27 Mayıs 2013 Pazartesi

Nicole Kidman Cannes 2013 - 2.Kısım

Nicole Kidman, Cannes Film Fesitivalinde, jüri üyesi olarak katıldığı galalarda büyüleyiciydi sevgili dostlar. Geçen hafta boyunca Nicole'ü kırmızı halıda izlemekten büyük zevk aldım.

Bir dönem epey giydiği L'Wren Scott kıyafeti ile katıldığı galada, Nicole'e türkücü kocası Keith Urban eşlik etti. Kırmızı halıda çılgınlar gibi öpüştüler, koklaştılar. Dudak dudağa pozlar verdiler, gözleri başka kimseleri görmedi. Artık Nicole o gece sinema salonunda filmi izleyip puan verebildi mi, bilemiyoruz.








yalın ayak götü kabak bu değil di di mi? maşallah:))


Sonraki galada Nicole'e bir diğer jüri üyesi, unutulmaz aşk filmlerinin yönetmeni (Brokeback Mountain, Sense and Sensibility) Ang Lee eşlik etti. Nicole, Valentino'dan bir tuvalet giymişti ve prenses gibi olmuştu. Minik tefek Ang Lee ise yanında anca kurbağa prens gibi kalakalmıştı, yazııık:)








Cumartesi günü gittiği galada, Nicole bu sefer Chanel elbise ve kırmızı Louboutin ayakkabılar giymişti. Elbisenin eteğine takılan tüylerle sanki her an havalanıp kanatlarını çarparak uçacakmış gibi görünüyordu ahahahah:))) Bu kıyafetle yaptığı örgülü topuz saça bayıldım, çok hoştu.








Sırt dekoltesi dediğin böyle olur anacığım


Veee, Pazar gecesi kapanış törenine; herhalde en güzelini en sona saklamış, bir tanrıça kılığında geldi Nicole. Yahu şunu Oscar'da filan giyeydin ölür müydün bacım? Saçlar, elmaslar, herşeyiyle nefes kesiciydi. Bayıldım valla:














Bundan sonra bir daha Nicole'ü ne zaman güzel kıyafetler içinde görürüz bilmem. Cannes Festivali gözlerimize iyi geldi doğrusu. Siz de beğendiniz mi elbiseleri?

xo xo

26 Mayıs 2013 Pazar

Kate Alert : Beş Çayı

Havaların ısınmasıyla, Kraliçe Elizabeth de Buckingham sarayının bahçelerindeki geleneksel çay saati etkinliklerine başladı. Beş çaylarına davet edilenler koşarak gidip kraliyet ailesi ile tanıştılar, üzeri taçlarla bezeli nefis görünümlü pastalardan yediler.

Geçen sene ilk kez garden partiye katılan Cambridge Düşesi Catherine, bu sene de karnım burnumda demedi, hotozlu şapkasını takarak gudubet üvey-kayınannesi ve kayınbabası ile sarayda çay içti.

bir sarı papatya, yanında kamış kafa Camilla:))

Annemin muhabbetle "kamış kafa" dediği Camilla, kafasına yine bahçe saksısı modeli şapkalarından birini geçirmişti:)) Kate ise en sevmediğim model şapkasını takmıştı. Yüzüme gözüme giren şeylerden hiç hoşlanmam. Bu şapkayı da takmazdım o yüzden.



Limon sarısı manto-elbisesi ile Kate pek canlı ve etli butlu görünüyordu. İngiliz kamuoyu yine etek boyunu eleştirdi, baldır bacak göstermekle itham ettiler Kate'i. Aaah benim de öyle sırım gibi bacaklarım olsa, neler giyerdim. Tabii bacaklarıma kezzap atarlardı İstanbul'da o ayrı:(




Fakat o baldır bacağı görebilmek için epey bir kalabalık toplanmıştı Kate'in etrafına




Bu kız da neden hep çişi varmış gibi eli karnının altında, bilmem.




 Elizabeth, garden partisine pembeler giyerek katılmıştı.




Kate'in yerinde ben olsam, etrafta dolaşan uşakların gözünün içine baka baka; kaş göz ederek deli gibi  karnımı ovalardım. Onlar da öküz değil ya, canımın şu pastalardan çektiğini anlar, koşa koşa getirirlerdi, değil mi dostlar????

(via @JoTomlin)

xo xo

25 Mayıs 2013 Cumartesi

Baykuş Ailem

Bu kocaman güzel gözlü hayvanları hep severdim, biraz da kediye benzetirdim ama baykuş sempatim herhalde Harry Potter'dan sonra tavan yapmıştı. Son yıllarda ise baykuşlu takıdan geçilmez oldu ortalık. Ben de her gördüğümü alınca kalabalık bir baykuş ailesi edinmiş oldum.



Bu cicikler kitaplığımda yaşayıp boncuk gözleriyle beni izleyenler. Sağ baştakini geçen sene Yalıkavak'tan almıştık Lady Charlotte ile. Pembeli  Paris Collette'den. İçinde dudak kremi var sanırım, hiç açmadım. Onun yanındaki ise Gratis'ten:) Onda da dudak kremi vardı ama aldığım gün kendiliğinden düşünce alıp çöpe attım. Kıytırık bir şeymiş ama çok sevimli:) Bronz minik kağıt ağırlığı da geçen yaz Kos'tan aldığımız minnak. Çok seviyorum onu.

En sol baştaki ise bizim Sünger Bob'un evcil salyangozu Gary :))) O da aylar önce aldığım Kinder sürpriz yumurtadan çıkmıştı. Pörtlek gözleriyle çok sevimliydi, ben de baykuş ailemin yanına yerleştirdim Gary'i, ne yapayım?

Baykuşların arkasındaki harikulade güzellik ise Selçuk Demirel'in Paşabahçe için tasarladığı kedili koleksiyona ait bir çizim. Anneme bu koleksiyondan vazo, babama da rakı kadehi almıştım. Kedi çizimini de vazo kutusundan kestim, harikulade değil mi?

Gelelim takılara:


Çok yokmuş asında:)))



Bu soldaki sarı, ailenin en yaşlı üyesi. Epey yaşlı. Hani yıllar önce bir ara bütün bloggerların boynunda idi, ben  nereden aldığımı anımsamıyorum. Hani e-bay yoluyla uzak doğudan bile gelmiş olabilir. Öyle bir durum vardı bir dönem. Bu kolye ile kafayı sıyırmıştı herkes. Yanındaki ufaklık ise 5 liraya bir İstiklal Caddesi pasajından geldi:)




Gümüş kolyeyi babacığım Bozcaada'dan getirdi:) Büyük yüzüğü sanırsam İstiklal caddesinden almıştım, Six'den olabilir. Bershka da olabilir. Küpeler ise küpe takmadığımı bilmeyen birinin hediyesi. Ayol kulaklarım delik bile değil:)))




Bu en yenisi, geçenlerde Lady Charlotte ile Koton'dan aldık, pek şık ve güzel bir kolye. Seviyorum:)




Bunlar da Bershka olmalı, İstiklal Caddesine her çıktığımızda uğradığımız ve ekseriyetle baykuşlu kolye bulduğumuz dükkan:) Saatli olan pek havalı. Krem rengi olan ise çok tontik, en sık taktığım o sanırım.

Böylece hep beraber yaşayıp gidiyorduk:)

Siz de seviyor musunuz baykuşları?


xo xo

18 Mayıs 2013 Cumartesi

Nicole Kidman Cannes 2013

Bu sene 66.sı düzenlenen Cannes Film Festivalinde, geçkin stil ikonumuz Nicole Kidman jüri üyesi olmuş dostlar. Jüri başkanı da, bir zamanlar fezada film çeken genç bir dahi iken, yaşlanıp düzen adamı olan Steven Spielberg.  NTV'de açılış törenini izlerken, Spielberg için hazırlanan kolajdan etkilenmediğimi söyleyemem ama. Sinemaya beni götürüp izlettikleri ilk film E.T.  imiş. Salya sümük ağlamışım film bitince, hem de film yüzünden ağladığım anlaşılmasın diye "televizyonda çizgi film vardı, kaçırdııımmm" diye höykürmüşüm:) Bilinçli olarak izlediğimi hatırladığım ilk film ise Indiana Jones and the Last Crusade (Son Macera) .... E.T. nin  ve Indiana Jones'un soundtrack'i kolaj görüntülere eşlik ederken gözlerimin dolması ondan yani:)  Sonra,  en sevdiğim kahraman Indiana Jones'u,, en sevdiğim film olan Star Wars'u yaratan herifle beraber ortaya çıkartmış biri Spielberg. Adamın filmleri resmen hayatım boyunca bana eşlik etmiş. Sonunda kolaj bitip de bütün salon belki 15 dakika adamı ayakta alkışlayınca eh, hak vermedim değil.

Steven, alkışa doyup kenara çekilince, törenin sunucusu sevimli Audrey Tautou ile jüri üyelerini sahneye çağırmaya başladı. Hintli, Japon, Fransız, tanıdığım tanımadığım sinemacılar bir bir sahneye geldiler. Ve en son muhteşem Dior elbisesi ile Nicole Kidman sahnede belirdi:





Son filminde Monaco Prensesi Grace'e hayat veren Nicole, bu güzelim kokteyl elbisesinin içinde nefes kesici görünüyordu, yaleppim, ne güzel elbiseydi o öyle?? Tam benlik bir şeydi:)))






Nicole, 2 gün önce Cannes'a pırıltılı daracık bir elbise ve benim asla giyemeyeceğim, ama uzaktan bakmaktan da kendimi alamadığım ayakkabılar ile varış yapmıştı. Kadının boy problemi olmadığından, bilekten bağlı ayakkabı giymekte bir sakınca görmüyor tabii. Bense o topukların üzerinde ayakta duramamayı bırakalım, şu bacacıklarıma bir de bilekten bağcık bağladım mı, 7 Cüceler'den Öfkeli'ye benziyorum anca.




Açılış töreninden önce ise, jüri heyetinin fotoğraf çekimi vardı. Nicole çekimlere değişik dekolteli, siyah bir elbise ile katıldı. Saçlarının dağınık topuzu pek hoştu. Elbisenin kolları eski model, benim pek sevdiğim tarzdı. Eteği ise bence fazla dar ve uzundu. Ayakkabıları ise acı verici görünüyordu.










Dün gece ise Calvin Klein'ın davetine siyah deri elbise ile katılmış.




Anlamadım ki, Nicole neden Cannes'a geldiğinde rüya gibi giyiniyor da Amerika'da türkücü kocası ile kırmızı halıya varoşik avamellalar gibi çıkıyor dostlar?

xo xo

16 Mayıs 2013 Perşembe

Tövbe daha kurcalamam blogu

Deli sikmiş gibi günlerdir "template de template", yok efendim "denişikli şablon", hop aman allah "seksli tema"  olsun vah vah vah diye kudurmuştum ya hani?? Kudurukluğum geçti, zaten beceremedim kodumun kodlarını düzenlemeyi dostlar. Hangi şablonu koyduysam bir tarafı patladı, tam orasını yaptım derken hooop başka bir yerleri bozuldu... Ben de mis gibi duş perdeli cillop Hakiki Muhabbet'ime geri döndüm. Yok ben bunu seviyormuşum zaten, Real Fiesta Hakiki Muhabbet ahalisi buymuş meğersem:))

Şimdi ben Cehennem'i okumaya geri döneyim, kitap bitince Nicole Kidman'ın Cannes maceralarını yazacağım, çok güzel giyiniyor bu sene blogumuzun eski toprak moda ikonu:)

Oh beee, dünya varmış:) en rahat, eski, patlak Converse'lerimi giymiş gibiyim dostlar:) Çok mutluydu kediii:)))


Heeeyyy:)))


Yuppiiii

Yehhuuuu


holleyyy


ahahahah

13 Mayıs 2013 Pazartesi

Bu sefer oldu sanki?

Yazılar biraz fazla büyük, Linkwithin de aklını kaçırıp elalemin bilmediğimiz bloglarına link veriyor ama diğer herşey yerli yerinde.

Biraz da böyle takılalım madem. Yok, taktım, blogu şöyle bir temalı kullanmadan rahat edemeyeceğim.



xo xo

11 Mayıs 2013 Cumartesi

Kız Başıma Bilemedim

Bütün Cuma gecesini musibet şablonun kodları ile haşır neşir olarak geçirdim ve sonuçta şablonu kaldırdım. Eeehhhh dedim ben böyle aşkın ızdırabına! Kitap blogunun kodları her yaptığıma eyvallah diyerek istediğim sonuçları verirken, Hakiki Muhabbet için seçtiğim şablon, nuh dedi peygamber demedi. İstediğim özelleştirmeleri yapamayınca da kaldırdım şablonu, blogger'ın uyuz temalarına geri döndüm. Ama en azından blogda istediğim özelliklere sahibim. Ne yapalım, biraz da böyle takılalım, sonra bari güzel bir arkaplan filan buluruz, içimiz açılır.


Yahu bütün Cuma gecesi bununla uğraştığıma inanamıyorum. Halbuki Cuma geceleri, gevşek donlarımızı giyerek kediye sarılıp yuvarlanmak için varlar.

xo xo

10 Mayıs 2013 Cuma

Bloga Makyaj Yaptım

İşte öyle güzel blog şablonları bulup Kitap Muhabbeti'ne uygulayınca, üstelik istediğim gibi de olunca pek keyiflendim ve kırk yıllık Hakiki Muhabbet'i de tarihimizde üçüncü kere değiştireyim dedim dostlar.  

Amanın, bir sürü şablonu eledim eledim, çoğu fazla cici bici ve hanım kadına programlarına yaraşır pembelikte idiler:)  Bazıları komikli, kedili köpekli, karikatürlü idi ama olmaz dedim. Bir tane ölü kuzu çeken küçük kızlı vardı, ona da yok artık dedim. Puantiyeli aradım bulamadım. (Lady Charlotte çok sever puantiyeyi) Sonra bu sapsade ve geniş geniş şablonu bulunca aha dedim, bu. Hem köşeleri yuvarlak, hem yayvan; rahat rahat sığarız biz buraya. 

Sonra şablonu yükleyip, gerekli düzeltmeleri yaptım. HTML koduyla oynayıp yorumları "yanıtlamalı" forum formatına getirdim. Ama Blog Posts kısmını düzeltemedim bir türlü. Tepede başlığın altında Author yazıyor mesela, bir türlü onu değiştiremedim filan. Ayyy, saatlerdir kaynak kodlara bakmaktan gözlerim sahra çölleri gibi kuruyup morardı. Şaşı oldum gençler:)

Kodumun Kodu
Neyse artık haftasonu kurcalayacağım blogun arka taraflarını :)

Peki sizce nasıl olmuş? EVET mi? HAYIR mı?

xo xo


7 Mayıs 2013 Salı

KİTAP MUHABBETİ

Arkadaşlar, dostlar, benim canımdan çok sevdiğim izleyicilerim:)


Birkaç ay önce kitap blogumun adresini değiştirmiş idim ama buradan haber vermeyi atlamışım.


Eski İsim ve Adres : Real Fiesta Kitap Kulübü - http://fiestakitap.blogspot.com 



YENİ İSİM VE ADRES : 





Lütfen linklerinizin ayarı ile oynayarak bağlantıları düzeltir misiniz:)


Teşekkürler, iyi akşamlar

xo xo