23 Haziran 2014 Pazartesi

Paris : Seine Nehri Boyunca Yürüyüş

Paris'te Pazar günü ne yapılır hep merak etmişimdir, son seyahatimde bunu da öğrenmiş oldum.

Pazar günü öğlen yemeğinde civardaki bir Cezayir lokantasına gidip kuskus yedik. Ben daha önce hiç kuskus yememiştim. Bence annemim bol domatesli biberli bulgur pilavı on basar bu kuskus denen kuru pilavımsı şeye. Yanında gelen etle haşlanmış sebzeyi içine döküp karıştırıyorsun, öyle yeniyormuş.







Pazar mesaimizi akşam 7'den önce erken bitirdik. Doğruca Eiffel'e gittik, arkadaşlar kuleyi iyice bir görmek istiyorlardı:) Pazar günü şerefine Trocadero Bahçesinde fıskiyeler sonuna kadar açılmış; millet iki karış suyun etrafında hayatın tadını çıkartıyor idi.


Canım Eiffel




Varşova Fıskiyeleri imiş bunların adı:









İşte o iki damlacık suda çocuklar çimiyor, büyükler çimenlerde güneşleniyor, yiyor, içiyor... Kimse kimseye karışımıyor, laf atmıyor, mis gibi bir Pazar günü geçiriyorlardı. Mangal yapan tek bir vatandaş görülmüyordu etrafta:))








Eiffel Kulesinin arka tarafı, Champs de Mars dedikleri devasa bir park. Parka kocaman ekranı dikmişler, millet tenis maçı izliyor idi. Zaten bu memleketin her yanı yemyeşil parklarla bezeli:( Yahu biz ne beter içine ettik canım memleketin, düşündükçe kahroluyorum dostlar. Bir tane park kalmadı şöyle gidip yayılacak. Kuruçeşme'de güzelim Cemil Topuzlu parkını mahvettiler. Önce Parkfora restoranına peşkeş çektiler, lokanta diktiler parkın göbeğine, sonra da sahili kapatıp gemi iskelesi yaptılar. Gezi Parkına hiç girmiyorum. Göztepe'de habire gökdelen dikiliyor. Yeşil alanların hepsine bina dikiliyor. Ay ölelim biz ya, yaşamıyoruz biz valla, işkence çekiyoruz anca:(((



Champ de Mars





Sonra nehir kenarına dönüp yukarı doğru yürümeye başladık.

gelecek sefere kadar hoşçakal canım :)

















Eiffel'den O süslü 3.Alexander köprüsüne gelene dek Seine boyunca yürümüştük. 







Ben poz verirken yanımda ne filmler dönüyordu :)









 Köprü bile müze gibi, heykeller, kabartmalarla bezeli.












Köprüden karşıya geçince Grand Palais ile Petit Palais'nin tam ortasına geliyorsunuz. Buradan da sağa yürüdünüz mü Concorde Meydanı, sola çıktınız mı Chapms Elysees!



Biz Concorde'a geldik çünkü çocuklar hediyelik eşya almak istiyorlardı, buradan da direkt Montmartre'a çıkabilirdik. Orada sağlı sollu mağazalardan herkes keyfine göre bir şeyler bulabilirdi.

Concorde Meydanı

PARİS İPUCU : Metrodan Blanche durağında inerseniz tam karşınızda meşhur kırmızı değirmeni görebilirsiniz.

 Moulin Rouge :




Akşam yemeğimizi Montmartre'da bir İtalyan restoranında yedik.  Küçük ve güzel bir meydanda oturduk.








Mozarella

5 peynirli ravyoli

Pizzaaaa

Yürümekten ayaklarımıza kara sular inmiş ama günlük güneşlik Paris'in tadını çıkartmıştık. Daha ne olsun. İşte eve dönüp bir gün yatınca dinleniyorsun, ağrılar geçiyor. Oh iyi ki gezmişim diyorsun:)

Paris'te geçirdiğim son bir gün kaldı anlatacak. Sanırım en güzeli de o:)

xo xo


3 yorum:

  1. parise gidip kuskus yemek! kınıyorum seni

    YanıtlaSil
  2. Her postunla daha bir moralim bozulup şu memleketten soğuyorum, neyse ki Antalya'da yaşıyorum da yeşillikten yana sıkıntı çekmiyorum...

    YanıtlaSil
  3. Zevkle okuyorum ayşegül pardon judie pariste tefrikanı:)))) ya bu fransızlar harbi salak. koskoca eyfel manzaralı yer, dik bir kaç avm, içinde çocuklar koşturur, millet alışveriş eder, para akar valla. hiç ekonomiden anlamıyor bunlar:))))
    çenebaz

    YanıtlaSil

Yaz ki muhabbet olsun.