6 Kasım 2017 Pazartesi

36.İSTANBUL KİTAP FUARI SERÜVENİMİZ

İşte aylar mevsimler birbirini kovaladı ve bir Kasım ayına daha geldik sevgili seyirciler. Şu karanlık ayı da hiç sevmem, Aralık Ocak gibi değildir hiç. Onlar kütür kütür kış mevsimi, kar yağar filan, bu Kasım kapkaranlık, iç sıkıcı bir gökyüzü ile moralimi bozan anlamsız bir ay.


İşte bu yerin dibine soktuğum Kasım ayının tek güzel tarafı tabii ki Edirne'deki İstanbul Kitap Fuarı idi. Bu sene yıllar sonra ilk kez Pazar günü gittiğimiz fuardan yine bir sürü kitap alarak ve yetersiz indirimlere söylenerek döndük. İşte en sonuncu Kitap Fuarı serüvenimiz:


36.İstanbul Kitap Fuarı

Seyahatimiz sabah erkenden La Capitana'nın beni evden alması ile başladı. Giderken yollar bomboştu ve basa basa yarım saatte Beylikdüzü'ne gittik, gerçekten inanılmazdı. Park etmek ve içeri girmek biraz eziyetli olsa da nihayet içer girdiğimizde keyfimize diyecek yoktu :)

Judy ve La Capitana

İlk karşımıza çıkan yayın evi Dex idi, %20 indirimi ile "hiç yapmasaydın, zahmet oldu" dedirtti. Tabii bunun ağababası Doğan Kitap da aynı şekilde %20 indirim yapmakla yetinmişti. O ne ya, %20 ne? Anlıyorum, fuara katılım çok masraflı, stand ücretleri fahiş seviyelerde. O zaman yayıncılar birleşin, isyan edin ne bileyim, olmuyor mu öyle? Gençler, okuma heveslisi bir sürü pırıl pırıl çocuk ellerinde listeleriyle kalkıp cehennemin dibindeki fuara gelmiş zaten, yapın bi güzellik, fuara geldiğimize değsin.


Dex

Neyse ki hem Doğan hem de yavrusu Dex yayınları 10 liralık kitap standı da kurmuşlardı. Gelgelelim ilgimizi çeken birşey bulamadık bu bölümde.





Oğlak Yayınları %30 indirim yapan yayın evlerinden biriydi. 5 Liralık kitaplarla dolu sepetler de hazırlamışlar.

Maceraperest Kitaplar

Oğlak


Artemis'te standart %25 indirim vardı. Marissa Meyer'in yeni kitabını alayım mı dedim, sonra vazgeçtim.  Yarı yaşımdan küçük kahramanların YA maceralarını okumak istemediğimi düşündüm. Tabii daha sonra fikir değiştirebilirim. Çünkü Ay Günlükleri serisini çok sevmiştim.

Artemis

Epsilon'u not almamışım ama o da standart %25 indirimliydi diye hatırlıyorum. Bu sene 10 liralık kitaplar da koymuşlar ama hoş bir hareket olmuş.

Epsilon

Altın Kitaplarda %25 indirim vardı, Stephen King paşaya 3 al 2 öde kampanyası yapmışlar. O'nun yeni sert kapağı da çok güzeldi.

Altın Kitaplar

Kral

İmge Kitabevi de %30 indirim yapmış, sağolsunlar.

İmge Kitabevi

Can Yayınları %30 indirimli. Aferin böyle devam.

Can Yayınları

İthaki bazı kitaplara çok indirim yapmış. Mesela Zaman Çarkı serisi %40 indirimli, Poe romanları %50, Kafka %40 indirimli idi. Diğer kitaplar ne kadar inmişti anımsayamadım. Bu arada Enginlik Serisinin devam edeceğini söylediler. Çok sevindim. Bayılıyorum o kitaplara.

İthaki

Everest'de çok güzel kitaplar vardı ama indirim %25 idi. Babacığıma Simenon kitapları aldım, artık fuara gelemiyor malum. Biraz moral olsun adamcağıza

Everest

Simenon


Babamın kitapları

Koridor Yayınları 10-15 liralık kitapları ve 3 kitap 40 Lira kampanyası ile fuarın hakkını veriyordu.

Koridor

Aynı şekilde Martı Yayınları da 5-10-15 liralık kitaplarla fuarın neşesiydi resmen. Ama aradığım kitapları bulamadım, idefix'den alacağım (Ariana Franklin'in ortaçağ romanları).

Martı

Hep Kitap %30 indirim yapanlardan. Çok güzel kitaplar var.

Hep Kitap

April Yayıncılık da %30 indirimle güzelim kitaplarını sergiliyordu. Çıkan her kitaplarını hemen aldığım için fuardan alacak birşey kalmamıştı ama siz mutlaka bakın. Sezgin Kaymaz'ın Uzunharmanlar'da Bir Davetsiz Misafir kitabı yeniden yayınlandı mesela, gözden geçirilmiş yepyeni hâliyle hem de. Algan Sezgintüredi'nin sabırsızlıkla beklediğimiz yeni romanı Süperben haftaya fuara gelecek. Saygın Ersin okumadıysanız tavsiye ederim, çok güzel yazıyor. Tükeniş Kulübü, Paldır Küldür, Uyuyamayanlar hep yeni güzel kitaplar.

April

Nemesis Kitap minibüslü değişik bir tasarım yapmış.

Nemesis

Son olarak Arkabahçe çizgi romancısına uğradık. Şahane bir indirim yaptıkları için bütün Daredevil serisini aldım, çok mutluyum.


Domingo, Sel, Kırmızı Kedi, MonoKL, Yitik Ülke'ye maalesef uğrayamadım. Elimiz kolumuz kitap dolunca sonlara doğru performans gösteremedik, dayanamadık daha fazla eşşek gibi kitap taşımaya.

Benim aldıklarım da işte bunlar:





Eh, yine bol bol polisiye almışım, bravo bana. Kitapların tek tek yazısını başka zaman yazarım.


Fuardan dönüşümüz de geçen yıllara nazaran çok rahat oldu, 1 saatte eve gelebildik. La Capitana'nın güzelim havuçlu kekini yedik, elleriyle yaptığı bergamot likörüyle çakırkeyif olduk. Ah bir de akşam kaptancığımın arabası çekilmeseydi, eve dönerken araba peşinde koşmak zorunda kalmasaydı dört dörtlük bir gün geçirmiş olacaktık.


Dostlar, haftaya Cumartesi 11 Kasım'da yine fuara gideceğim, April yayınlarının imzası var. Yani hem Algan Sezgintüredi, hem Sezgin Kaymaz orada olacaklar, yıllar önce ilk tanıştığımız gün çektiğimiz fotoğrafı bir kere daha çekmeyi hayal ediyorum:) 


Yani haftaya bir yazı daha gelecek, hazırlıklı olalım :))

Xo Xo

17 Haziran 2017 Cumartesi

Amsterdam Gezisi 4.Gün : Kanal Turu

Amsterdam'daki son günümüze yine Omelegg'de güzel bir kahvaltıyla başladık. Sonra da Centraal Station önünden kalkan kanal turlarından birine katıldık.






Hani şehre ilk gelişte iamsterdam kartı almıştım ya, işte o kart ile bir adet kanal turuna ücretsiz katılabiliyorsunuz. Gray Line firmasının turuna katıldık biz, hoş bir detay olarak audio turda Türkçe desteği de vardı.

İnce uzun, yassı teknelerle önce limanın dışına çıkıyor ardından şehrin içine gelip önceki günlerde yürüdüğünüz yolları bir de suyun içinden izliyorsunuz.

Bu kanalların hiç kokmadığını da ekleyeyim.



























Burası Bilim Müzesi, tepesinde insanların güneşlenmesi için park varmış


İşte tepesi bu

















Hermitage Müzesi









Opera Binası













,
























Centraal Station



St Nicolaas Kilisesi

Tekne ile kanal turu bittikten sonra şehirde epey yürüdük. Heineken Experience'e gidecektik ama pahalı olduğunu düşündüm, o parayla kanal kıyısında Cafe de Jaren'de oturup birkaç bira içmek daha mantıklı geldi.























Rokin

Rokin


Cafe de Jaren


Cafe de Jaren'den kanal manzarası

Damrak


Damrak

Akşam olunca Centraal Station'dan bilet alarak trenle 15 dakikada hava alanına ulaştık. Hava alanında uçuş kartınızı makineden almanız, sonra da bavulunuzu otomatlara yerleştirip bagaj bileti basmanız gerekiyor. Bagaj biletini bavula yapıştırdıktan sonra otomat kapanıyor ve bavul gidiyor. Bunu ilk kez gördüm, çok şaşırtıcıydı. Bir de güvenlik sıkıydı, komple vücut röntgeninizi çeker gibi bir cihaza sokuyorlar sizi, Üzerinizde ne var ne yok ortaya çıkıyor:)


Amsterdam'ı çok sevdim gerçekten, ufak tefek, yeşil ve sulak, insanlar özgür ve huzurlu, herkes İngilizce konuşuyor ve Paris'e göre daha ucuz buldum burayı. Bir de hiç dilenci ya da evsiz görmedim, bu da ilginç geldi.


Böylece bir seyahatin daha sonuna gelmiş olduk, yeni serüvenlerde görüşmek üzere dostlar,

xo xo.