İstanbul şehrinin meşhur poyraz fırtınası ile savrulduğu kurşuni bir Perşembe günü (yani dün) , kendimi Maslak'daki Acıbadem hastanesinin bekleme salonunda buluverdim:))))
Hastanede üzerinde adım yazılı evraklar ve dosyam çoktan hazırlanmış, beni bekliyordu. Organizasyon konusunda gerçekten çok başarılılar.
Bozkurt Hocanın katarakt ameliyatı varmış, onu beklerken bekleme salonu doldu da doldu, kurbanlık pardon çizimlik kuzular gibi hocayı beklemeye koyulduk.
Bu arada hepimize lazer operasyonun risklerini anlatan ve bu riskleri kabul ettiğimizi beyan ettiğimiz birer evrak verildi, imzayı çaktım, yeni bilgisayar almak için aylar aylar boyu biriktirdiğim eurocukları vezneye tEslim ettim.
Bu arada annem hiç durmamacasına okuyor üflüyor idi, hastane nasıl havalanıp uçmadı hayret ettim:))
Beklerken beklerken, hastane çalışanlarından biri eczaneye telefon edip, kullanacağımız 3er tane damlaları getirtti, böylece damlalarımı da almış oldum, eve giderken eczane aramak derdinden kurtulmuş olduk. Sosyetik hastane böyle oluyormuş demek, hizmet ayağına geliyormuş.
Derken hoca geldi, upuzun boylu, masmavi gözlü karizmatik bir adam, o kadar kendinden emin ve rahat bir hali var ki, üzerindeki acayip mavi hastane kılığı ve mavi terliklerle bile karizmasından birşey eksilmiyor idi. İki dakika hocayı benimle konuşturdular, "numaralar yüksek ama sorun olmaz, %80,90 başarırız, birazdan görüşürüz" dedi. Başka bir hastanede bana %80 deseler arkama bakmadan kaçardım, bu adamın etkileyici rahat tavırları ile bana herşey normalmiş gibi geldi ve koyunca başımı sallamakla yetindim.
Sonra sonsuz bekleyiş başladı.
Hoca sıradan hastaları alıyor, takır takır çizilen vatandaşlar tek tek o kapıdan yürüyüp gidiyorlardı. Sonra beni çağırdılar, içeri girdim, gözlüğü bir daha takmamak üzere çıkartıp cebime koydum, kafama bone, ayaklarıma galoş giydim. Üzerime de çingiş pembe hasta önlüğü verdiler. Gözlerime bol bol uyuşturucu damla yapıldı. Yine beklemeye başladım.
İç odadan zıızzt bızzzt vuuuuu sesleri geliyor, arada içeri birileri girip çıkıyor, ben orada beklerken bir diğer operasyon gayet son sürat yapılıyordu. Yatıştırıcı filan yoktu, ben zanax verirler sanmıştım , meğersem talep üzerine veriyormuşlar, böylece aslan yürekli Richard gibi ilaçsız, tek başıma ve fakat hafiften yussuuff yussuuf sesleri ile ameliyathaneye girdim.
Ufak odada bir masa, bir takım cihazlar, birkaç kişi vardı, tabii gözlüksüz fazla göremiyordum, masaya yatırdılar, yüzüme yapışkan bir naylon gibi bişey koydular, bunu çıkartırlarken kaşlarımı da yolarlar mı diye geçirdim içimden o an.
Gözlerimi kapadım, kafamın üzerine bir cihaz geldi, gözlerimi açtım. Tepemde ışıklar vardı, bi tane de yeşil ışık vardı, gözlerimin etrafını sildiler, sonra hoca gıcırttt bişey taktı gözüme, menteşe gibi bu aparat gözümü kırpmamı engelleyecekti. O şeyi takarken içim fena oldu. Daha sonra zıızzzt gözüm vakumlandı, oyyy o zaman da içim fena oldu, utanmasam ıhhh mıhhh yapacaktım. Sonra yeşil ışığa bakarken cihaz korneamın üstünden bir kapak kesti, foşurttt sular, damlalar, hoca kapağı açtı, HERŞEYİ GÖRÜYORDUM ama HİÇ BİRŞEY hissetmiyordum. Işık kırmızıya dönüştü, sanırım lazer verildi, bir an herşey karardı ama doktor dedi ki "şimdi karanlık olacak, benim kontrolüm altında" , lazer epilasyondaki yanık kokusunun aynısını duydum, sonra yine foşurt sular, göz yıkandı, damlalar yapıldı, hop işte sağ gözüm bitmişti. Aynı işlemler sol gözüme uygulandı, ayy o sıçtığımın menteşini takarken tepindim bu sefer, doktor bey de kızdı, ayaklar oynayınca kafam da oynamış:)) neyse ben sakinleştirdim kendimi, sol gözümü de vakumladı, kesti, foşurdattı, lazerledi, hoop 3 dakikada herşey olup bitmişti.
Kafamdan o naylonu çekip çıkarttılar, gözüme bir tane Vecihi gözlüğü taktılar. Yarın kontrole geleceksin dediler, sonra da dışarı yolladılar.
Plastik Vecihi gözlüğünün arkasından her yer bulanık görünmekteydi, 10 dakika oturdum, sonra bir doktor hanım gözümün içine bakıp, durum iyi dedi, annemin koluna girdim, dolmuşa atlayıp eve doğru yola çıktık.
Ameliyat sonrası gözlerimde yanma, batma, delicesine sulanma olur sanmıştım, deneyimlerini anlatan insanlar böyle yazmışlardı, maşşallah bende ne yanma oldu ne batma, ne de sulanma. Aaaa sanki hiç birşey olmamış gibi eve geldik, yolda ara sıra gözlüğü kaldırıp çevreye baktım, anaaaaa bütün tabelaları, öndeki arabaların plakalarını okuyabiliyor idim:)))
Eve geldiğimizde saat 4 olmuştu, damlaları yapıp, perdeleri kapatılmış odamda gece 11'e kadar afidirsin malak gibi yattım. Yapılacak tek şey müzik dinlemekti, önce uyutsun diye Karajan setini, sonra hayatın zevkini almak için Queen cd'lerimi dinledim de dinledim, nihayet yatma saati gelince, koruyucu gözlüğü çıkartmadan yatağa geçtim. Yüzüstü yatmamam gerekiyordu, en rahatsızlık veren şey bu oldu, ben hep yan yatarım, kazık gibi, mumya giibi yatmaktan sırtım ağrıdı resmen.
Bu sabah kalkıp koruyucu Vecihi gözlüğünü kafamdan attım. Etrafı görüyordum ama herşey çok net değildi. Hastaneye kontrole gitmem gerekiyordu, öğlene doğru evden çıktım, otobüse atladım.
Otobüste gözlüklerim buharlanmamıştı çünkü artık gözlük takmıyordum!!!
Kontrol sonucu herşey yolunda göründüğünden sevimli doktor hanım "bundan sonra herşey serbest" diye müjdeyi verdi. Ben de 29 Ekim olmasına rağmen mesai yapan evlere şenlik şirketime geldim.
Şu anki durum, doğal ışıkta etrafı gayet güzel görüyorum, yapay ışıkta biraz netlik kayboluyor. Sağ gözüm iyi, sol gözüm tam net değil. Doktor ileri miyoplarda bunun nnormal olduğunu ve bir aya kadar düzeleceğini söyledi, zaten 1 ay sonra tekrar kontrole gideceğim.
Bilgisayar tam net değil, fontları büyüttüm. Küçük kitap yazıları da tam net değil. Bunlar da düzelirse her şey harika olacak.
İşte benim lazer hikayem de bu idi:))
XO XO
2016 edit : Her şey yolunda, gözlerimden memnunum. Ameliyat düşünüp bu sayfaya geldiyseniz düşünmeden yaptırın derim:)
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
-
Eksik kalan 69. ve70. bölümleri valla yazacağım, seriyi tamamlayacağım diyerek Ezel'in 71. ve de en sonuncu bölümüne geçelim. DİKKAT...
-
***Dikkat! Bu yazı Ezel dizisi hakkında spoiler içermektedir*** Birinci Kısım burada: Ezel, Bir retrospektif - 1.Kısım Ezel, romanı andır...
:)) ay geçmiş olsun lazeriniz(lazere geçmiş olsun mu denir güle güle kullan mı denir bilmiyorum,karar veremedim :D),ben de tam otobüse binilince gözlüğün buhu olmasıyla beraber etrafı görmeden nasıl seyahat ettiğimi anlatan yazı yazmayı planlıyordum :)
YanıtlaSilcanımın içi miniğim, geçmiş olsun ...
YanıtlaSilççizimdefterinin çizeri : ahahaah çok teşekkürler, benim için o günler sona erdi inşallah:))
YanıtlaSilkaptanım : sağol kuşummmmm
ölüp ölüp dirildim resmen okurken! ay allahım nasıl dayandın, yok göz kapaklarını açık tutan (clockwork orange'daki gibi, korkunç!) menteşeler takılmış, yok korneanın üstünden bir kapak kesilmiş, yok fış fış sular fışkırtmışlar, yok her kapkaranlık olmuş, yok yanık kokusu aman allahım içim kötü oldu! tamam sakinleşiyorum, ben göz konusunda aşırı hassasım biliyorum :)
YanıtlaSilçoook geçmiş olsun judycim, süper olacak her şey, hayatını bir gözlüğe bağımlı geçirmeyeceksin düşünsene! ben nefret ediyorum mesela bir şey oldu gözlüğüm düştü/kayboldu/kırıldı, hayatım durur resmen. yağmurlu havalarda gözlük camlarına yapışan binlerce damlayla da uğraşmayacaksın artık :) kısa sürede bilgisayardaki yazılar, küçük fontlar falan da netleşir şu çektiklerine (abartmıyorum, fiziksel acı olmasa da psikolojik travma nedeni bence bu yazdıkların!) değer umarım :)
çok çok geçmiş olsun
YanıtlaSilçok çok geçmiş olsun
YanıtlaSilHadi bakalım geçti gitti diyelim inşallah. O ufak pürüzlerde zamanla düzelir umarım. Geçmişş olsun.
YanıtlaSiloleyy geçti bitti kurtuldun:) geçmiş olsunnn
YanıtlaSilÇavlancım, o anlarda ben de içimden hep "ben buna nasıl cesaret ettim yafu" demekteydim:)) gözümün önünde gözümü kestiler ayyy:))) ama dün akşam ortaköy'e gidip havai fişek gösterisini izlerken değdi valla dedim. inşallah netlik problemi de düzelir, haftaya kitap fuarı var valla deli gibi kitap okuyacağımız günler geliyor:)))
YanıtlaSilEuphoric : çok teşekkür ederim kuşum
Joey Pooter : ah ah çok şükür geçti gitti 2 gün oldu bile Joey'cim, hala inanamıyorum:))
Gürültü : İpekcimmm , bi cesaret ettim ben de kendime şaşırdım ama sonunda geçti gitti:)
İşte bu kadar! Çoook sevindim. Hadi geçmiş olsun. O kadar kolay alışıyorsun ki gözlüksüzlüğe, ben gözlük mü takıyordum ki diyeceksin yakında:) Hadi doğru limango, Markafoniye, güneş gözlükleri için diyeceğim ama, paraları da bitirmişsindir sen şimdi:) Kitap fuarında iyi gezmeler...
YanıtlaSilEnneciğimmm, arada etrafıma bakınıyorum şaşkın şaşkın , gözlükleri unuttum sanıyorum:))))
YanıtlaSildün alışverişe gittim, optikçide %50 indirim var idi, bi tane bihter gözlüğü kaptım:)))
Judy yazını anca okuyabildim meraktan çatlıyordum.Ben de yılllaarr yılı gözlük kullandıktan sonra lazerden tırsıp lens almıştım.Lenslerimle bir senedir çok mutluyuz maşallah.Lazer hakkında hala önyargılarım var.Benim de lens kullanmaya başlayıp gözlükleri attıktan sonra en sevindiğim nokta şuydu.Aynaya uzaktan bakarken kendimi gözlüksüz olarak net görebilmek!..Fena kız değilmişim yahu demiştim kendi kendime:)
YanıtlaSilGizemcim, gözleri bozuk olmayan kimse anlayamaz aynaya bakıp da kendini net görmek nasıl bi his:) lens iyi hoş da korneanı inceltiyor, lazere karar verirsen kontrole gitmeden 1 hafta önce lensleri bırakman gerekiyor aklında olsun:)
YanıtlaSilooohh çok şükür canııımmmm :) geçmişler olsun, gel de kutlayalım süpersonik bir sofra ile :D
YanıtlaSilsağol canım benim, inşallah kısmetse beraber bir "gırtlağıma hakim olamamıştım" günü yapacağız:)
YanıtlaSil