23 Mayıs 2012 Çarşamba

Sert, Sulu, Tatlı!

Hani geçen Cuma öküz gibi yağmur yağdı ya, seller meller gitti hani; işte o akşam suratım otobüsün ön camına yapışık, sosis pozisyonunda da olsa, Etiler'e kadar gelmeyi başarmıştım. Sonra annemin alışveriş listesini hatırlayıp markete uğradım. Market çıkışında da Akmerkez'in önünde sıra sıra bekleyen taksilerden birine biniveririm diyordum. Püüü salak kafam, o havada durakta insan kuyruğu vardı tabii, ne taksisi? Üstelik enteresan tipler, Çinli bir kadınla kızı, hoyt hoyt konuşan Almanlar, burnu ameliyatlı, topuklu ayakkabılarla sular içinde "Ay taksiii, ay Nişantaşı'na gidiceeem" diye inleyen asortik abla...

Anladım ki bana sıra gelmeyecek; yürüyeyim dedim ne yapayım. Yağmur yağıyor, omzumda çantam, bir elimde bir market torbası, diğerini öbür omzuma astım, kalan elimde de şemsiye... Allahımmm bir Levent Kırca karakteri gibi, omzum düşe düşe, sallana yuvarlana, söylenip şemsiyeyle kavga ederek eve kadar yürüdüm ama nasıl yürüdüm bilmiyorum:)) Omuzlarım ağrıdı, kollarım uzadı, elimde taşıdığım torba dönüyor, elimi kıstırıyor. Beriki omzumdan düşüp durmakta...  Bir de torba yüklü kolumu kaldırıp tepeme yamuk şemsiyemi tutmaya çalışıyorum.... Nihayet eehh eytere beaa diyerek şemsiyeyi attım, omzumdaki torbayı elime alıp ıslana ıslana eve geldim. Omuzlarımın ağrısı 2 gün geçmedi:))



Cuma gecesi bu halde eve gelip, yorgunluktan bitap düşerek tv karşısında uyuyakalınca Cumartesi büyük bir enerji ile senelik devasa bahar temizliğine giriştim. Annemin protesto çığlıkları eşliğinde Kediyi iyice fırçaladım, keltoş prenses yaptım:) Sonra annemin misafir odasını süpürdüm, o oda ki 1980'lerden kalma, sanırsın Buckingham Sarayı... Heyula gibi bir halı, mermer sehpalar, kristal küllükler, içi geçmiş çeşmibülbüller... Öküz gibi yerinden kalkmayan kadife kanapeler... Anladınız işte, tam eski model, içine girilmeyen, ısıtılmayan misafir odalarından.

Misafir odasını süpürdükten sonra da kendi odama daldım dostlar, kış boyu biriktirdiğim torbaları, kutuları boşalttım. Bütün gardrobu indirdim. Büyük gelen, küçük gelen, 1-2 senedir hiç giymediğim ne varsa ayırdım. Aynı işlemi ayakkabılara, çantalara, takılara da yaptım. Kalanları dolaba dizip, gidenleri ayırıp, çöpleri attıktan sonra koma halinde kendimden geçtim:))



Anam ne yorgunluk, ne yorgunluk? Bacaklarım, belim, boynum kopacak gibi ağrıdı, 2 gün kendime gelemedim. Sesim soluğum kesildi. Ama odam mis oldu, giysilerim de pek düzenli görünüyor idi:) Şimdi mesele bu halde ne kadar tutabileceğim bakalım:))

Pazar günü bütün gün "Once Upon A Time" dizisini izledim, onu da ilerleyen günlerde yazmak istiyorum, çok sevdim çünkü.

Pazartesi akşamı eve dönerken de Zincirlikuyu'da kaldım. Artık bir yerde kaza mı oldu ne halt olduysa, trafik Zincirlikuyu'dan Etiler'e kadar tek parça idi:) Ah amelaj doğurmuş anam beni diye söylene söylene bütün o yolu yürüdüm. Etiler'e gelmişken de bari meyve alayım diyerek markete uğradım. Bir köşede kırmızı elmalar görünce manav amcaya, tatlı tatlı Bülent Ersoy edasıyla "SERT mi?" diye sordum, o da heyecanla "SERT! SULU! TATLI!" demesin mi tüüüüü!!!! Elmaları kapmamla pırrrr diye kaçmam bir oldu dostlar:)




Yarın kısmetse kızçeler toplantımız var bakalım, eğlenceli havadisler duyarsam hemen gelir anlatırım size:)

xo xo

10 yorum:

  1. ahh judym!

    aynen ben de dolabımı düzenlemeliyim ama çok üşeniyoruum :(

    YanıtlaSil
  2. vah kıyamam ya ama itiraf edeyim başına gelenler çok güldüm be cancan:)
    yani aslında başına gelenleri ifade ediş biçimine:)

    YanıtlaSil
  3. amanın! cuma akşamı akmerkezdeydim! kız biz seninle aynı saatlerde aynı yerlerde geziyoruz karşılaşamıyoruz yav, ben taksi beklemedim arkadaşım aldı, içerde de macrsenter sevil gezdim

    bu sefer gezerken göğsüme handanın kaleminden diye rozet takacam ha

    YanıtlaSil
  4. Once upon a time ı ben de izliyorum. Daha 4. bölümdeyim ama şimdiden hoşuma gitti değişik bir diziye benziyor o yazını da bekliyorum :) Elma olayı da süpermiş :)) :D

    YanıtlaSil
  5. Mia : yağmurlu haftasonu bu iş için ideal. havalar iyice güzelleşti mi artık hiç yapamayız Miacım:)

    YanıtlaSil
  6. Aslısın : şimdi ben olayı yaşarken pek nemrutum aslında, söyleniyorum homur homur, kendi kendime konuşuyorum, torbalarla filan kavga ediyorum:))) ama ertesi gün olayı kübra'ya anlatıyorum işe gittiğimde, aaaa bi bakıyorum gülüyoruz kahkahalarla:))) o zaman hemen koşup bloga yazıyorum. en iyi şey gülmek:)

    YanıtlaSil
  7. Handan : yaaaaa niye görmüyorum ben seni:((

    YanıtlaSil
  8. KadirBey : yazıcim yazıcim:) çok zevkle izledim, rumple amcaya da hasta oldum o arada:)))

    YanıtlaSil
  9. judy ,
    böyle temizlikten sonra döner döner bakarım ben odaya...
    mis gibi temizlik kokusunu içime çekerek hem de:)))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aynen öyle yaptım Cepaynacım,odanın derli topşu halinden zevk aldım, çok mutlu oldum:))

      Sil

Yaz ki muhabbet olsun.