içinize dokunur bir yerlerde.

e izlersiniz artık , bu kadar kültür yazısı yazdım , walla içim bunaldı , daraldım.

21 Ağustos 2006 Pazartesi

doğar doğmaz ölmeye başlıyoruz !

lady charlotte lady oscara saygılarını sunuyor

ah ah rüvüşün mercimek köftelerini , kıymalı böreklerini yedik.
adını bu sitede bir daha kullanmayacağımız , lakin son resmi hemen şu sol alt köşecikte yer alan arkadaşımız büyük boy bir paket m&n götürdü.
ah ah , diet colalar cipsler , fındıklar su gibi aktı.
rüvüş bize fal baktı.
ah ah çok kısmetli kızlarız biz.
ben bu çizgi filmi hiç hatırlamıyordum.
malum biz çocukluğumuz 80'lerde yaşadık.
90'lar ergenlik aşkları ve üniversite sınav stresleriylen geçiverdi.
lakin 90 larda hala kendini çocuk zanneden bi takım arkadaşlar , kampüsten dönüp bu çizgi filmi izleyerek yıl geçirmişler ayol.
neyse ben lady charlotte sayın lady ocsara saygılarımı sunuyorum.
hayatını boşuna geçirmişsin be abla.
miss judy ebıtın dediği gibin bu ilk gerçek zamanlı çizgi filmdi.
çok tematikti allahım , gül ve diken ; ışık ve gölge derken akşam oldu.
en güzeli çizgi filmin sonunu birinci takkada bu oscarlan andrea yatacak mı sorusunu sorarak olayı bitirmem oldu.
hayırlı geceler.

20 Ağustos 2006 Pazar

6 saatik maraton sona erdi

hala kendime gelemedim, 6 saat kesintisiz Rose of Versailles izlemek beni bitirdi, öğlene kadar uyudum yine de kafam açılmadı, afyonum patlamadı, ne çizgi filmmiş oy oyyy oyyy işte 40 bölüm arasından seçme 15 bölümde Oscar'ın, Andre'nin Marie Antoinette ile Fersen'in maceralarını izleyip Fransız İhtilaline kısaca değindik. Jeanne ile Rosalie'nin hikayelerini ve Elmas Kolye davasını olduğu gibi atmak zorunda kaldım tabii. Şiştik resmen off.















Hasankeyf sular altinda kalacak

lutfen asagidaki siteyi ziyaret edin ve Hasankeyf'in kurtarilabilmesi icin bir oy da siz verin

http://www.hasankeyfesadakat.com/

19 Ağustos 2006 Cumartesi

2.Geleneksel Real Fiesta Çizgi Film İzleme Şenliği

İşte ilkini kışın gerçekleştirdiğimiz ve tüm gün "Judy ve Uzunbacak" izleyip bayılana kadar abur cubur yediğimiz şenliğimizin ikincisi bugün gerçekleşiyor sayın seyirciler, bugün "Rose of Versailles" yani Lady Oscar animesinden seçtiğim 15 bölümü izleyeceğiz. Gelişmeler canlı yayında Real Fiesta'da!

12 Ağustos 2006 Cumartesi

Abur cubur partisi


dün markette dolanırken deneysel tüketici olacağım tuttu ve hiç bilmediğim birtakım abur cuburlar aldım sayın seyirciler. Bunlar Çin'den ithal soyalı pirinç çerezleri, etoburlar için etlee diye birşey, Çin malı susamlı musamlı, fıstıklı karışık başka bir çerez, bir de bunları bastırsın diye koca bir kutu jelibom şekerleme idi! Neyse eve gelip yayıldım, sonra önce o Etlee denen şeyi yedim, fırınlanmış sosisten ibaret ama birayla iyi gidebilir. Sonra o Çin şeylerini denemeye başladım, pek tatsızlardı. Ben ne bileyim, Japonya'da yediğim pirinç patlağı gibi birşey sanmıştım bunları. Neyse pirinç çerezleri çöpü boyladı. Öbür o bademli, susamlı şey de midemi bulandırdı. Karışık kova şekerlemeden de marshmallowlar ile kolalı birkaç jelibom yeyince, midem iyice altüst oldu. Bir kova şekeri, kalan tüm Çin çerezlerini çöpe attım. O mideme sanki bir gülle oturmuştu, pişmanlık kafama dank etmişti ama son pişmanlık ne zaman fayda etmişti ki, şimdi bana yarasın? Üühühühüüü , ben o berbat Çin çöplerini yemiştim! hani pazardan 3 liralık adi Çin malı almak gibi değil, ben resmen o çöpü yedim abicim, bu pişmanlıktan kurtulmak için bu gece meyhaneye gidiyorum. İçelim güzelleşelim!!!

6 Ağustos 2006 Pazar

hayret , nihayet bir İspanyol filminden hoşlandım

biliyorsunuz yıllarca İspanyolca kursunda bize Almodovar'ı dayadılar. Yok hayatı, yok şu filmi, yok şusu, busu... Ben de Hable Con Ella - Konuş Onunla'dan nefret ettim sonunda. Fakat bu hafta sonu 3 tane Almodovar filmi izledim sayın seyirciler :

1-Çıplak Ten : öyküsü çok zekice, bravo dedim Pedro'ya
2-Sinir Krizinin Eşiğindeki Kadınlar : muhteşem bir film, çok sevdim herşeyiyle
3-Annem Hakkında Herşey : Harikulade bir film, ağlatır insanı. All About Eve en sevdiği filmlerden olunca Todo Sobre Mi Madre'yi daha çok seviyor insan.