Nihayet Bodrum maceralarımızı anlatacağım yazılara sıra geldi, çok heyecanlıyım:)
Bodrum'da bol bol yüzüp güneşlendik, yarımadada gezdik, güzel şeyler yedik. Günübirlik turlarla Rodos ve Kos adalarına gidip nihayet yurtdışına çıkmış olduk uzun aradan sonra. Şeytanın bacağını kırdık yani:)) Tabii bir sürü fotoğraf çektim, bir kaç parçaya ayırıp öyle yazayım diyorum, herşeyi tek yazıya tıkıştırmayayım. Şöyle geniş geniş yayılıp yazalım bakalım:))
Gezilerde kısacık notlar aldığım, topladığım belgeleri içine doldurduğum, eski püskü sevgili seyyahat günlüğüm |
Bodrum'da merkezdeki 3 yıldızlı Atrium Otel'de kaldık. Geceliği 80 lira gibi birşeydi, kişi başı. Yeri çok iyi, 5 dakikada yarımada dolmuşlarının kalktığı otogara, 3 dakikada çarşının göbeğine, halk plajlarının başladığı noktaya inebiliyorsunuz. Sabah kahvaltısı ve akşam yemeği fiyata dahil. Kahvaltı çok zengin olmamakla birlikte akşam yemekleri nefisti. Onun dışında çok beklentili gitmemek lazım, ne bileyim sert pikenin gofret deseni popoma çıktı, ufacık sabun vardı, tuvalet kağıdını tek tek bırakıyorlardı, bir kere temizlikçi teyzenin torbasından bir rula çalıp sakladık, o derece:) Dediğim gibi en önemli özelliği merkezi yeri olan ufak bir otel.
Otel rezervasyonunu ETS Tur'da yapmıştık, uçak biletlerini de oradan aldık, THY tabii. ETS'den ise havaalanı-otel transferi satın aldık ve çok memnun kaldık.
Yurt içinde ilk kez uçağa bindim, 1 saat 15 dk sürüyor yol, binmemizle inmemiz bir oldu yani. Bavulları aldıktan sonra ETS görevlileri bizi kapılarda karşılayıp servis aracına bindirdiler ve otelimize gittik. Tarih 20 Ağustos 2012, Pazartesi. Tatilimiz böyle başladı işte.
Eşyalarımızı bırakıp kendimizi çarşıya attık. Her yer tıklım tıklım, hava sıcak, daha kendimize gelememişiz.. Ama çarşı çok renkli ve eğlenceliydi.
En çok çakmacılara şaşırdım, Bodrum deli gibi çakma çanta ve ayakkabı satılan bir merkeze dönmüş dostlar. Hermesler, McQueenler, Chaneller, Miu Miular, Longchampler, Vuittonlar...her markanın en son modelleri, her rengi, her boyunun çakması bütün vitrinleri süslemekte idi. O kadar şaşırmışım ki, fotoğraf çekmemişim bile düşün.
Biz önce sahile inip Halikarnas tarafına doğru yürüdük, gözümüz gönlümüz açıldı
Bu taraf önde halk plajlarının, arkada barların, Leman Kültür'ün vb olduğu kısım
Göt Göte Bar:) |
Buradan geri dönüp çarşının içinden geçerek Mendirek tarafına yürüdük, yani kalenin ön kısmı oluyor. Orası acayip esintili, püfür püfürdü, bir de çay bahçesi var, favorimiz oldu tatil boyunca.
Mendirekten çarşıya dönerek Starbucks'ı bulduk, Hadigari'nin girişinin yanında hemen:))) Oturup kahvelerimizi içtik, kendimize geldik:)
İlk akşamımızda, sıra sıra restoranların dizili olduğu Marina tarafına yürüdük. Sünger Pizza'da yemek yedik. Burası pek meşhur, mutlaka gidin demişlerdi. Dedikleri kadar varmış. Dışarıda kuyruk vardı, içeride oturduk. Epey de bekledik ama pizzalar mükemmeldi.
Gece marina cıvıl cıvıldı tabii, biz de şöyle bir gezip tozduktan sonra otele dönüp yatıp uyuduk:)
Bodrum geceleri |
21 Ağustos Salı
Tatilin ikinci günü artık karpuzları suya indirme zamanı gelmişti. Halk plajına iniverdik, plajda şemsiye-şezlong ücreti alınmıyor. Ama küçük su 3 lira, kola 6,5 lira. Geçirebildikleri kadar geçiriyorlar yani. Yine de buradan denize girmek çok güzeldi, deniz derin ve tam kaleye karşı yüzmekten büyük keyif aldım.
İlk günden haşlanmak istemiyorduk, akşam biraz erkenden çılgın gibi sıcak güneşten kaçıp Cafe Del Mar'a attık kendimizi. Burası Deniz ile Gökhan'ın aşklarının başladığı yer olduğundan mutlaka gidip dondurma yememizi tavsiye etmişlerdi, aynen öyle yaptık:
Cafe Del Mar'da dondurma keyfi |
Bu kafe ilginç bir konsepte sahip. Tam deniz kenarında, masalar koltuklar filan da kumun üzerinde, yani Cafe Del Mar'dan denize girebilir, bütün gün yiyip içerek zevki sefa sürebilirsiniz, bilginiz olsun.
O akşam güneş batarken marinaya indik.
Yine adını çok duyduğumuz Körfez Restoranda balık yemeğe karar vermiştik. Önce mezelerimizi ve kalamarımızı söyledik.
Kocaman bir levreği paylaştık, 3 bira ve 1 kola içtik. 200 lira hesap ödedik. Mekanı pek sevmedik ama, bir kere maç yayınlıyorlardı bangır bangır; ona maruz kaldık. Servis feciydi, herşeyi tek tek söylemek gerekiyor. Ne bileyim kola istiyorsun geliyor, ayrıca bardak istemen gerekiyor, bir daha peçeteyi söylemen gerekiyor falan filan.
22 Ağustos Çarşamba
Çarşamba günü güney sahillerinde geçireceğiniz herhangi bir tatilde muhakkak yapmak gerektiğini düşündüğüm tekne gezisine katıldık. ETS'nin düzenlediği geziyi seçtik biz, otelden tekneye, tekneden tekrar otele transfer var diye. Yoksa Bodrum'da yapılan pek çok geziden birine katılabilirsiniz. Eminim, meşhur kaptanların düzenlediği, geyikleri yıllarca unutulmayan geziler vardır, o kaptanları bulursanız o gemilerle çıkın tura. Yoksa herhangi biri olur bence. Bodrum yarımadasının her bir koyu o denli büyüleyici güzellikte ki, hangi gemiyle hangi koya gittiğiniz çok da önemli değil bence.
Bizim tur Gümbet'ten başladı. Tatilde çılgınlar gibi sabaha kadar dansedip içmek isterim diyorsanız, Gümbet sizin adresiniz. Hava karardığında buralar neon ışıkları ile ışıl ışıl, gece kulüpleriyle bezeli bir nevi Bodrum'un Lalesi'ne dönüşüyor, bütün turist kızlar sokaklarda:) Biz mendirekte oturup çay içen tipler olduğumuzdan gelmedik Gümbet'e :))))
Gezi teknemiz yola çıkar çıkmaz havlularımızı serip üst kata yerleştik, anlatılmaz güzellikte manzarayı izlemeye koyulduk. Öyle cennet bir memleket ki burası, gelişigüzel basıp çektiğin fotoğraflar bile rüya gibi görünüyor
O lacivert sular, denizin üzerinde parlayan güneş tarif edilmez güzellikler sunuyor bizlere.
Teknemiz bizi 5 koya götürdü :
Ada Boğazı
Tavşan Adası
Ortakent Develi Plajı (Camel Beach)
Akvaryum Koyu
Kadınlar Plajı
Koylarda açıklarda demir attık. Gemiden cumburlop serin lacivert sulara daldık, yüzdük yüzdük... Sonra da güneşlendik. Öğlen yemeğini de teknede yedik haliyle.
Yemekten sonra gittiğimiz Ortakent'deki Develi Plajında 1 saat mola verdik. Burası kumsal, sığ bir plaj, develerle gezintiye çıkabilir, su sporları yapabilirsiniz. Tabii adını Camel Beach koymuşlar. Beach lafını da hiç sevmem, plaj işte. Neyse, ufaklıklarla tatil yapıyorsanız burayı deneyin derim.
Develi Plajı |
Meşhur develer:)))) |
Develi'den ayrıldıktan sonra Akvaryum ve Kadınlar koylarına gittik. Akvaryum'da deli gibi balıklar vardı, insanlar suya ekmek attılar, pıtır pıtır suyun üzerine çıktı balıklar, o kadar çoktular. Kadınlar koyu da serin sularıyla içimi ürpertti.
Miss Judy sularda |
O akşam tekne turu dönüşü iyice acıkmış ve yorulmuştuk. Yine de marinanın epey ucundaki Cook Shop'a kadar yürüdük, açıkta ve vantilatörün altında güzel bir yer bulduk. Soframızı kurduk:
Parmesanlı roka salatası |
Mozarella stick |
Antrikot |
Yemeğin en güzel noktalarından biri çalan güzelim müzikler diğeri de buz bardaklar idi:) Neyse ben bir kaç tane bira içip "kedimi özlediiimm" diye höykürmeyeydim iyidi:))
Yanmaya başlamışım:) |
Yediklerimizi hazmetmek için kalkıp mendireğe yürüdük, çay içtik. Çay bahçesinde yanıma sıska, şirin bir kedicik yanaştı. Ya da benim kedi ayı gibi olduğu için diğer bütün kediler bana sıska geliyor, bilemedim. Onu sevip okşadım da biraz kedi hasretimi yatıştırdım:)))
Kedi sevgisi başka şey:) |
Böylece tatilin ilk birkaç günlük kısmını bitirmiş olduk, arkası yarın diyelim o vakit dostlar
xo xo
amanin karnim acikti onca guzel yiyecegi gorunce :))
YanıtlaSilmemleket ne guzel yahu, gormeye gormeye unutmusuz valla :( iyi gitti bu yazin Judy, sefaniz olsun ;)
çok güzel ülkemiz, cennet gibi
Silhoyratça kullanmaya, heder etmeye devam ediyoruz yine de memleket güzelliğini korumaya devam edebiliyor çok şükür.
ohh be içim açıldı judy:)
YanıtlaSiloohhh yaşasın canım o zaman:)
SilTwitter'dan da tatilini takip etmek mümkün idi ve ben mütemadiyen "Ne gezdiniz ya hu, aşk olsun doğrusu!" demekten alamadım kendimi... Tatile çıkamayan biri olarak tatil kuşlarına haset ederim genelde ama senin tatiline daha çok gıpta ettim. Kendi paramı kazanır olunca vasat bir otelde kalıp sürekli gezmeyi, lüks otellere para bayılmaya yeğleyeceğim sanırım =)
YanıtlaSilotelde ETS turun görevlisi vardı, o da aynen ne gezdiniz maşallah, gördüğüm en iyi tatilcilersiniz dedi:))) merkezi bir yerde kalıp kafana göre dilediğin yere gitmek çok zevkliydi gerçekten.
Silinşallah sen daha güzel tatillere çıkarsın canım:)))
ben bu sene tatilimden çok da bir şey anlamadığım için bu güzel tatil yazın 2 sene önce çıktığım Bodrum tatilimi hatırlattı, 2.kısımı merakla bekliyorum:)
YanıtlaSilBodrum gerçekten bambaşka, her gittiğimizde güzel ve eğlenceli olmayı beceriyor:)
SilDevamı geliyor, daha çok şey var yazacak:)
halirkarnaaas'ta geçeen yaaz rastladım sanaaa.
YanıtlaSilDöndün mü sen şimdi?
Ne güzelmiş sular lacivert lacivert, 18 yıldır gitmedim bodruma.
MERAKLA BEKLİYORDUM TATİL ANILARINI CUDİCAN...HARİKA..HADİ DEVAMINI YAZ UZUN UZUN...
YanıtlaSil