Cumartesi gecesi kuzen kardeşlerimle Taksim'de buluştuk sayın seyirciler.
Nevizade'deki Vera meyhanesine gittik. Aslında kuzenlerim evlenmemişken biz hep Aslanım birahanesine gider idik püahahaha . Tabii şimdi biraz fazla salaş geliyor orası aman da aman.
En üst kattaki teras doluydu, biz de garson oğlana baskı yapmaya başladık, biz sekiz kişiyiz de , çok içeriz de, ayı gibi yeriz de, bizi terasa alll diye. Sonunda terasta yer bulundu oturduk dizildik boncuk gibi, içtik içtik, daha doğrusu kuzenler mariachi vb ince ince takılırken ben arjantinleri devirdim, neyse. Yalnız mutfakta bir sorun vardı , patates gelmek bilmedi dostlar.
Sonra da yağmur başladı ahahahahaha. Ulan bütün yaz 2 kere yağmur yağdı, o da bize denk düştü, buna inanabiliyor musunuz dostlar? Bu sefer biz aşağıya alsana bizi abiee diye garsona yalakalık yaptık sanıyorsanız , hayır. Ama boş bir bira kupasını tepemize açtıkları tentenin akan kısmının altına koyduk, akan çatının altına leğen koyarsın ya onun alkolik versiyonu, ve de kupa doldukça La Capitana kardeşimiz suları şorrr diye terastan aşşağıya boşalttı püahahahaha.
Artık o sular kikim kafasından aşağı boca oldu bilemeyeceğim. Fakat biz çok eğlendik. Hatta Erkan bize muhteşem bir deniz macerasını anlattı. Sonra başka nelerden konuştuk anımsayamadım , arjantinleri fazlaca hızlı içmişim de.
Vera'dan çıktıktan sonra hepimiz koşa koşa taksilere zor bindik, malum evlere tuvalate yetişme belası ahahahahha.
28 Temmuz 2008 Pazartesi
27 Temmuz 2008 Pazar
Boğaz'da lacivert bir gün
Bu yaz en çok hoşumuza giden aktivide Boğaz'da geçirdiğimiz cumratesiler oldu sayın seyirciler. Hoş benim bütüm ömrüm Boğaz2da geçiyor. (hehehhhe) Ama insanın arkadaşlarıyla bu güzelliğin tadini çıkartması tabii bambaşka, ve harika.
Önce Emirgan Sarı Köşk'te kahvaltı, oburcuğuz ya:) Yaz başı burası vıngır vıngır kalabalık iken Temmuz ayında epey boştu.
Sonra Emirgan'dan Hisar'a yürüyüş
Boğaz lacivert ve üzerinde parlayan güneşin altında pırıl pırıl
Bu parkurda en sevdiğim yer Boyacıköy Eczanesi. Valla birkere bile içine girmişliğim yok. Ben doğmadan önce bizimkiler Baltalimanı'ndan Bebek'e taşınmışlar. Ama annem çok sever bu zarif ve eski eczaneyi , o yüzden benim için de sanki tanıdık bir yer, eski aile hikayelerinde dinlediğim...
Turumuz Hisar Gloria Jeans kahvecisinde büyük boy dondurmalı Cocoa Loco ile sona eriyor :)
Önce Emirgan Sarı Köşk'te kahvaltı, oburcuğuz ya:) Yaz başı burası vıngır vıngır kalabalık iken Temmuz ayında epey boştu.
Sonra Emirgan'dan Hisar'a yürüyüş
Boğaz lacivert ve üzerinde parlayan güneşin altında pırıl pırıl
Bu parkurda en sevdiğim yer Boyacıköy Eczanesi. Valla birkere bile içine girmişliğim yok. Ben doğmadan önce bizimkiler Baltalimanı'ndan Bebek'e taşınmışlar. Ama annem çok sever bu zarif ve eski eczaneyi , o yüzden benim için de sanki tanıdık bir yer, eski aile hikayelerinde dinlediğim...
Turumuz Hisar Gloria Jeans kahvecisinde büyük boy dondurmalı Cocoa Loco ile sona eriyor :)
kaktüs çiçekleri
annemim kaktüsü çiçek açtı ama ne çiçek, bir seferde ben diyeyim 10, siz deyin 15 çiçek.
Üstelik çiçeklerin ömrü 1 günden az. Cuma sabah erkenden uyandığımda hepsi birden açmıştı, sabahın köründe saksıların tepesine çıkıp fotoğraf çektim :
akşam eve döndüğümde ise çoktan solup gitmişti bu mükemmel güzellik.
17 Temmuz 2008 Perşembe
selam dostlar
Tembellik değil de bezginlikten sanki aylardır yazmıyorum
Halbuki bir takım atraksiyonlar içerisindeydik
Mesela yine bir düğün vardı, bizim minik Tuğba'nın düğününde Osman Aga eşliğinde coştuk, yani piyanist şantör arkadaşa zorla Osman Aga çaldırttım, düğünlerde Foolish Kazanova ile beraber enn favori türkümdür püahaaha
Unutmazsam akşama buraya tam göbek anında çekilmiş süper bir foto koyacağım. Ayferle gerdan kırarken Deniz yakalamış bizi.
Sonracığıma kendime yeni bir çanta aldım, yeşilimsi, postacı çantası tadında, böyle birsürü cebi, gözü, fermuarı var, tam seyyahat çantası. Çok sevdim kendisini. Bir gözüne rocco şeker, bir gözüne akbil, öbür gözler boş kaldı ama olsun.
Özgür'ün düğününde giymek üzere indirimden siyah kısa bir elbise aldım Benetton'dan, altın rengi ayakkabılarım vardı , ve de Lady Charlotte bana London'dan çok güzel altın rengi bir kolye getirdiği için kıyafetim tamam olmuştu. Şimdi elbisenin askılarını keseyim de straples olsun mu? kesmeyeyim mi? bunu düşünüyorum. Ya üzerimden düşerse? İşte hiç unutulmayacak bir hatıra olurdu. Ama üzerime tam oturduğuna göre düşmez diye düşünüyorum. neyse , buna henüz karar vermedim.
Efendime söyleyeyim, yine şirketteki bütün kızlar toplandık, lazer epilasyona gittik beraber. En büyük sosyal aktivitemiz bu oldu yahu. Operasyondan sonra da Emirgan'a Sarı Köşk'e kahvaltıya gidiyoruz. Sonra ister Yeniköy'de kahveye git, ister sahilde yürü, ister İstinye Park'ta vitrin gez.
En son turumuzda Baltalimanındaki JAPON BAHÇESİni keşfettik sayın seyirciler. Kendini istanbul'a benzeten bir Japon kenti hediye olarak bize bu bahçeyi yaptırmış. Minik ama gayet zen budistik, gazebosu, şelalesi, köprüsüyle hoş bir bahçe olmuş.
Görüşmediğimiz süre içinde ne izledin diye soracak olursanız, Nicolas Cage'in Büyük Hazine filmlerini izledim, çakma Indiana Jones kılığında Amerika'nın eski masonik hazinelerinin peşinde koşan kel kahramanımız ve ona eşlik eden sakar komik karakter ve sarışın taş abla klişelerini sonuna kadar klullanan ama çok eğlenceli filmler. Hani amaç Da Vinci Şifresi soslu güzel bir aksiyon izleyip gülüp eğlenmek ise bu filmler ideal.
Bir de BBC'nin EGYPT belgeselini buldum sayın seyirciler. Üç bölümlük bu dizinin her bir bölümü Antık Mısır'ın keşfinde en önemli yerleri tutan insanları anlatıyor, ve çok etkileyici. Maceralarını izlediğimiz kişiler :
Tutankhamon'un mezarını bulan Howard Carter
Ebu Simbel'i bulan Büyük Belzoni
Rosetta taşının esrarı ile birlikte hiyeroglif dilini çözen Champollion
Bu dizi ile beraber önereceğim kitap ise YKY'den çıkan Unutulmuş Mısır'ın İzinde olacaktır. İşte Rosetta taşını da Ramses'in devasa büstünü de British Museum'da görmüştüm. Bu da seyyah olmanın ne kadar harika bir karar olduğunun kanıtı.
Okuduğum bir başka kitap ise Marjane Satrapi'nin Persepolis isimli şaheseri. Kimileri bunu Cnbc-e'de yayınlanmış olan animasyon filminden anımsayabilir. Fakat kitabı şahane. Çizimler çok muhteşem olmayabilir fakat kadının anlatımı, bir gecede Molla devrimi ile beraber İran'da hayatlarının değişmesi, düştükleri bunalımlar çok samimi , ve bu açıklık insanı çarpıyor. Mutlaka okumak lazım.
Haftasonu en sevdiğim şey sabahları Sünger Bob Kareşort'un maceralarını izlemek. En çok sevdiğim kahraman ise PATRICK DENİZYILDIZI. Kendisi pembe, tembel ve aptal, o kadar sevimli ki. Şimdi heryerde Patrick oyuncağı arıyorum, gören bilen varsa haber versin.
Yakında yeni seyyahat planlarımdan bahsedeceğim.
Halbuki bir takım atraksiyonlar içerisindeydik
Mesela yine bir düğün vardı, bizim minik Tuğba'nın düğününde Osman Aga eşliğinde coştuk, yani piyanist şantör arkadaşa zorla Osman Aga çaldırttım, düğünlerde Foolish Kazanova ile beraber enn favori türkümdür püahaaha
Unutmazsam akşama buraya tam göbek anında çekilmiş süper bir foto koyacağım. Ayferle gerdan kırarken Deniz yakalamış bizi.
Sonracığıma kendime yeni bir çanta aldım, yeşilimsi, postacı çantası tadında, böyle birsürü cebi, gözü, fermuarı var, tam seyyahat çantası. Çok sevdim kendisini. Bir gözüne rocco şeker, bir gözüne akbil, öbür gözler boş kaldı ama olsun.
Özgür'ün düğününde giymek üzere indirimden siyah kısa bir elbise aldım Benetton'dan, altın rengi ayakkabılarım vardı , ve de Lady Charlotte bana London'dan çok güzel altın rengi bir kolye getirdiği için kıyafetim tamam olmuştu. Şimdi elbisenin askılarını keseyim de straples olsun mu? kesmeyeyim mi? bunu düşünüyorum. Ya üzerimden düşerse? İşte hiç unutulmayacak bir hatıra olurdu. Ama üzerime tam oturduğuna göre düşmez diye düşünüyorum. neyse , buna henüz karar vermedim.
Efendime söyleyeyim, yine şirketteki bütün kızlar toplandık, lazer epilasyona gittik beraber. En büyük sosyal aktivitemiz bu oldu yahu. Operasyondan sonra da Emirgan'a Sarı Köşk'e kahvaltıya gidiyoruz. Sonra ister Yeniköy'de kahveye git, ister sahilde yürü, ister İstinye Park'ta vitrin gez.
En son turumuzda Baltalimanındaki JAPON BAHÇESİni keşfettik sayın seyirciler. Kendini istanbul'a benzeten bir Japon kenti hediye olarak bize bu bahçeyi yaptırmış. Minik ama gayet zen budistik, gazebosu, şelalesi, köprüsüyle hoş bir bahçe olmuş.
Görüşmediğimiz süre içinde ne izledin diye soracak olursanız, Nicolas Cage'in Büyük Hazine filmlerini izledim, çakma Indiana Jones kılığında Amerika'nın eski masonik hazinelerinin peşinde koşan kel kahramanımız ve ona eşlik eden sakar komik karakter ve sarışın taş abla klişelerini sonuna kadar klullanan ama çok eğlenceli filmler. Hani amaç Da Vinci Şifresi soslu güzel bir aksiyon izleyip gülüp eğlenmek ise bu filmler ideal.
Bir de BBC'nin EGYPT belgeselini buldum sayın seyirciler. Üç bölümlük bu dizinin her bir bölümü Antık Mısır'ın keşfinde en önemli yerleri tutan insanları anlatıyor, ve çok etkileyici. Maceralarını izlediğimiz kişiler :
Tutankhamon'un mezarını bulan Howard Carter
Ebu Simbel'i bulan Büyük Belzoni
Rosetta taşının esrarı ile birlikte hiyeroglif dilini çözen Champollion
Bu dizi ile beraber önereceğim kitap ise YKY'den çıkan Unutulmuş Mısır'ın İzinde olacaktır. İşte Rosetta taşını da Ramses'in devasa büstünü de British Museum'da görmüştüm. Bu da seyyah olmanın ne kadar harika bir karar olduğunun kanıtı.
Okuduğum bir başka kitap ise Marjane Satrapi'nin Persepolis isimli şaheseri. Kimileri bunu Cnbc-e'de yayınlanmış olan animasyon filminden anımsayabilir. Fakat kitabı şahane. Çizimler çok muhteşem olmayabilir fakat kadının anlatımı, bir gecede Molla devrimi ile beraber İran'da hayatlarının değişmesi, düştükleri bunalımlar çok samimi , ve bu açıklık insanı çarpıyor. Mutlaka okumak lazım.
Haftasonu en sevdiğim şey sabahları Sünger Bob Kareşort'un maceralarını izlemek. En çok sevdiğim kahraman ise PATRICK DENİZYILDIZI. Kendisi pembe, tembel ve aptal, o kadar sevimli ki. Şimdi heryerde Patrick oyuncağı arıyorum, gören bilen varsa haber versin.
Yakında yeni seyyahat planlarımdan bahsedeceğim.
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)
-
Eksik kalan 69. ve70. bölümleri valla yazacağım, seriyi tamamlayacağım diyerek Ezel'in 71. ve de en sonuncu bölümüne geçelim. DİKKAT...
-
***Dikkat! Bu yazı Ezel dizisi hakkında spoiler içermektedir*** Birinci Kısım burada: Ezel, Bir retrospektif - 1.Kısım Ezel, romanı andır...