29 Temmuz 2006 Cumartesi

Real Fiesta - Çocukluğumuzun TV Programları

İşte yeni nostalji sayfamız yayına açılmıştır : Seksenlerin TV dizileri ve programları. Yorumları bekliyoruz.

Real Fiesta - Çocukluğumuzun TV Programları

27 Temmuz 2006 Perşembe

Kavafis'ten bir siir

Aynı Kentte / Konstantin Kavafis

Dedin, "Bir başka ülkeye, bir başka denize gideceğim.
Bundan daha iyi bir başka kent bulunur elbet.
Yazgıdır yakama yapışır nereye kalkışsam;
ve yüreğim gömülü bir ceset sanki.
Aklım daha nice kalacak bu çorak ülkede.
Nereye çevirsem gözlerimi, nereye baksam
hayatımın kara yıkıntıları çıkıyor karşıma,
yıllarıma kıydığım, boşa harcadığım.

"Yeni ülkeler bulamayacaksın, başka denizler bulamayacaksın.
Bu kent peşini bırakmayacak.
Aynı sokaklarda dolaşacaksın.
Aynı mahallede yaşlanacaksın;
aynı evlerde kır düşecek saçlarına.
Bu kenttir gidip gideceğin yer. Bir başkasını umma

Bir gemi yok, bir yol yok sana
Değil mi ki, hayatına kıydın burada
bu küçücük köşede, ona kıydın demektir bütün dünyada.

Çeviren: Barış Pirhasan, Erdal Alova

yine sicak yine sicak

bitmedi sicaklar, gidip gidip yeniden geri geliyor. bugun 35 derece idi londra. Turkiye'yi aratmadi hatta gecti bile. Fransa'da 40 kisi olmus sicaktan.
kuresel isinma diye bagiriyor bilim adamlari ama dinleyen yok. geldi geliyor derken geldi iste. burada bu sicak 95 sene once gorulmus. bunlar da ilk defa gordukleri icin abartiyorlar haliyle. istanbul'da biz ne 35-40 dereceler gorduk, birseycikler olmadi bize, bak hala ayaktayiz.
istanbul dedim de ozledim yine.
ahhhhhhhhh
bu ne bicim sehirdir ki hem nefret ettiren hem ozleten. birakmak istedigin ama asik oldugun icin terkedemedigin sevgiliye benziyor. onca laf soylersin ardindan ama aklina geldikce de icin cizzzz eder.
istanbul
memleketim
dogdugum yer
bildigim topraklar
mahalle bakkali, kosedeki manav
galata kulesi, cumhuriyet meyhanesi, bebek parki, kanlica yogurtcusu, bambi bufe
dilli kasarli, adana durum, arnavutkoy balikcisi, kumpir, bebek roma dondurma, sutis, alkazar sinemasi
daha sayayim mi?
ozledim iste
var mi daha otesi.
sicak olmasin buralar, aklima istanbul geliyorrrrrrrrrrrrrr

22 Temmuz 2006 Cumartesi

Cevahir-Metro-Füniküler

Bugün Cevahir alışveriş merkezine gittim dostlar. Girişte harita alıp inceledim önce , sonra en alt kata inip yürümeye başladım ama içime baygınlıklar gelince beşinci kata çıkıp bir hamburger, patates matates yedim , enerji depoladım, sonra indim 4.kata, gezdim gezdim gezdim... oyy oyy oyy.. nasıl bir hayvan oğlu hayvanat, öküz gibi yer. Gez gez bitmez, gez gez bitmez... Spor ayakkabılara rağmen bacaklarım ağrıdı, elektronikçileri, ev eşyalarını, mobilya kısmını hiç uğramadan geçtim valla. Epey tükkana girip çıktım, biryerlerde güzel penye bluzlar vardı, penyelerini beğendim, kumaşını yani, acaba nerede yaptırmışlar diye meraklandım ama kimbilir hangi mağazaydı, nerden hatırlayayım? Kendime 20 ytl'ye Garfield baskılı bir çanta aldım, çıtçıtları pati, fermuar kafası da Garfield şeklinde püahahahaha! Sonra Gloria Jeans'ta kahve içip ayacıklarımı dinlendirdim.

Eve gelmek için de 1.kattan metroya bindim !!! Püahahahaa, aynen olmuşuz Japonya gibi çok hoşuma gitti, alışveriş merkezinden çıkıp şakırt metroya bin! Sanki Hankyu mağazası, ne küsel! Metroyla Taksim'e gelince de FÜNİKÜLERe binerek (füniküler ne demek YAAHUUUUU???) Kabataş'a indim, oradan da boş bir otobüse denk düşüp eve ulaştım. Metronun Kabataş'tan Bebek'e hatta Sarıyer'e kadar gitmesini istiyorum!

Haaa, bir de Body Shop'a Şebo'nun tavsiye ettiği hem ruj hem allık olarak kullanabilen naneyi sordum ama haberleri yok! Şeboooo! Duy sesimi! Nereden bulacaz sürünce fişne yemiş etkisi yaratan likit ruju???

15 Temmuz 2006 Cumartesi

Turgut Berkes - Karakutu

Türkiye'de yapılmış en iyi beş albümden biri, efsanevi Karakutu, Turgut Berkes'in web sitesinde ücretsiz indirilmeyi bekliyor. Miranda, Işığın, İçimizdeki Dünya, Mindos... Sözleri dinleyin, müziğe kapılın... Müzik dünyasının en gizli efsanesine ortak olun.

Harikulade!

http://www.karakutu.info/flash/

london

11 Temmuz 2006 Salı

falan , filan

barcelonaya gittik , yine , yeniden .
şu hiç bitmeyen fuar ayaklarına , canım çıktı , döndüğüm akşam evde sızıp kalmışım....
üstüne sade kahve de uzuuuun bir kahvaltı , sohbet falan filan....
üstüne rodin müzesi , muze de changa da kahve keyfi...
bir kez daha anladım heykel sevmiyorum ve michelangelo 'dan başkası yalan.
bi tane resmim yok yine ama neyse...

cambridge hatirasi



su cambridge de neymis, bir goreyim ben de dedim ve gittim. ne yalan soyleyeyim zor kactim. bir ortacag kasabasi, sari ve kirli duvarli, iki katli evlerle cevrelenmis kucuk bir koy. evet yesillik, evet kanallari var, manzara sahane ama nereye kadar. ben 3 saat dayanabildim sonra memleketim londra'ya geri donunce ohhh dedim. biz sehir insaniyiz kardesimmmmm. gurultu, kalabalik, renkli caddeler, isiklandirilmis binalar. aman bizi sehir paklar.

10 Temmuz 2006 Pazartesi

elbeetttteeee!!!

son on günden sonra başka ne diyebilirim ki dostlar...

Elbette bazen çiçek açıp bazen solacağım
Elbette daldan dala konup sonra uçacağım
Elbette bazen hızla dönüp bazen duracağım
Elbette bazen söyleyip bazen susacağım

8 Temmuz 2006 Cumartesi

hissiyatima en uygun parca budur!!

Radiohead

"Street Spirit (Fade Out)"

Rows of houses, all bearing down on me
I can feel their blue hands touching me
All these things into position
All these things we'll one day swallow whole
And fade out again and fade out

This machine will, will not communicate
These thoughts and the strain I am under
Be a world child, form a circle
Before we all go under
And fade out again and fade out again

Cracked eggs, dead birds
Scream as they fight for life
I can feel death, can see its beady eyes
All these things into position
All these things we'll one day swallow whole
And fade out again and fade out again

Immerse your soul in love
IMMERSE YOUR SOUL IN LOVE

bu ne parcadir kardesim. dondur dolastir bunu dinliyorum saatlerdir.
offf anam offff
immerse your soul in love karrrdesimmmmm

7 Temmuz 2006 Cuma

Meşhur Muskacı Gaye Bacı'dan bir mani


Alemlerde her derde deva muskalarıyla tanınan, özellikle "Eşheden köşheden yallah yallah, Judy'nin uçuğu yallah yallah" muskasıyla şöhretinin doruklarına erişip, beni de uçuk ilacı parasından kurtaran Gaye Bacı'dan bizlere yepyeni bir mani :




MANİ
Haydi hanım yatalım
Kılı kıla katalım
Kızılcığı gömelim
Sivriceyi sokalım

ANLAMI
Haydi hanım yatalım : Yatağa yatıp uyumak
Kılı kıla katalım : Gözlerini kapamak kirpiklerin birbirine değmesi
Kızılcığı gömelim : Mangal ateşini söndürmek.Mangaldaki kor halindeki kömürlerin üzerine kül dökmek
Sivriceyi sokalım : Kapı arkasındaki sürgüyü kapamak.

3 Temmuz 2006 Pazartesi

sardunyam


evde yatistirdigim sardunyami cok seviyorum, hergun opuyorum, kokluyorum onu. vitaminler veriyorum. surekli cicek aciyor, o da beni seviyor sanirim.
iste onun bir fotografi.
kimi ilgilendirir, kimseyi belki ama olsun o benim sardunyam iste.
canim benim o.

londra'da antalya sicagi

derece 33!!
ben buranin sicagini hic gormemistim.sicaktan bayiliyorum.
sokaklar sahil yeri gibi. bikini ustleri ve sortlarla guzel kizciklar dolasiyor sokaklarda.
meydanlardaki havuzlara ayaklarini sokuyor insanlar, bana yurdum insanlarini hatirlattilar.
demek medeniyet ulkesinde de oluyormus boyle seyler. bir bize ait degilmis. her turlu kotulugu kendi ulkemizde arama hastaligindan ve yabanci hayranligindan dolayi yere goge koyamadigimiz insanlar sadece birer insan iste, senin gibi benim gibi.
su asagilik kompleksinden ne zaman kurtulacagiz acaba.
sicak derken nereye geldim.
basima vurdu galiba sicak hava.
havuza gidecegim simdi 1 pound odeyerek. memlektimde kapisindan basimi uzatamadigim, milyarlarca lira uyelik aidati isteyen kluplerin buyuk kuvetlerine burada girecegim.
adaletsiz ulkemin zavalli insanciklari, sahilde, bogazda donlariyla denize giriyorlar diye asagilanan caresiz yurdum insanlari. bu halleri onlarin sucu degil ki!!
kimin suclu oldugu asikar.
egitime, sanata ve bilime deger vermeyen bir memleketin, yurtdislarinda ikinci sinif insan muamelesi goren insanlari. Ataturk'un cocuklarinin geldigi durum. Senelerin politikalarinin mutsuz meyveleri insanciklar.
uzuluyorum hem de cok. bulundugumuz bu ic karartici duruma. sadece parasi olanin insan gibi yasadigi, digerlerinin ise hicbir guzellikten faydalanamadigi bir ulke.
bir havuza, bir etkinlige, bir konsere gidemeyen insanlar.
mutsuz, caresiz, sahipsiz...

iyi seyler yazayim dedim ama olmadi yine.
belki bir dahaki sefere
sicak 33 derece
gorusmek uzere

tuzsuz deli bekir

everybody loves me!!!


yukaridaki fotografi ingilteredeki bir dergiden buldum.
uzerinde hicbir photoshop oynamasi yoktur, tamamen gercektir.
noter tasdikli asil beyannamedir.:))