Sabah Sami Bey'e uğrayıp Hong Kong'tan gelen hediyeme kavuştum : 3 kilo karışık bonbon. Tabii bütün gün evde oturup bonbon yiyemeyeceğime göre, ben de otobüse atlayıp Rahmi M. Koç Müzesi'ne gittim, Evrensel Deha Leonardo'nun çizimlerine göre yapılmış makinelerini görmeye! Mesele şu ki, İstanbul'un yarısı çoluk çocuk aynı şeyi düşünmüş; 1 saat sıra bekledim, ben bu kadar sırayı Versay'da bile görmedim ayol!
Sonunda sergiye girebildiğimde ise zevkten dört köşe oldum ama keşke mühendis olsaydım da o mekanizmaları daha iyi anlayabilseydim. Leonardo 500 yıl önce tank, bisiklet, helikopter, havan topu, hızar, matbaa, kayak, can simidi... herşeyi icat etmiş! Müze görevlileri de bitmek bilmeyen sabırlarıyla her mekanizmanın nasıl çalıştığını uygulamalı olarak gösteriyorlardı. Zaten bildiğiniz üzre RMK müzesinin en önemli özelliği müzedeki herşeye dokunup herşeyi çalıştırıp uygulamalı olarak makinelerin nasıl işlediğini görebilmemiz. İşte Leonardo sergisini gezip bitirince ben de bir daha zevkle gezdim bu mükemmel endüstri müzesini. Müzede en sevdiğim parça ise, 19. yüzyıldan kalma saltanat arabası!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yaz ki muhabbet olsun.