Önce salatalarımızı yedik tabii, ben de çorba içtim. Nerdeee artık o gurme sofralar, kebaplara gömülmeler, whopper menüye kafa gömmeler, soğan halkaları ah ah.
Yemekten sonra Gloria Jeans kahvecisinde kahve içtik. Eğer yemek yemeseydim mocha içecek idim amma yemek yediğime göre filtre kahve içtim yalnızca. Şu Gloria'da ennn sevdiğim kahve Creme Brulee Latte idi, onu da mönüden çıkarttılar, yazık. Mochası mesela Starfucks gibi güzel olmuyor bu Gloria Jeans'in amma mekan daha boş, daha rahat oluyor Starfucksa göre.
Muhabbet edip kahvelerimizi içtik, yorgunluğumuzdan fazla şamata yapamadık, Sevalciğe de nezle bulaştırmışım geçen buluşmamızda, meğersem günlerce yorgan döşek yatmış, sesi çatal çatal idi , hay aksi.
Kahveden sonra mağazaları dolaştık, Bershka'ya baktık, teenage insanız ya püahahaah, sonracığıma Stradivarius'a baktık, tabii her absürd şeyle eğlenerek geziyoruz mağazaları, mesela basma dayt, tül bluz gibi :)) bütün şapkaları takıp deniyoruz filan, böyle olunca mağaza gezmekten sıkılmıyorum dostlar. AVM kapanmadan Zara'ya da göz atıp evlere dağıldık, hiç birşey almadık herşey çok pahalı idi dostlar.
Cumartesi günü hava harikaydı, Lady Charlotte beni Mecidiyeköy'den aldı ve beraber karşıya geçtik, ilk kez araba ile köprüyü geçmişti canım arkadaşım, çok eğlenceli bir andı:) Karşıya geçince Bağdat Caddesine gitmeye çalıştık lakin biraz kaybolduk, ama azıcık:)) Neyse Bostancı Halk Eğitim Merkezi varmış, oraya ulaşıp arabayı bıraktık, caddeye yürüdük. Meğersem caddenin en ucuna gelmişiz. Neyse Mango'nun karşısındaki Starfucksda oturup kahve içtik, birşeyler yedik. Zekish koştu yetişti, böylece ekip biraraya gelmiş oldu:))) oohh bi saat oturduk, sohbet muhabbet derken kalkıp caddede gezdik. Zara'ya (küçük olanına), GAP'e, Mango'ya baktık. Yaşlandım mı nedir, bu kadarcık dolaşınca ben çok yoruldum, dilim damağıma yapıştı. Zaten kalabalık cadde, İstiklal'e dönmüş durumda, ay resmen sürünüyorum. Nook Cafe'ye oturduk, diet cola içtik, bayram tatilinde ne yapacağımızı konuştuk. İnşallah Real Fiesta seyyahları olarak yine yollara düşeriz, çok özledim seyyah olmayı.
Kafede dinlendikten sonra zaten akşam olmuş hava kararmış idi. Zekish ile Charlotte beni bir dolmuşa koydular canım arkadaşlarım:) 7'de dolmuşa bindim, 8'de Beşiktaş'ta idim, bence çok iyi, hem de Cumartesi gecesi için! Yol boyu da uyukladım, sade Nakkaştepe'den köprü yoluna inerken bir uyandım... Karşımda yeryüzünün en şahane manzarası, Boğaz Köprüsü, turkuvaz ışıklar içinde, safir bir gerdanlık gibi, köprüdeki normal lambalar da gerdanlığın pırlanta taşları, ve bu ışıklı güzellik Boğaz'ın kara lacivert sularından yansıyor. Büyülendim bu manzara karşısında...
Beşiktaş'a gelince Etiler otobüsüne atladım, marketten haftalık alışverişi yapıp eve geldim.
Bugün de Ayşe Kulin'in Türkan Saylan kitabı, TEK VE TEK BAŞINA TÜRKAN 'ı okudum. Edebiyat olarak bence Füreya kadar iyi değilse de Türkan Saylan'ı; hayatını hekimlik mesleğine vakfetmiş, hastalarını ve mesleğini yaşamındaki herşeyden üstün gören, cüzamı bu coğrafyada bitirmek için ömrünü seve seve harcayan, yüreği insan sevgisi ile dolu hakiki bir vatansever olan bu eşsiz kadını bir kere daha hayranlık ve minnetle anarak, zevkle okudum.
Bu akşam da Darth Vader grafik romanımı okuyup geçen gün aldığım ucuz dvdleri ve Behzat Ç.'yi izleyeceğim.
Ezeltesi görüşmek üzere:))
xo xo
İstanbula geldiğimdeee o NookCafe'ye uğramıştım eveeet!
YanıtlaSilAnnem okudu da ben üşendim biraz kitabı okumaya, dizisini izleriz artık :)
dizisini bi gece yarısı tekrarında izledim, bence çok iyi olmuş:)
YanıtlaSilherşey çok pahalı ve sadece 40 kg kızlara yakışacak şekilde tasarlanmış gibi gelio bana bu aralar :)
YanıtlaSilevet şekercim, herşey düdük gibi, kısacık yapıyorlar. uzun tişört buldum mu valla atlıyorum hemen define bulmuş gibi:)
YanıtlaSil