17 Kasım 2012 Cumartesi

Breaking Dawn Part 2

Yıllar yıllar önce bir akşam, bütün kızçeler hep birada çalıştığımız o unutulmaz zamanlarda, haydi yürüyün akşam vampir filmine gidiyoruz deyip Twilight'a götürmüştüm yavrucakları. Başta "amann biz korkarıııız, biz istemeyiiiizz" deseler de, filmin sonunda hepsi azılı birer Edvırt hayranı olup çıkmışlardı.

Gel zaman git zaman, ikinci filmin vakti geldi, Twilight serisi de ilk filmdeki ucuz, basit, adeta bağımsız film havasını bir çırpıda arkasında bırakıp büyük ölçekli ultra ticari bir yapıma dönüştü. Kızçeler ekibi olarak sanki yeniyetmelik günlerimizi yaşar gibi manasız bir heyecanla günleri sayarak, gösterime girer girmez New Moon'u izlemeye gitmiştik.

Fakat bu iş burada bitmemişti, Stephenie Meyer adeta sıçarcasına bir seri kitap yazıyor; yapımcılar haldır haldır filme çekiyorlardı bu deli gibi satan kitapları. Filmin estirikli Bellası, pudralı vampiri, yavru kurtu hep zengin ve ünlü olmuşlar; dünyayı ayakları altına almışlardı. Bizse yaşımız 30 küsur olmuş,  bokumuzla oynamaya devam ediyorduk. Aradan geçen bir yılda aklımız başımıza gelmemiş olacak ki, yine gösterime girdiği ilk gün koşa koşa üçüncü film Eclipse'ye gitmiş idik. Filmi feci derecede sıkıcı bulmuş ve nihayet seriye karşı ilgimi kaybetmiştim oh.

Dördüncü film, Breaking Dawn Part 1 gösterime girince, geleneklere uyalım diyerek ilk akşamdan izlemeye gittik. Artık bu filmde sıkılmanın ötesine geçmiş, gerçekten buz kesmiştim. Hatta Lady Charlotte, Bella'nın kendi kan grubundan bir bardak kanı lökür lökür içtiği sahnede fenalaşıp kusarak sinemayı terk etmişti:)

Ve işte bir yıl daha göz açıp kapayıncaya dek geçti ve serinin son filmi Breaking Dawn Part 2 tüm dünyayla aynı anda Türkiye'de gösterime girdi dostlar. Biz de kızçelerle ilk günden izlemeye koştuk tabiii. Bu bizim için biraz dokunaklı anlatabiliyor muyum, dostluğumuz bir ritüeli gibi, her sene bir Twilight filmine gitmek:)) Ve ritüeli, bu filmle tamamlamış olduk, başımız göğe erdi.


Filmin açılış jeneriği çok hoş, karanlık, kırmızı beyaz bir şeydi, onu gayet beğendim. Film bittikten sonra ta ilk filmden beri gelip geçmiş oyuncuları tek tek göstermeleri de pek güzel olmuştu. Bunun dışında, filmin ilk yarısı her zamanki gibi pembe dizi tadında, ama en azından biraz daha komik ve esprili; bu sefer epey gülüp eğlendik. Bir önceki filmdeki gibi içim daralmadı çok şükür. Tabii arada "yahu bu ne osuruktan film, benim ne işim var burada" diye düşünüyorsunuz ama hiç sıkılmıyorsunuz da açıkçası.  Filmin ikinci yarısı ise...




DİKKAT!!! KİTABI BİLİYORSANIZ VE  FİLME GİDECEKSENİZ KESİNLİKLE BURADAN SONRASINI OKUMAYINIZ.




AĞIR SPOILER VAR




FİLME GİDECEKLER OKUMASIN DEDİM!!!




YOU HAVE BEEN WARNED!!



Volturi


Filmin ikinci yarısında, olaylar kitabın finalindeki büyük savaşa gelip dayanıyor. Kitabın  çok kötü olma sebeplerinden biri de, yazarın bu büyük savaş sahnesine bizi hazırlayıp sonra da savaştan vazgeçmesi idi.  Kitapta kötü vampir kabilesi Volturi, bizimkilerle karşı karşıya gelir. Epik bir savaş beklerken babayı alırız, bunlar car car konuşur anlaşırlar, herkes sonsuza kadar mutlu olur ve kitap biter.

Film bu karşı karşıya gelme anına kadar kitabı takip etti. Biliyorsunuz vampir Edvırt, insan kız Bella'yı hamile bırakmış, yarı fimpir-yarı insan bir kızları dünyaya gelmişti. Doğum yaparken Bella öldüğü için, Edvırt da onu vampire dönüştürmüş idi. Fakat, Volturi bunların kızının doğduğunu bilmiyordu, ölümsüz bir çocuk yapıldığını düşündüler ve vampir yasasına aykırı olduğu için bizimkileri cezalandırmaya geldiler.

Bizimkilerin ailesinden, geleceği gören Alice ve onun eşi Jasper'ı Volturiler kendi saflarına çekmeye çalışıyorlardı. Alice ise Volturilerin kralı Aro'ya, küçük kızın canlı kanlı bir çocuk olduğunu ispatlamaya çalışıyordu. Fakat Volturi klanı, Alice'i tutsak aldılar. O zaman bizimkilerin aile babası Carlisle, Aro'ya saldırıya geçti. İki vampir havada çarpıştılar. Carlisle yere yuvarlandı, Aro gülerek doğruldu ve elinde Carlisle'ın kafasını tutmakta idi!

Bu sahneyi güzel çekmişti yönetmen ve sinema salonundaki reaksiyonu hissedebiliyordum, çünkü ben de göt olmuştum bir anda! Aile babasının ölmesi, filmin kitaptan bu denli farklılaşması ağzımı açık bırakmıştı. Ulan resmen şok oldum dostlar. Ohaa diye bağırmışım ama kimse birşey demedi, bütün salon şokla bok arasında gidip geliyordu. Yani ölecek tipi o kadar iyi seçmişler ki, tüm filmler boyunca sessiz ve derinden gelen güvenilir, Mahmut Hoca tadında bir karakteri çat diye öldürerek etkiyi en üst düzeye çıkartmışlar.

Bundan sonra ise çılgınca kanlı bir çarpışma sahnesi izledik. Bizim insan kanı emmeyen vejeteryan vampirler ve müttefikleri kurtadamlar; kötü Volturi ile savaşa girişti. Vampiri öldürebilmek için kafasını kopartmak lazım geliyormuş, o yüzden kafaların koptuğu, çenelerin caart diye ikiye ayrıldığı, dişlerin kızıl kana bulandığı, kolların bacakların havada uçuştuğu görüntüler ekranda uçuşuyordu. Alice'i hala rehin tutan Volturiler, Alice'in eşi, yakışıklı Jasper'în kafasını da koparınca hepimiz altımıza sıçacak gibi olduk.Ulan Jasper nasıl ölür?  Kurt kabilesinden de minik Seth ve Leah Clearwater da acılar çekerek, viyaklayarak öldüler (Kurt formunda öldükleri için viyk viyk inliyorlardı ölürken )  Artık iş bildiğin trajediye dönüşmüştü, film almış başını gitmiş, yönetmen herhalde bağımsızlığını ilan ederek ben böyle tıvaylaytın içine tükürürüm demiş ve finali baştan aşağı değiştirmişti.

Savaş doruk noktasına ulaştı, kafa koparmalar gırla gidiyordu, sanki şarap şişesinden mantar çıkartır gibi takkk tuukk kafalar kopuyor, kan gövdeyi götürüyordu savaş alanında. Bizimkiler Volturileri birer birer yakalayıp kafalarını koparttıktan sonra nihayet beklenen an geldi ve Edvırt ile Bella; Aro'ya saldırdılar. Ve Bella deli yeni-doğan vampir gücüyle Aro'nun kafasını çatııırrrtttt dye koparmıştı ki....


ULAN HEPSİ RÜYAYMIŞ MİNAKOOOOO!!!!!!


Meğersem bu savaş, kafa kopartmalar, ölümler hiç olmamış. Geleceği görebilen Alice sadece Aro'ya,  onlara saldırırsa başına gelecekleri ve nasıl öldürüleceğini gösteriyormuş.

Bu noktada yemin ederim sinemada alkış koptu arkadaşlar ahahahah, Herkes bir rahatladı, oh çekti:))) Ne olsa hepimiz göt olmuş, ters köşeye yatmış idik. Ezel'den beri böylesi duygular yaşamamıştım. İyi geldi:)))

Aro tabii çok korkmuştu ve haydi o zaman barış diyerek kabilesini toplayıp köyüne geri döndü. Bizimkiler de sonsuza kadar mutlu yaşadılar. Yani finalde yine kitaba uydu yönetmen ama en azından bir sürprizli sahne, vahşi bir çarpışma ekleyerek filme hareket, heyecan katmış. Sağol yönetmenim:)

İşte böyle dostlar. Alacakaranlık kitaplarıyla, filmleriyle alakanız yoksa tabii gitmeyin zaten bu filme. Serinin hayranları ise zaten gidecek. Bana gelince,  pişman değilim şahsen, kızçelerle pek güldüm eğlendim, sonunda da heyecanlandım, iyi oldu güzel oldu:)))

xo xo

SPOILER BİTTİ!!!


9 yorum:

  1. haha :D Gitmeyi düşünüyorum ama gene okudum. Anladım ama rüya tarzı bir şey olduğunu. İyi yapmış yönetmen. Gerçi adaptasyonların değiştirilmesini sevmiyorum ama yazara gıcığım. Yazınıza çok güldüm :D Gidince bende bir iki şey yazarım artık :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ya bana çok hoş bir sürpriz oldu sinemada, önceki filmlerde hiç böyle bir yaratıcılık görememiştik:) hemen filmden dönünce de scağı sıcağına yazdım bütün heyecanımla, beğenmene de çok sevindim:)

      Sil
    2. :D En azından güzel bir final ile sonlandı. Ben ilk iki filmden sonra sıkıldığım için gitmedim açıkçası. Final diye buna gideceğim ama :D

      Sil
  2. geçen sene gittim birinci kısma ama ne olduğumu şaştım. sıkılsam mı, başka filme girmediğime mi yansam diye düşünürken neyse ki film bitti. bir joe black te böyle sıkılmıştım bir de bunda. oyy içim darlanmıştı. topluca gidilen filmlerde hep böyle oluyor :( bedenim bir filmde aklım başka filmde oturuyorum kös kös.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. aynen biz de öyle, offlaya pufflaya izlemiştik birinci bölümü. bu öyle çıkmadı neyse güldük eğlendik, biraz da işin dalgasında olduğumuzdan bu sefer hiiiiç sıkılmadık. finalde de göt olduğumuz için zaten sıkılma şansımız yoktu:)))

      Sil
  3. judy kafakoparmalı sahneyi okurken gülmekten yarıldım sen çok yaşa :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. sen beni o esnada sinemada görecektin, ağzım burnum yamuldu ayol ahahahah:))))))))

      Sil
  4. hey gidi. kim derdi ki sümsük bella karizmatik vampir olcak. kızın saçını bile kabartmışlar falan :D

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. vallaha vampir olunca sümsük hali gitmiş, böyle taş gibin fampir olmuş mıymıy Bella:)))

      Sil

Yaz ki muhabbet olsun.