13 Aralık 2005 Salı

Uzunbacak Destanı


İşte Los Angeles’ten postaya verilen DVD setim geldi, Judy artık parmağımın ucunda, peki 15 yıl sonra bu çizgi filmi izlerken aynı şekilde hissetmeyi beklemek, bunu istemek çok mu naif?

Özetlemeye çalışırsak :

40 bölümlük çizgi dizimiz yetimhaneden gelen Judy’nin esrarengiz Bay John Smith tarafından prestijli bir liseye gönderilmesi ile başlar ve Judy’nin lisedeki 3 yılını anlatır. Judy yetimhaneden geldiğini kimselere söyleyemez, bu yüzden hep insanlara yalan söylediğini düşünür ve acı çeker. Oda arkadaşı Sallie’nin ağabeyi ve diğer oda arkadaşı Julia’nın amcası Judy’e aşık olurlar. Ulan bizim yok şöyle bir amcalı arkadaşımız değil mi Rustic’ciğim? Neyse, Judy ise amca Jervis’e tutulmuştur ama onlar ayrı dünyaların insanıdır. Bu sebepten ayrılan aşıklar, Judy’nin mezuniyet töreninde tüm okula yetim olduğunu itiraf etmesinden sonra bir araya gelirler çünkü aslında Judy’i okula gönderen zengin adam Jervis’in ta kendisi imiş!

Şimdi bu güzelim dvd’leri izlerken öncelikle TRT Ankara Televizyonu seslendirme sanatçılarına saygılarımı sunuyor, muhteşem başarılarından ötürü onlara teşekkür ediyorum. Keşke Judy’i yine TRT seslendirmesi ile izleyebilsem. Güzelliğinin bir parçası da o muhteşem sanatkarların eseri yaşatan dublajları imiş. Judy’i seslendiren hanım kızın bir daha hiç duymadım. Jervis’i konıuşan beyefendi ise en son gördüğümde Meclis Channel’da haberleri sunuyordu! Terfi etmişti herhalde???!!!



Animasyon yönünden ele alacak olursak, Judy’de hikayenin geçtiği 3 yıl boyunca kahramanlarımızın fiziken büyüyüp geliştiklerini görebiliyoruz. Ayrıca mevsimlere ve olaylara göre bol bol kıyafet değiştiriyorlar, ki Şeker Orospu Candy’nin 10 sene aynı çirkin basmayı giydiğini düşünürsek, bu bence hikayemize oldukça gerçeklik katıyor. Takdir ediyoruz çizer takımını!

Animasyonda başka bir olumlu nokta, bu çizgi filmde eşşek gözlü , kocaman yeşil saçlı kimse yok, inanılır gibi değil, herhalde Japon animelerinin Gerçekçilik akımına denk düşmüş? Gözler olabildiğine normale indirgenmiş, saçlar karakterlere uygun, o yıllarda görünen normal ler. Keşke Judy’nin saçı da Uzunçorap Pippi’den arak olmasaymış, tam olurmuş.

Ve fakat animasyonda feci bir ölçekleme sorunu var, şeker kardeşim, bacaklar çok uzun, kafalar vücutların üzerinde ya nokta gibi ya da karpuz gibi kalıyor! Mesela Jervis o kadar uzun görünüyor ki, gerçek hayatta 3 metre falan olmalıydı. Zavallı Judy’nin memelerinin hemen altından bacakları çıkıyor gibi, yine de Jervis’in beline geliyor ilk tanıştıklarında, olur şey değil, bu durumda Judy’nin 1 metrelik badi badi bir şey olması gerek. Neyseki ilerleyen yıllarda kızcağıza boy attırıyorlar, Jervis’in göğüs hizasına erişiyor da öpüşebiliyorlar. Hepsi birer kibrit çöpü gibi görünen kızlarımız balo elbisesi giydiklerinde birden yuvarlak memeleri ortaya çıkıyor. Neyse bunu da Japonya’daki liseli kız sapıklığına verelim.



Judy’i izlemek, tekrar tekrar izleyebilecek olmak müthiş! En sevdiğim bölümleri izledim, aaah ah! Ne heyecan! Bakalım ne zaman bir Judy günü yapıp 40 bölümü seyredeceğim?

Yakında Orange Road’u sipariş etmeyi düşünüyorum! Keşke Rose of Versailles (Lady Oscar) yı da DVD yapsalar, onu da alırım!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yaz ki muhabbet olsun.