31 Mart 2006 Cuma

Ayhan Işık ve Küçük Beyin Kısmeti

Dün akşam Küçük Beyin Kısmeti isimli 1963 yapımı bir Türk filmi seyrettim sayın seyirciler. Tam da benim sevdiğim siyah beyaz, zekice yazılmış, salon komedisi tarzı bir film. Başrolde Ayhan Işık, muhteşem yakışıklılığı, harikulade fiziği, doğal zerafeti ve mükemmel zamanlamasıyla filmi alıp götürüyor. Türkan Şoray henüz o büyük değişimini yaşamamış, sevimli bir genç kız. Filmimizde Süat Avrupa'da mühendislik eğitimi alarak yurda dönmüş zengin ve çapkın bir gençtir. babası Hulusi Kentmen onu Atıf Kaptan'ın zengin ve güzel kızı Pervin'le sözlemiştir. Süat evlenmeden önce kızı tanımak ister. Bir partide Süat'ın düşüncesiz sözlerini duyan Pervin kendini Şermin olarak tanıtır, sonra kafasına komik bir peruk, suratına şişe dibi gözlükler, ağzına da kazma dişler takarar, kekeleye kekeleye Süat'a ilanı aşk eder, hem de tükürükler saçarak. Süat arkasına bakmadan kaçar, Şermin'e kur yapmaya koyulur. Şermin olarak Süat'a aşık olan Pervin, ailesine de Süat yüzünden çok içlenmiş numarası yapmaktadır ve işler arapsaçına döner.

Filmde eski İstanbul'un arnavut kaldırımı döşeli asude yollarını, alçak ve geniş kaldırımlarını görüp bizim de içlenmememiz mümkün değil sayın seyirciler. Yine de harikulade Ayhan Işık'ın ekrandan taşan cazibesi ve sıcaklığı bu filmin en güzel yanı.

29 Mart 2006 Çarşamba

ne yarın ne de dün

söylenecek sözüm yok , hepsini can dündar abim söylemiş , olayı bitirmiş , noktayı koymuş.

'' Çok zaman önceydi.O kadar zaman önceydi ki zaman diye bir şey yoktu. İnsanlar güneş doğup batıncaya kadar yaşıyorlardı hayatı. Bir daha hiç olmayacakmış gibi dolu ve anlamlı. Derken zaman diye üç parçalı bir şey icat etti insan. Bir parçasına dün dedi, diğer parcasına bugün, öteki parçasına da yarın. Sonra fesat karıştı zamana ve insan bugünü unuttu. Dünü düsünüp pişman oldu, yarını düşünüp telaşlandı; ama işin ilginç tarafı tüm telaş ve pişmanlıkları güneş doğup batıncaya kadar yaşadı. Farkında olmadan rezil etti bu gününü. Oysa yarın, bugüne dün diyor, dünde bu gün için yarın diyordu. Bir türlü beceremedi.Bir eliyle yarına, diğer eliyle düne yapıştı. Bu günü eline yüzüne bulaştırdı...Mutsuz oldu insan. Ve ne gariptir ki yarının telaşı da, dünün pişmanlığını da hep bugün yaşadı; ama bugünü hiç yaşayamadı.Ne yarın ne de dün! ''

28 Mart 2006 Salı

makyavelli ne yapardı, lady charlotte ?

ekmek teknesinin en tepesine çıkıp oturmak istiyorsan kişiliğinde bulup çıkarman ve beslemen gerekenler serisi :
narsizim : içinde muazzam bir bencillik barındırıyorsun.bunu dışarı çıkar. çiçek açmasını sağla. ortada sen varsın ve herşey senin etrafında dönüyor.
açgözlülük : isteklerinin sonu gücünü sınırlar. herşeyi istemelisin.
büyüklük yanılgısı : haklısın. çok büyüksün. dev gibisin. ama sadece o kadarsın. başının bedeninin üzerinde salınmasını hisset. dünya sen yaşadığın için ne kadar şanslı?
bükülmezlik : burada gereken oyunu oynamalısın. burada gereken oyunu oynamalısın. burada gereken oyunu oynamalısın.
ketumluk : kapkara ve özel bir alanın var. oraya sık sık git.orada kendinle konuşarak biraz vakit geçir.
kıvanç : ama sürekli etrafı temizlemenin ne anlamı var. çık oradan! insana içine karış! kaynaş! sen büyük lokmasın.
öfke : seni devirmeye çalışan kuş beyinlileri başından def etmelisin. onlara izin verme. onları ez , kemiklerinin nasıl kırıldığını duy , nefes borularının nasıl daraldığını seyret !
golf :işte burası son nokta! aklın alabildi mi?
işte tamamıyla mükemmel olmak : niye kutlamıyorsun?

gelme

'' Bir ses ta derinden
dedi vazgeç yol yakınken
yollar bana koymaz
tutarsan ellerimden ''

24 Mart 2006 Cuma

amazing cat collection . com









muhteşem ve matrak kedi fotoğraflarıyla dolu harikulade bir site.

amazing cat collection . com

Sultan Serisi

Dün akşam Kabalcı'ya uğradım, çizgi film vcd'si var mı diye bakacaktım. Bir de ne göreyim? Gala Film diye bir şirket SULTAN SERİSİ sürmüş piyasaya, Türkan Şoray'ın eski filmleri. Genç Kızlar'ı aldım, hani Nihal Yeğinobalı'nın yabancı bir isimle yazdığı açık saçık ateşli bakire kızlar fantazisi. Şımarık kızlarla dolu bir sanat okuluna gelen yeni öğretmen ve bu öğretmene veresiyeleri gelen çeşit çeşit kızı anlatan bir eser. Bir kuşağa roman okumayı da sevdirmiştir bu kitap. Neyse, filmin jeneriğinde "eser ve senaryo : Nihal Yeğinobalı" diye belirtilmişti? Film de, kitap gibi Tiyatro Okulu'nda geçiyor, müdüresi de Bedia Muvahhit. Türkan sultan esmer ve ateşli Behlül (Miss bee), Hülya Koçyiğit nazlı Oya (Hindley Bell), sarışın bir kız azılı şehvet düşmanı Pervin (Prissy) bir de güzeller güzeli Süreyya (Mariana) . Kızları görmeyin, hepsi 75 kilo, olgun dolgun ablalar. Bol bol soyunup dökülüyor, sere serpe oturup çamaşırları fora ediyorlar. Türkan'la Hülya 10 parmak piyano çalarken kızlar çarliston dansı yapıyor . (Film 1963'te çekilmiş) Haa esrarengiz öğretmen Gabriel Samson rölünde tabii Ediz Hun var, adı da İskender İskit püahahahahaa. İnşallah 60 yılların başka filmlerini de yayınlarlar. Bu tarihlerde yapılmış siyah-beyaz çok güzel salon komedileri var, bayılırım ben onlara. Neyse işte bir de Donald amca ve Gufi vcd'si aldım, Miki Fare'li olanı bulsam onu da alırdım.

18 Mart 2006 Cumartesi

DOĞUM PASTAM

















İşte Kürşat amcanın benim için tasarladığı özel yapım pasta... püahahahhaaaa

15 Mart 2006 Çarşamba

yağmur

i'm singin' in the rain
just singin' in the rain
what a glorious feeling
i'm happy again.

i'm laughing at clouds
so dark , up above ,
the sun's in my heart
and i'm ready for love.

let the stromy clouds chase
everyone from the place
come on with the rain
have a smile on your face

i'll walk down the lane
with a happy refrain
and singin'
just singin' in the rain
i'm dancin' and singin' in the rain...

13 Mart 2006 Pazartesi

Step Jun

işte o Judyler'i, Orange Roadlar'ı seyrettiğimiz golden summer günlerinde bir de bu Hai! Step Jun çizgisi vardı, ben çok severdim, hatırlayan kimse görmediğim için şuracığa yazayım dedim. Bu Jun turuncu saçlı ve çok zeki minik bir kızdı, o kadar akıllıydı ki kendine robotlar yapar, evin banyosunda füzeler uçururdu. Bu kadar çok her boku biliyor diye ilkokuldan hooop kolleje geçirmişlerdi bunu, kollejde Zero diye yakışıklı, hayta, serseri bir motorcu oğlan vardı, Jun da ahanda bu oğlana aşıktı, valla tek hatırladığım çok komik olduğu bu çizgi filmin, bayılırdım gülmekten, minicik Jun o kazık kadar oğlanın peşinde koşar, etrafta robotlar uçuşur, bin türlü saçmalık gırla giderdi...püahahahaha , zaten herhalde o yüzden sevmişimdir, R2D2'ya benzeyen yaratık yüzünden, kan çekmiş...

12 Mart 2006 Pazar

Bahreyn'de Alonso kazandı

CNN TÜRK.com - Formula 1 - Bahreyn'de Alonso kazandı - 12 Mart, 2006

Geçtiğimiz yıl Formula 1'in en genç dünya şampiyonu unvanını alan Fernando Alonso 2006'nın ilk yarışını Ferrari'den Michael Schumacher'in 1.2 saniye önünde kazanmayı başardı.

Bahreyn Grand Prix'sine dördüncü sırada start alan Renault sürücüsü hemen ikinci sıraya yükseldi ve pole position'da başlayan Michael Schumacher'in arkasına yerleşti. İkinci pit stoptan sonra piste Ferrari pilotunun hemen önünde çıkan Alonso liderliğini finişe kadar korudu ve kariyerinin dokuzuncu birinciliğini elde etti.

Kariyerinin 85'inci F1 zaferini kovalayan Michael Schumacher genç rakibiyle giriştiği mücadelede ikincilikle yetinirken, son sırada başlayan McLaren pilotu Kimi Raikkonen üçüncü sırayı aldı.

11 Mart 2006 Cumartesi

Sezonun ilk yarışında pole pozisyon Ferrari ekibinin!!!

Sıralama turlarında Schumacher birinciFormula 1 Dünya Şampiyonası'nda sezonun ilk yarışı olan Bahreyn Grand Prix'sine, Ferrari'nin Alman pilotu Michael Schumacher ilk sırada başlayacak.

Sakhir Pisti'nde 3 ayrı etap halinde yapılan sıralama turlarında, dünya şampiyonu pilot Schumacher, 1.31.431'lik derecesiyle yarınki yarışa ilk sırada (pole position) başlamaya hak kazandı.

Kariyerinde 65. kez yarışa ilk cepten başlama hakkını kazanan Alman pilot, bu başarısıyla Brezilyalı Ayrton Senna'ya ait olan rekoru da egale etti.

Ferrari'nin yeni transferi Felipe Massa ise oldukça başarılı performansıyla ikinciliği elde ederken, sezona iddialı giren Honda takımının İskoç pilotu Jenson Button da üçüncü en iyi dereceyi yaptı.

http://www.hurriyet.com.tr/spor/4063046.asp?m=1&gid=69

7 Mart 2006 Salı

Oscarlar

Aman ne sıkıcı törendi! Ne sunucuyu sevdim ne de kıyafetleri. Nicole'ü bile beğenmedim, çok solgun, hastalıklı gibiydi, saçlarını kırmızı yapmalı, ne özenti o sarı pelüzeler? Charlize Theron çok güzel görünüyordu, bana Doktor Jivago'daki Julie Christie'yi anımsattı ancak onun da elbisesi çok abartılıydı, beğenmedim. Uma Thurman muhteşem ve görkemliydi, Keira hoştu ama yaşına uygun giyinmemişti. Robert Altman'a da onur oskarı verdiler, al bunu götüne sok der gibi, bunca yıl görmezden gelindi. Meryl Streep ile Lili Tomlin'in Altman'a ödülü sunuş konuşmaları ise gecenin en eğlenceli numarasıydı bence En hoş aktör kesinlikle George Clooney idi, ne kadar zarif, espirili, neşeli, ay aman dört başı mamur, harika kısmet!


6 Mart 2006 Pazartesi

Nicole Kidman 2006 Oscars Red Carpet

Balenciaga...






Moda'da hafta sonu

Cumartesi günü Moda'da misafirlikteydim sayın seyirciler. hava güneşli ama rüzgarlıydı, yine de meşhur Ali dondurmacısından sezonun ilk dondurmasını yedik, nefisti! Uzun uzun yürüdük, bacaklarım ağrıdı. Ama yürüyüşten sonra 2 şişe Villa Doluca içip Sibo'nun pastırmalı kaşarlı böreklerini yuttuk. Pazar sabahı da hem acılı sucuk hem de sucuklu kaşarlı tost yedik... Üzerine yürüyüş patlattık, tam Bahariye'nin tepesinde bizim Zaga'dan Turgi'yi görmeyelim mi? O da 1 yıldır Okan'la görüşmüyormuş... Vay be... Gün olur devran döner bu olsa gerek!

Pazar günü Crunch Max denedim, çok başarılı, hafif ve çıtır bir gofret olmuş... Hastasıyım.

1 Mart 2006 Çarşamba

99 ROOMS

Flash ile tasarlanmış harikulade çarpıcı 99 tane odayı gezebiliyorsunuz, mükemmel.

99ROOMS.COM