Son günler düğün konusunda epey bereketli geçti, önce Sevda'nın kına düğünü vardı, adet olduğu üzere iş çıkışı arabalara doluşup yola koyulduk, tabii azıcık kaybolduk düğün salonunu bulurken:) Sonunda salona ulaştığımızda gelin hanım Hürrem Sultan kıyafeti ile salınıyordu ortalıkta:)
Düğün dernek gezici grubumuz:))) |
Neyse efendim takımızı taktık, göbeğimizi attık, sonra bize ıslak mendiller verdiler, anlamadık bunlar ne için? Salonu mu silecektik ne yapacak idik? Meğersem kına içinmiş, kına yakılınca gelin hanım hüngür şakır ağladı:) Ellerine kına yakan kızlar da ıslak mendilleri kullandılar
Dün gece de Nuray'ın oğlanın sünnet düğününe davet edilmiş idik. Düğün Dudullu'da idi, benim için kısa mesafeli uçuşa denk bir uzaklık yani:) Hazırlanırken önce kuaföre gidip saçımı kestirdim. Adam beyazların arttığını söyledi, bir tane çıktı mı ötekileri tetiklermiş, küçük pislikler, adi şerefsizler! Tabii fönsüz olmaz, saçıma da Kate Middleton fönü çektirdim düğün şerefine dostlar ahahahah:))
Fakat yeniden şişmanladığım için şık elbiselerimin hiç biri üzerime girmiyordu, ne yapacaktım? Allahtan, aynen Çalıkuşu Feride gibi bir kat lacivert elbisem vardı (Zara) Onu giyip üzerine Kate kolyemi takınca (Zara) yeterince parladığıma karar verdim:)
Mecidiyeköy'de Özlem ve Miki ile buluşup yollara düştük. Tabii bu kadar dramatik değil, Özlem'in nişanlısı bizi götürdü sağolsun, Yanımızda yolluk olarak lahana dolması, çorba, su ve Miki'nin minicik kızı da vardı. Zaten düğünün yıldızı idi Arin, kucaktan kucağa gezdi gece boyu:) Biz de pek kaybolmadık bu sefer, sadece düğün salonuna kadar gidip, tabelayı göremeyip, geldiğimiz yolu geri dönüp daire çizerek bir daha aynı bulvarı geçmemiz gerekti ama o kaybolmak sayılmaz:)))
Böyle dışarıdan Kate gibi görünüp aslında masanın altında bir Mahmut gibi oturmakta idim dostlar:))) O yüzden görünüşe aldanma dememişler mi?
Sonunda ateş gösterisi ile düğün başladı, küçük şehzade kılığıyla Kerem ve güzel annesi ile babası sahneye çıktılar. Kesim işlemi önceden halledilmiş idi, o yüzden pipili pilav yeme korkumuz yoktu. Nuray arkadaşım çok güzeldi, gelin başı değil pek kibar bir topuz yapmışlar saçını, kuyruklu elbisesi de pek zarifti.
küçük şehzade:) |
Slayt gösterisi ardından çiftetelli, misket havası, Lingo Lingo Şişeler, Ankara'nın Bağları ve bilimum göbek havaları eşliğinde bizim düğün gezici tayfası ile kendimizi piste attık, epey kurtlarımızı döktük. Zaten arkadaşımız sağolsun salonu bize tahsis etmiş; kocasına da 1 masalık kontenjan ayırmış ayıp olmasın diye:)) Biz de sanki en son Cuma günü görüşmemiş ve Pazartesi birbirimizi görmeyecek gibi herkes birbirine sarılmalar, öpmeler:)) İlginç bir durum, herhalde birbirimizi şirketteki iş stresinden ayrı bir havada, süslenmiş ve eğlenmeye hevesli halde görünce hoşumuza gidiyor:)))
Düğün dernek gezici grubumuz:))) |
Gece eve girerken uuhhh, ııhhhh diye inliyordum valla, ayaklarım acıyor, terden kafama yapışan saçlarda fönün esamesi kalmamış, suratım terden parlıyor.... Ben "ıııaaahhhh" diye içeri girince babam korktu, beni de bir gülme aldı ne yapayım:))))
İşte bu düğünlerin tek fena tarafı, şirketin hem en güzeli hem de en şahane oynayan kızı olan Tuğba'nın hamilelik sebebiyle iki düğünü de pistin kenarından boynu bükük izlemesi oldu dostlar. Ne yapalım, kısmet gelecek düğünlere, ne de olsa düğün dernek işleri bizden sorulur:))
xo xo
Ohhhh superrr eglenilmus👏👏👏
YanıtlaSil