28 Ocak 2013 Pazartesi

Nicole Kidman 2013 SAG Awards Red Carpet

Nicole Kidman, Screen Actors Guild ödül törenine nefis bir Vivienne Westwood Couture elbise ve Manolo Blahnik ayakkabılar ile katılmış dostlar. Heykel gibi vücuduyla kıyafetin hakkını vermiş, harika görünüyor. Renkli giyinmesi ile de  nihayet gözlerimizi şenlendirdi. Bu performansı Oscar ödül töreninde de bekliyoruz Nicole'dan.








Beğendiniz mi dostlar?

xo xo

26 Ocak 2013 Cumartesi

Alışveriş Terapisi Bu Mu Yoksa??

Selam dostlar :)

Yeni yıl için aldığım "bloga daha fazla yaz" kararımı gerçekleştiremedim henüz maalesef. Ocak ayı epey yoğun geçti, geçen günlerde de macera yaşamadım. Hele Cuma akşamı son dakikada yetişen koleksiyonlar yüzünden epey gerginleşince, aman eve gitmeyeyim, biraz gezip rahatlayayım diye düşündüm.

Serviste muhabbet ederek ite kaka Mecidiyeköy'e geldik. Meydanda kahramanca servisten atlayarak Cevahir'e yürüdüm. Benetton'da %50 indirim artı kasada %20 indirim kampanyası vardı. Birkaç gün önce gözüme kestirdiğim turunculu elbiseyi deneyeyim dedim. Elbise oldu, hatta bir de ceket bile oldu:))


Yakılacak gri yünlü paçoz elbisemin yerine güzel kırçıllı yeni bir kışlık elbisem olmuştu. Fakat asıl güzel olan ceket. Alışverişe çıkarsanız deneyin derim. Kalıbı pek güzel. Ben artık hırka yerine böyle yünlü ya da tüvit ceketler gitmeyi seviyorum, daha hoş görünüyor.



Bu pofidikleri kocaman bir torbaya ittirmişlerdi. Ben de boynumdaki battaniye gibi kareli atkımla, gereksiz şemşiyemi çantama tıkmıştım. Çanta elimde gülle gibi, öbür kolumda paltom, yeni alışverişlerim... Bohçacı gibi mağaza gezecek halim yok ya, bir Zara'ya bakıp çıkayım dedim. Höfleye pöfleye mağazaya girdim ki bir kalabalık, 2 kilometre de kasa sırası olmuş, arkama bakmadan kaçtım.

Alt kata inip metroya bindim, 4.Levent'te inerek metrodan direkt Sapphire'e geçtim. Burası da ömrümde gördüğüm en ruhsuz, en manasız alışveriş merkezi herhalde ama gelin görün ki bana en yakın H&M burada idi. H&M'de deli indirim vardı ama herşey gözüme böyle bir paççooozz, ucuuuuzzz, çul çapuuuttt görününce iki katı da gezerek birşey almadan çıktım oradan.

Hımhım'ın tam karşısında Mango var, oraya gireyim dedim yorgun yorgun yürüyerek mağazaya girdiğimde böyle bir tuhaf geldi herşey gözüme. Kurbağa yeşilleri ile çingiş pembeler, beklenmedik tasarımlar??? Ulan meğersem Mango diye Adil Işık'a girmişim ahahah:)) Ayıp olmasın diye şöyle bir etrafa bakıp - artık kime ayıp olacaksa - hemen bitişikteki Mango'ya kaçtım.

Mango'da kısa bir tur atıp boşa para harcamamaya karar vererek metroya geri döndüm. Şu noktada eve dönmemi bekliyorsanız yanlış düşünüyorsunuz:)) Bir durak geri döndüm sadece ve Levent'te inerek Metrocity'e geçtim:))) Zara'yı gezecektim illa.

Metrocity'de ilk önce Body Shop'a girdim. Amaç hindistan cevizi idi. Geçen hafta Minik Sinem'le Cem Yılmaz'ın gösterisini izlemeye sinemaya gitmiştik. O gün Watsons'dan kocaman hindistancevizli bir duş jeli almıştım. Şerrefsiz Çinliler içine ne kattıysa bende bir bağımlılık yaptı ki sormayın. Tek istediğim herşeyi sürüp küçük kıllı bir ceviz gibi misss gibi kokmak idi artık. Bu tarz antin kuntin şeyler de Body Shop'ta bulunur elbet. Ben de body mist ve vücut sütü aldım, dilediğimce hindistan cevizi gibi kokuyorum yani artık:))



Zara'ya da uğradım elbet ama artık enerjim bitmiş, hiç birşey almadan çıktım, saat 10 olmadan bir kahve içeyim dedim. Kendimi Starbucks'a attım, ayaklarımı uzatıp dinlendim ohh. Nihayet dışarı çıkarken, Malatya Pazarından Japon çekirdeği buldum. Bunlardan bizim Japon arkadaş Miki getirmişti daha önce. Hoşuma gitmişti, araştırınca Malatya Pazarında satıldığını öğrenmiştim. Deneyeyim diye aldım bakalım, güzel mi?

Ohhh eve geldiğimde muhallebi gibiydim, kulak memesi kıvamına gelmiştim, ne gerginlik kalmıştı, ne sıkıntı :))

Acaba alışveriş terapisi gerçek mi? :)))

Neşeli, dolu dolu bir hafasonu olsun:)

xo xo


24 Ocak 2013 Perşembe

Belleğimde mezar taşları

http://t24.com.tr/yazi/bellegimde-mezar-taslari/6144

Müthiş bir yazı, mutlaka okumanızı tavsiye ederim. Apaçık şekilde cinayetlerden imaret Türkiye çok yakın tarihi .

UĞUR MUMCU

Asla unutmayacağım o günü, onları korusun diye ailesinde önce arabaya binip can veren adamı, patlamadan sonra sokaktan çer çöp gibi süpürülüp temizlenen kalıntıları, sokağın ötelerine fırlamış kırık gözlüğü...o haberi evde televizyonda ailecek öğrendiğimiz anı, koşarak gidip anneme haber verişimi... Uğur Mumcu'yu asla ama asla unutmayacağım.

Gerçek araştırmacı gazeteci Uğur Mumcu, 24 Ocak 1993'de, Ankara'da evinin önünde öldürüldü.

Uğur Mumcu'nun failleri hala yakalanmadı..


14 Ocak 2013 Pazartesi

Nicole Kidman Golden Globes Red Carpet

Moda ikonumuz Nicole Kidman, dün geceki Altın Küre ödül törenine, sanat eseri gibi bir Alexander McQueen elbise ile katıldı. Kısa saç boyu ve özellikle renkli mücevherleri çok hoşuma gitti dostlar.










Beğendiniz mi?

12 Ocak 2013 Cumartesi

Kızçelerle Doğumgünü Eğlencesi

Yahu ne haftaydı ama? Ne oldu demeyin, İstanbul'a kar yağdı dostlar :)) Günler öncesinden "afet geliyor aman aman" diye ortalığı feverana verdiler, Pazartesi sabahı gözlerimi korkuyla açtım, ne göreyim? Afet gelmemiş! :))  Böylece tıngır mıngır işe gittik, yolda çeşitli noktalarda konuşlanmış kar küreme ve tuzlama araçlarını görünce meraklandım tabii. Beklenen yağış ise o akşam başladı.

Kar yağınca hava da soğudu, hele Çarşamba, Perşembe sabah kalktığımda hava -4 dereceydi, kaldırımlar hep buz oldu, ben de düşüp bir yerlerimi kırmaktan çok korktuğum için yüreğim ağzımda gidip geldim işe. Ama yollar açıktı, rahat rahat gittik, bir tek şirketin yokuşu felaketti, ara sokak diye kepçe girmemiş herhalde? Bizim kabak lastikli döküntü servisle yolda kaldık tabii, kolkola girip yürüyerek inip çıktık yokuşu iki gün.

Ve sonra, birden hava -4'den 5 dereceye çıktı, yağmur geldi. Ah canım İstanbul, işte bu kadardı karı buzu güzel şehrimin. Hatta şu anda 10 derece hava, yağmur yağıyor, bütün kar kalıntılarını süpürüp temizliyor. Eh böyle olur İstanbul'un kışı.

Yılın ikinci haftası daha iyiydi sanki, normal iş düzenine alışınca, arada bir gün tatilden sonra toparlanmak zor oluyor herhalde ne bileyim, bu hafta 5 gün çalışınca ekstra bir mutsuzluk yaşamadım, normal derecede, her zamanki kadar mutsuz oldum :)))))

Bu hafta en minik kızçemiz Seval'in doğumgünü vardı. Bütün ekip toplandık, beraber mükemmel bir gece geçirdik, yedik, içtik eğlendik. Ben geçen sene aldığım gri yünlüyü giymiştim, Lady Charlotte, o paçoz elbiseyi hemen yakmamı, evde bile giymememi söyledi:)))

Kızçeler

Doğumgünü sahibi Seval, hepimize minik porselen cupcake kumbaralar hediye etti :) Bir de pasta yaptırmış, o kadar güzeldi ki, bayıldık pastaya:)

muhteşem pasta

yakılacak elbise :))))

Güllerle bezeli pastanın rengine de şahane değil mi? Meğersem Sevalcik internetten bir pasta fotosu bulmuş, götürüp işyerinin yakınındaki, Çağlayan'ın meşhur Petek Pastanesine fotoyu vermiş, onlar da "aaa yaparız abla" demişler. Tabii Seval de adamlar bu kadar kendinden emin konuşunca, herhalde yandan yemişini yaparlar diye pek meraklanmış. Ama sonuç mükemmel olmuş, pasta nefisti, kalpli minik mumlar da pek güzeldi:)



Fıkır fıkır neşeli bir haftasonu dilerim herkese:))

xo xo

6 Ocak 2013 Pazar

Yılın İlk Haftası

Yeni yıl diye diye kendimizden geçtik, yılbaşı diye kudurduk. Ne oldu? Yeni yılın ilk haftası geçti gitti bile. Pazartesi işten erken çıkmama, Salı da tatil olmasına rağmen bana pek ağır ve yorucu geldi Ocak'ın ilk haftası.

Pazartesi günü şirkette çocuk partisi vardı, herkes yavrusunu getirmiş, showroomda deli gibi hoplayıp zıplayıp eğlendiler, gangnam dansı bile yaptılar. Sihirbaz geldi, baloncu geldi, dananın kuyruğu koptu resmen:) Biz çocuksuz ve bekarlar da araya kaynayıp eğlenceleri izledik, sonra hepimiz evlere dağıldık.

31 Aralık'ta işten erken çıkmak çok iyi olmuştu, çünkü anneme epey yardım edebilmiştim. Çamaşırları topladım, sofrayı hazırladım, salatayı yaptım, kuruyemiş tabaklarını doldurdum, dondurma kaselerini, şampanya kadehlerini masaya dizdim. Ve müthiş bir peynir tabağı hazırladım ellerimle:)



Soframız babamın anneme getirdiği güzelim lilyum ve kazablankalarla bezenince çok güzel olmuştu.


TRT'de canlı yayınlanan Berlin Filarmoni Orkestrasının yeni yıl konseri eşliğinde yedik içtik, konserden sonra Youtube'a bağlandık, Bülent Ersoy'dan şarkılar, fasıllar derken yine TRT'de nostalji programında Bülent'in gençlik halini görüp şaştık. Kediyi de kutlamalara katma çalışmalarım hiç hoş karşılanmadı:)))

bırak beniiiiii:)))

Biralardan sonra Rodos dönüşü freeshoptan kaptığım Jack Daniels viski-kolaları devirdik. Geceyarısı babam şampanyamızı patlattı. Sonra dondurma ikram ettim aileme. Arından ne yaptık ne ettik pek anımsamıyorum, ama sanki o kadar çok oynadım kurcaladım ki, Kediş can havliyle kendini büyük kanepenin arkasına attı. Ay kuzum. Ancak annem çağırınca süklüm püklüm çıktı dışarı. Ben de rahat bıraktım hayvanı ama ne yapayım? O kadar şişko, yumuş, pofidik birşey ki, sürekli mıncırıp yoğurmak istiyorum. Bir tombul tekir kolay yetişmiyor ne olsa.

Gece bir alka seltzer içip yattım. 1 Ocak sabahı zımba gibi kalktım, yine de bir tane daha alka içtim. Sonra hafif bir kitap okudum, yılın ilk günü böyle sütlaç kıvamında geçti.

Yılın ilk çalışma günü ise perişandım, neden bilmem, psikolojim çökmüştü. Tek arzum çantamı omzuma takıp kaçıp gitmekti. Akşamı nasıl akşam ettim bilmiyorum. Perşembe daha yoğun idi, neyse bari haleti ruhiyem birazcık düzelmişti. Akşam Beren Saat'in Revenge uyarlaması yeni dizisini izledim. Beren maşallah pek güzeldi, şahaneydi. Dizi zaten çeviri, işte yalılar malılar, para sıçan tipler, izlerim ben bu diziyi, muhabbeti çok olur:))

Cuma akşamı nasıl oh çektim anlatamam. Hafta çok uzun ve yorucu geçmişti benim için. Zaten bizim koleksiyon dönemlerimiz hep böyle kan kusturucudur.

Cumartesi sabahı Lady Charlotte aradı ve Sabancı Müzesine gideceğimizi söyledi. Hemen giyinip süslnip kendimi dışarı attım. Monet'nin Bahçesi sergini kapanmadan görmüş olduk. Bugün serginin son günü idi dostlar. Sergide fotoğraf çekmek yasaktı, en çok devasa nilüfer resimlerini sevdiğimi söyleyeyim.

İlk hafta böyle geçti, dileğim Ocak ile Şubat'ın çabucak geçip defolup gitmeleri. Çok bunaldım.

Henüz sevmedim bu yeni yılı.

ya siz?

xo xo