31 Ocak 2015 Cumartesi

GONE WITH THE WIND - RÜZGAR GİBİ GEÇTİ - 4.Bölüm : Sonrası

Atlanta'daki nefes kesen prömiyerin ardından Rüzgar Gibi Geçti gösterime girdiğinde inanılmaz bir sansasyon yarattı. 29 Ocak'ta düzenlenen 12.Oscar Ödül Töreninde de ödülleri silip süpürdü:


En İyi Film, Selznick Yapımcılık ve MGM
En İyi Yönetmen, Victor Fleming
En İyi Kadın Oyuncu, Vivien Leigh
En İyi Yardımcı Kadın Oyuncu, Hattie McDaniel. Dadı rolüyle Hattie Oscar ödülü kazanan ilk zenci oyuncu olarak tarihe geçmişti ancak ırkçılıktan kurtulamamıştı. Hattie ve refakatçisi, tören esnasında Rüzgar Gibi Geçti ekibinden ayrı olarak iki kişilik bir masada oturmak zorunda kalmışlardı.


Vivien Leigh ve Hattie McDaniel


En İyi Senaryo, Sidney Howard. Yazar film gösterime girmeden önce çiftliğinde traktör kazası geçirip ölmüştü. Öldükten sonra Oscar kazanan ilk kişiydi.
En İyi Sinematografi, Ernest Haller ve Ray Rennahan
En İyi Sanat Yönetimi, Lyle Wheeler
En İyi Kurgu, Hal Kern ve James Newcom
Özel Ödül, Teknik Başarı Ödülü, teknik efektlerin kullanımında çığır açtığı için Robert Musgrave
Özel Ödül, dramatik renk kullanımındaki olağanüstü başarısı ile William Cameron Menzies
Irving G. Thalberg Ödülü, sürekli başarılarından ötürü David O. Selznick


Vivien Leigh ve Olivia De Havilland, Oscar ödül töreninde


Hattie McDaniel Oscar ödül töreninde

David O.Selznick ve Vivien Leigh Oscar ödül töreninde


Hiç bir film bu kadar ödül kazanmamış; hiç bir film bu kadar izlenmemişti. Rüzgar Gibi Geçti, tüm dünyanın okuduğu romandan tüm dünyanın izlediği filme dönüşmüştü. İşte David Selznick'in bu filmi nasıl yaptığını öğrendikten sonra; bir daha asla iyi bir kitaptan kötü bir film yapılmasını kabul edemedim. Bana göre, Rüzgar Gibi Geçti, kitaba bu denli sadık kalarak film haline gelebiliyorsa; misal Harry Potter ve Melez Prens de aynı başarıyla filme çekilmeliydi.


Sahaflardan bulduğum bir hazine, Rüzgar Gibi Geçti fotoromanı.

Ne yazık ki basım yılı yazmıyor


Rüzgar Gibi Geçti'yi hırsı, tutkusu ve azmiyle hayata geçiren iki kişi, David O. Selznick ve Vivien Leigh idi.


David O. Selznick, bir sonraki sene Rebecca filmi ile bir kere daha Oscar kazandı. Alfred Hitchcock'u Amerika'ya getirip yönetmenin Amerika'da kariyer yapmasını sağlamıştı. Rebecca'dan sonra yapım şirketini kapattı. İlerleyen senelerde borçları yüzünden Rüzgar Gibi Geçti'deki haklarını satmak zorunda kaldı. Hep Rüzgar Gibi Geçti'nin sonraki başarılarını gölgelediğine inandı. 1965 senesinde, 63 yaşında kalp krizinden öldü.


Clark Gable, Vivien Leigh, David O. Selznick


Vivien Leigh, 1940 senesinde hayatının aşkı Laurence Olivier ile evlendi. Waterloo Köprüsü, Kleopatra, Lady Hamilton gibi az sayıda nitelikli filmde oynadı. Sir ilan edilen kocası ile tiyatronun altın çifti olarak sayısız oyun sergilediler. Vivien'in üzerinde bir gölge gibi daima onu takip eden manik depresif hastalığı ve olağanüstü güzelliği sebebiyle bir oyuncu olarak ciddiye alınmama takıntısı,  yıllar geçtikçe Olivier ile ilişkisini zedeledi. Vivien, 1951 senesinde Marlon Brando ile oynadığı İhtiras Tramvayı filmi ile ikinci Oscar ödülünü kazandı. 1960 senesinde Olivier ile boşandılar. Şok tedavileri gören Vivien'in durumu kötüleşmeye başladı. 1965 senesinde son filmi Aptallar Gemisi'ni çekti. 1967 senesinde hayatında ikinci kez vereme yakalandı ve 8 Temmuz'da, 53 yaşında bu güzel, ufak tefek, yeşil gözlü kadın öldü. İçinde hiç durmaksızın yanan o ateş sonunda kendi kendini tüketmişti.


Sir Laurence ve Lady Olivier

Clark Gable, Rüzgar Gibi Geçti filmi çekilirken, hayatının aşkı  komedi oyuncusu Carole Lombard ile evlenmişti. Evlilikleri 3 seneden az sürdü. 1942 senesinde Carole bir uçak kazasında öldükten sonra, Gable bir daha asla eskisi gibi olamadı. 2.Dünya Savaşından görev almak için orduya yazıldı ve Almanya üzerine çeşitli saldırı seferlerine katıldı. Savaş sonrası Hollywood'a geri döndü ve filmlerde oynamaya devam etti. 1955 senesinde, beşinci ve son eşi Kay Spreckels ile evlendi. 1961 senesinde, Marilyn Monroe ile oynadığı Uygunsuzlar filminin çekimleri bittikten 2 hafta sonra kalp krizi geçirip öldü. Bu film Marilyn'in de son filmi olacaktı. Gable öldüğünde karısı hamileydi ve aylar sonra Gable'ın oğlunu dünyaya getirdi. Clark Gable, ömrünce beklediği oğlunu göremeden ölmüştü.


Clark Gable, Carole Lombard

Leslie Howard, gönülsüzce rol aldığı Rüzgar Gibi Geçti filminin ardından İngiltere'ye döndü ve İkinci Dünya Savaşında ülkesine destek olabilmek için uğraştı. Çeşitli savaş filmlerinde oynadı. 1943 senesinde Lizbon'dan Londra'ya dönerken bindiği yolcu uçağı Alman saldırısı sonucu düşünce, hayatını kaybeden 17 kişiden biri de Leslie Howard idi.


Leslie Howard


Olivia De Havilland, Rüzgar Gibi Geçti filminden sonra daha ciddi ve zorlayıcı rollerde oynamaya çalıştı. 2 kere En İyi Kadın Oyuncu Oscar ödülü kazandı. 70'li yıllara dek kariyerini sürdürmeyi başardı. 1965 senesinde Cannes Film Festivalinin ilk kadın jüri başkanı oldu. 1987 yılında televizyon dizisi Anastasia ile Altın Küre kazandı. 2010 yılında Fransa tarafından Légion d'honneur nişanına layık görüldü. Olivia, halen hayatta ve yaşamına Fransa'da devam ediyor.


Olivia De Havilland, 2003 senesinde Oscar sahnesine geri döndüğünde dakikalarca ayakta alkışlanmıştı:




Onu dünyaya getiren oyuncular yaşlanıp öldüler. Beyazperdede ise Rüzgar Gibi Geçti hep taze ve canlı kalacak. 75 yıl boyunca defalarca gösterime giren film; bir kısmıyla gerçek bir aşk, savaş ve ölüm destanı; bir kısmıyla karşılıksız aşklar, yanlış anlamalarla dolu bir melodram; fakat yüzde yüz, tamamen bir kadının; başına ne gelirse gelsin ayakta kalmaya ve yoluna devam etmeye kararlı, ufak tefek, güzel ve çok güçlü bir kadının hikayesi. Katie Scarlett O'Hara;  edebiyatın ve sinema tarihinin en unutulmaz kadın kahramanı:







29 Ocak 2015 Perşembe

GONE WITH THE WIND - RÜZGAR GİBİ GEÇTİ - 3.Bölüm: Bir Sinema Efsanesi Doğuyor

David O. Selznick; film haklarını satın aldıktan 3 sene sonra, Rüzgar Gibi Geçti'nin oyuncuları seçilmiş ve son hazırlıklar başlamıştı. Şimdi yapılması gereken tek şey senaryonun tekrar yazılması idi. David bir alay yazar tuttu. Scott Fitzgerald bile diyalog yazmaya geldi ama kısa sürede kovulup gitti :)


26 Ocak 1939'da ilk sahneleri çekmeye başladılar. Filmin başında Scarlett O'Hara'nın ilk göründüğü andı bu. Mükemmelliyetçi David beğenene dek sahne 5 kere çekilecekti.


George Reeves (Brent Tarleton), Vivien Leigh (Scarlett O'Hara), Fred Crane (Stuart Tarleton)

31 Ocak'ta ilk sahnesini çekmek üzere Clark Gable sete geldi. Gerçek hayatta dans edemeyen Clark Gable'ın ilk sahnesi, Scarlett ile Rhett'in Atlanta panayırındaki dans sahnesi idi. Gable yönetmen Cukor'dan hoşlanmıyordu ve huzursuzlanmıştı.


Vivien Leigh ve Clark Gable Atlanta panayırı sahnesinde

7 Şubat'ta Atlanta kuşatması esnasında Melanie'nin doğum yaptığı sahneye atladılar.  Kimi sahneler hakkında David ile yönetmen George Cukor anlaşmazlığa düşmeye başlamışlardı. David'e göre Cukor ile film çok yavaş ilerliyordu.


Vivien Leigh, Olivia De Havilland

Cukor, Sidney Howard senaryosuna bağlı kalmak istiyordu. David  ise filmin kötü gittiği kanısındaydı. Sonunda tartıştılar ve Rüzgar Gibi Geçti ilk yönetmenini harcadı. Cukor projeden ayrıldı.


George Cukor, Clark Gable

David, Rüzgar Gibi Geçti'yi yönetmesi için, o esnada MGM'de "Oz Büyücüsü"nü yönetmekte olan Victor Fleming'i istiyordu. MGM'nin patronu olan kayınpederi imdada yetişti ve Fleming, Rüzgar Gibi Geçti'nin yönetmeni olarak iş başı yaptı. Sete gelip çekilen sahneleri okuduğunda ise David'e senaryonun rezalet olduğunu söyledi. Seti tatil ettiler. Boş geçen her gün 100.000 dolar zarar ediyorlardı. Victor Fleming ile David Selznick senaryoyu tekrar yazmaya koyuldular. Tuttukları yazar Sidney Howard'ın orijinal notlarına geri dönüp onları baz aldı. 2 hafta sonra ise çalışmaktan enkaza dönmüş halde kaçıp gitti ve telefonlara çıkmadı.


Vivien Leigh, Clark Gable, Victor Fleming


Rüzgar Gibi Geçti'nin çekimleri, 2 Mart'ta, Victor Fleming yönetiminde tekrar başladı. Fleming, en başta Cameron Menzies'in hazırladığı renkli taslakları baz alarak filmi çekecekti. Sert mizaçlı ve buyurgan bu maço adamı, Clark Gable dışında kimse sevmiyordu. Ama Victor Fleming yetenekliydi, filmi ayağa kaldırdı, filme ruh ve tempo kazandırdı


Vivien Leigh, Clark Gable, Victor Fleming

Vivien Leigh, bir an evvel çekimleri bitirip, New York'a giden sevgilisi Laurence Olivier'nin yanına koşmak için hırsla çalışıyordu. 125 iş gününün yüzde 95'inde çekimi vardı. Victor Fleming iğnelerle ayakta duruyor, gece uyuyabilmek için bir iğne daha yaptırıyordu. Zorlu tempodan tüm çalışanlar çökmenin eşiğine gelmişti. Senaryo karman çorman olmuştu. Böylece Sidney Howard bir kere daha iş başına çağrıldı.


Clark Gable, Vivien Leigh


 
Vivien Leigh, Atlanta tahliye sahnesi


Sonunda, 29 Nisan'da,  Victor Fleming aşırı ruhsal ve bedensel yorgunluğa dayanamadı ve filmi yarıda bırakıp gitti. David O. Selznick'in aşırı mükemmeliyetçiliğine, sürekli sete gelip filme müdahale etmesine katlanamamıştı.


MGM hemen yeni bir yönetmen gönderdi : Sam Wood. İki hafta sonra Victor Fleming geri döndüğünde ise, Sam Wood ekipte kaldı ve ikinci birimin yönetmenliğini yaptı.


Victor Fleming şimdi filmin en büyük çekimini gerçekleştirecekti: Güney'in yenilgisini ve binlerce yaralı askeri gösteren panoramik sahne! Bu sahne için 1 senedir hazırlık yapılıyordu. Yeterince figüran bulunamadığı için yüzlerce hareket ettirilebilen manken yapılıp figüranların arasına dağıtıldı.


Efsaneye göre, Margaret Mitchell'in kocası daha sonra bu sahneyi izlediğinde "Bu kadar askerimiz olsaydı, savaşı kazanırdık" demişti.




David Selznick aldığı ilaçlar yüzünden, çöküşün eşiğinde olduğunu algılayamıyordu. Rüzgar Gibi Geçti üzerinde çalışırken aynı zamanda Intermezzo filmini yapmış, Alfred Hitchcock ile Rebecca için hazırlıklara başlamıştı. Yine de her gün Rüzgar Gibi Geçti setinde her detayı kontrol etmekte idi. Filmi 6 ayrı ekip çekmeye başlamıştı. Victor Fleming pamuk tarlasında çekim yaparken, ikinci ekip Vivien Leigh ile çalışıyor, bir diğer ekip dublörle başka bir sahneyi çekiyordu.


Victor Fleming ve Vivien Leigh, panoramik sahnenin çekiminde


27 Haziran'da çekimler bitince başrol oyuncuları ve yönetmen bir parti verdiler. Aynı gece ise yeniden çekilmesi gereken sahneler için çalışmaya geri döndüler.


David ise  saatlerce süren film ile montaj odasında nihayet bir yönetmen veya yazara kulak vermek zorunda kalmadan, kendi bildiği gibi çalışmaya başladı. 150 bin metre filmi kesip 6 bin metrelik film çıkartmak zorunda idi. Elinde senaryo da yoktu, senaryo artık sadece David'in kafasında mevcuttu. Rüzgar Gibi Geçti setinde hiç bir zaman senaryonun son hali olmamıştı. 


Hal Kern


David ve kurgucu Hal Kern günde 23 saat çalışıyorlardı, bir seferinde 50 saat kesintisiz çalıştılar. Daha sonra kendini halsiz hisseden Kern doktora gittiğinde doktor adamın ölmüş olması gerektiğini söylemiş ve David'e telefon açıp epeyce verip veriştirmiş.


Sadece filmin kesilip biçilip izlenebilir hale gelmesi değil; özel efektlerin de bitirilmesi gerekiyordu. Bütün film sette çekilmişti. Misal filmde görünen hiç bir odanın tavanı yoktu, hepsinin film üzerinde boyanması gerekiyordu. (Senenin 1939 olduğunu anımsayalım) Tara malikanesi sete inşa edilmişti ama arkasından şehir manzarası görünmekte idi. Filmin başında barbekü sahnesinin çekildiği Oniki Meşeler malikanesi aslında yoktu. Bunlar gibi pek çok sahne Jack Cosgrove tarafından özel efektler ile tamamlandı.


Tara

Oniki Meşeler -Twelve Oaks


Artık David Selznick'in tek isteği, film için basın olmadan bir ön gösterim düzenleyerek halkın tepkisini görmekti. Hal Kern, bu işi üstlendi ve 9 Eylül günü vaktin geldiğini bildirdi. 54 bobin film ve film müziğini alıp şehir dışındaki bir sinemaya gittiler. Ekipte David'in karısı Irene ile ortağı Jock Whitney de vardı. 


Riverside'daki Fox sinemasında durdular. Sinemada Gary Cooper'ın bir filmi oynuyordu ve kalabalık olduğu kesindi. David Selznick'i gören sinema müdürü olacakları anlamış ve ne isterlerse yapacağına söz vermişti. Sinema binası günümüzde hala ayakta. Zamanında Rüzgar Gibi Geçti'yi gösteren Emek Sineması ise yerle bir oldu:(


Riverside Fox Sineması


Sinemadaki film gösterimi bitince, sinema müdürü sahneye çıktı. Seyircilere, büyük bir stüdyonun ön gösterimini izleyeceklerini bildirdi. Evi aramak isteyen şimdi aramalıydı çünkü film uzundu. Kapılar kapanacak ve salona kimse alınmayacaktı.






Henüz jenerik hazırlanmamış ve filmin müziği yapılmamıştı. Hal Kern, yanında Zenda Mahkumları'nın müziğini getirmişti. Film gerçekten düşündükleri gibi harika mıydı? Çok mu uzundu? Seyirci kısaltılmasını mı isteyecekti? Ya filmi sevmezlerse? Hepsi bir kaç dakika sonra başlayacak prömiyer gösterimde anlaşılacaktı.






Anonstan sonra ekranda beliren görüntüde, bu sinemanın, tarihin en beklenen filminin ön gösterimi için seçildiğini belirten bir resim belirdi. 





1 saniye sonra, Margaret Mitchell'in adı perdede çıktığı an sinemada daha önce duyulmamış coşkulu bir gürleme duyuldu. Rüzgar Gibi Geçti yazısı çıktığında izleyiciler deli gibi bağırıyor, koltuklarından fırlıyorlardı. Müziğin sesi sonuna kadar açıktı yine de hiç bir şey duyulmuyordu. Irene Selznick hıçkıra hıçkıra ağlıyordu. David Selznick ve Hal Kern ağlıyordu. Sinema salonunda görülmemiş bir heyecan yaşanıyordu.










Rüzgar Gibi Geçti bittiğinde ise sinemaya derin bir sessizlik hakim oldu. Seyirci şoke olmuştu. O zaman değin kimse beyazperdede böyle bir şey izlememişti.


İzleyici yorumları olağüstü idi. İzleyiciler filmin kısalmasını istemiyor, olduğu gibi gösterime girmesi gerektiğini düşünüyorlardı. 


David O. Selznik, film haklarını satın aldıktan 3 sene sonra, sinema tarihinin en büyük filmini yapmayı başarmıştı. Film o zamanın 3 milyon dolarına malolmuştu. 

Ön gösterimden 1 ay sonra David, Vivien'i Amerika'ya geri çağırdı ve o meşhur açılış sahnesini 5. ve son kez filme çektiler. 


Max Steiner


Filmin gösterime girmesine sadece 3 ay kala işe başlayan Max Steiner filmin müziğini çok kısa sürede besteledi. Hal Kern, filmi David'in ellerinden adeta zorla alıp laboratuvara sokarak renk dengesini kontrol etti.  


Rüzgar Gibi Geçti'nin son savaşı, final sahnesinde Clark Gable'ın söylediği "Frankly my dear, I don't give a damn!" cümlesini sansürden kurtarmak üzere verildi. David Selznick'in uzun ve zorlu mücadelesi sayesinde, bu etkili cümle filmde olduğu gibi kullanıldı. 


Rüzgar Gibi Geçti'nin prömiyeri, çok uygun olarak Atlanta kentinde yapılacaktı. David ve oyuncular şehirde krallar gibi karşılandılar. Bütün şehir sokaklara dökülmüş, gazetelerde Rüzgar Gibi Geçti'den başka haber yazılmaz olmuştu. Atlanta halkı eski Güney'i anlatan bu filmin başarılı olacağına çoktan karar vermişti.






Vivien Leigh, Clark Gable, Margaret Mitchell, David O Selznick, Olivia De Havilland

Ve o gece prömiyere katılan 2000 kişi, Rüzgar Gibi Geçti'nin müziğiyle, efektleriyle tamamlanmış halini, David O. Selznick ve ekibinin 3 yıllık insanüstü çabasının ürünü olan o filmi, ilk kez izlediler. 

Sinema tarihine en büyük filmi artık doğmuştu.



27 Ocak 2015 Salı

GONE WITH THE WIND - RÜZGAR GİBİ GEÇTİ - 2.Bölüm: Bir Scarlett Aranıyor

David O. Selznick 1936 senesinde Rüzgar Gibi Geçti'nin film haklarını aldığında, çoktan Hollywood'un en başarılı yapımcılarından biriydi. MGM ve RKO gibi iki büyük stüdyoyla çalışmış; orijinal King Kong'u, David Copperfield'ı, Greta Garbo'lu Anna Karenina'yı yapmıştı. Karısı Irene, MGM'nin patronu Louis B.Meyer'ın kızı idi.


David O. Selznick, Oscar ödül töreninde


David, Amerika büyük depresyon döneminden kurtulmaya çalışırken, yıldızlarla dolu göz alıcı, gösterişli filmler ile halka teselli ve eğlence sağlıyordu. Ama gönlünde yatan bağımsız olmaktı. Kendini beğenmiş, kibirli, neşeli bir adamdı. İsminin ortasındaki O harfini salt havalı olsun diye kendi eklemişti. 34 yaşında Hollywood'un en büyük yapımcısı idi. Bu yüzden Amerikanın en zengin adamı Jock Whitney ile ortak oldu ve 1935 senesinde kendi yapım şirketinin başına geçti. Bu dönemde orijinal "Bir Yıldız Doğuyor" filmini, Zenda Mahkumları'nı yaptı.


Douglas Fairbanks Jr, Kay Brown ve Jock Whitney, Rüzgar Gibi Geçti'nin haklarını satın aldıklarını açıklayan basın konferansında. Kay Brown kitabı keşfedip David Selznick'e film haklarını aldıran kişidir.


David 1936 senesinde Rüzgar Gibi Geçti'nin film haklarını satın aldığında henüz kitabı okumamış, adı sanı duyulmamış bir yazarın kitabı için para ödemekten de pek hoşlanmamıştı. Kitabı yaz tatiline giderken yanına alıp okudu ve karşısındaki sorunu gördü: 1000 sayfalık bir romanı nasıl film haline getirebilirsiniz?


Filmin yönetmeni olarak David'in arkadaşı George Cukor tutuldu. David, Sidney Howard'ın senaryoyu yazmasını istiyordu. Howard çiftliğinde kalıp çalışmak kaydıyla bu işi kabul etti. Oyuncu seçimi ise ülkede adeta milli meseleye dönüşmüştü. Scarlett O'Hara kim olacaktı? Filmin çekilmesi ile kuşkusuz tarihe geçecek olan bu karakteri oynama şansını kim kazanacaktı?

Dönemin en büyük yıldızları bu rol için aday gösteriliyordu :

Bette Davis

Joan Crawford

Katherine Hepburn

Miriam Hopkins

David bir gazeteci ile anlaşmıştı. Adam manşet atmayı ve haber şişirmeyi çok iyi biliyordu. Böylelikle birbiri ardına çıkan haberlerle, Scarlett arayışı kısa sürede çılgınlığa dönüştü! David'in sekreteri bütün ülkeyi dolaşarak yetenek araştırması yapmaya başladı. Seçmelere yüzlerce kadın katılıyor, arama hummalı şekilde sürüyordu. Bu esnada Hollywood'da deneme çekimleri başlamıştı.

Scarlett O'hara rolü için toplam 32 aktris ile deneme çekimi yapılmıştı. Bunlardan ilki Tallulah Bankhead idi:


Tallulah Bankhead

Deneme çekimi yapılan diğer kızlar arasında kızıl saçlarıyla tanıdığımız Susan Hayward, sonradan büyüleyici bir yıldız olacak Lana Turner ve Charlie Chaplin'in karısı ve başrol oyucusu Paulette Goddard bulunmakta idi.


Susan Hayward

Susan Hayward deneme çekimi, kütüphane sahnesi

Lana Turner

Lana Turner deneme çekimi

Paulette Goddard

Paulette Godard deneme çekimi


David Selznick'in bu filmi yapmak için henüz ne senaryosu ne de parası vardı. Fakat aynı zamanda, manyaklık noktasına çıkmış Scarlett arayışının halkın ilgisini ortada esamesi olmayan film üzerinde tuttuğunu bilecek kadar zekiydi.


Şaşırtıcı şekilde, Scarlett rolünün tam aksine, en başından itibaren Rhett Butler için sadece ve sadece tek kişi kabul görmüştü. Kitabı okuyan milyonlarca kişi, onu sadece tek bir adamın oynayabileceğini biliyordu : Hollywood'un en büyük yıldızı Clark Gable!


Clark Gable

Clark Gable o dönem MGM'nin en çok hasılat getiren yıldızı idi. David, Gable'ı filmde oynatmak için önce yalvardı, sonra da utanç verecek kadar astronomik bir parayı ödemeyi kabul etti.


1937 senesi sona ererken, Sidney Howard ilk senaryo taslağını teslim etti. Bu haliyle film beş buçuk saat sürüyordu ve kesilmesi gerekmekte idi. George Cukor ve Sidney Howard ile senaryo üzerinde çalışan Selznick, ilkinden de uzun süren bir taslak çıkarttı! David filmin devasa olacağını anlamıştı. Son derece kritik bir kararla, yapım tasarımcısı William Cameron Menzies'i işe aldı. Bir dahi olan Menzies, senaryoyu adeta kare kare çizerek her sahne için taslak hazırlayacaktı. Filmin genel görüntüsünü ve setlerin tasarımını bu taslaklar belirleyecekti. Böylece Hollywood'da geleneksel Güneyin zengin atmosferini yansıtacak olağanüstü setler inşa edilecekti.


İşte Menzies'in storyboard çizimlerinden bir kaç örnek:













1938 yazında, David O. Selznick, Rüzgar Gibi Geçti için 400.000 dolar harcamıştı ve ortada ne senaryo ne de oyuncular vardı. David'in daha çok paraya ve Rhett Butler'a ihtiyacı vardı. Stüdyolar arasında pazarlık kızıştı. MGM, Clark Gable'ı verip filmin dağıtımcılığını ve yedi yıl boyunca hasılatın yarısını aldı. 1 milyon dolar kadar da masraflara ortak oldu. Ağustos ayında Clark Gable kontratı imzaladı. Şimdi David'in zamana karşı yarışı başlamıştı. Kontratın bağlayıcı şartına göre, film çekiminin Ocak 1939'da başlaması zorunlu hale gelmişti.


David 1 aylık tatile çıkıp senaryoyu elden geçirdi. Diyalog yazması için başka bir yazar tuttu. Hollywood'a döndüğü zaman Scarlett O'Hara için bir aday öne çıkmıştı: Yeni deneme çekimiyle Paulette Goddard herkesi etkilemeyi başarmıştı.


Paulette Goddard deneme çekimi, Tara'da Ashley ile yüzleşme sahnesi


Bu videoda çeşitli aktrislerle yapılmış deneme çekimlerini izleyebilirsiniz:



Bette Davis, bir sene önce Jezebel isimli ve hikayesi Güney'de geçen bir filmde oynamış, bir de Oscar ödülü kazanmıştı. Katherine Hepburn halkın antipatik bulduğu biriydi. Lana Turner ise çok toydu. Bu aktrisler Scarlett O'Hara mücadelesinde yarış dışı kalmışlardı.


Paulette Goddard Technicolor renk testi


Paulette Goddard ile renkli deneme çekimleri yapıldı. Paulette Scarlett olabilir miydi? Bu rolü sonuna dek taşıyabilir miydi? Paulette, Charlie Chaplin ile birlikte yaşıyordu, evleri de David'in evinin karşısında idi. Gerçek hayatta arkadaştılar. Ama David kendini bir türlü Paulette konusunda ikna edemiyordu.


Paulette Goddard renkli deneme çekimi


1938 senesinde, büyük İngiliz aktör Laurence Olivier, Hollywood'a geldi. Olivier'in sevgilisi, genç ingiliz oyuncu Vivien Leigh'den başkası değildi. Vivien İngiltere'deki menajerine haber vermeden gizlice Amerikalı bir menajerle anlaşma imzalamıştı. Bu adam Myron Selznick idi. Rüzgar Gibi Geçti'nin yapımcısı David O. Selznick'in kardeşi! Vivien, yeni fotoğraflar çektirip Amerika'ya yolladı ama sonuç alamadı. Sonunda 1938 sonbaharında gemiye binip Amerika'ya gitti. Aslında ayrı kalamadığı sevgilisi Laurence Olivier ile beraber olabilmek için bu yolculuğa çıkmıştı. Yine de yolda kitabı bir kere daha okumuş ve bazı bölümlerini ezberlemişti.


Vivien Leigh, Laurence Olivier


Vivien Leigh, Myron Selznick'in karşısına çıktığında, efsaneye göre Myron ona "bir yangına gitmek ister misin" diye sormuş. Bu yangın, Rüzgar Gibi Geçti filmindeki meşhur Atlanta yangını sahnesi idi.


Yangın çekiminden


David Selznick'in stüdyosu, önceki filmlerinden kalan setlerle doluydu. Rüzgar Gibi Geçti'ye yer açmak için eski setleri yakmayı, yangını da filmde kullanmayı düşünüyorlardı. Tekrar edilmesi imkansız bu çekim için düzenekler kuruldu, bir sürü kameralar koreografiye göre sete yerleştirildi. Piyasada sadece 7 tane bulunan renkli Technicolor kameraların tamamı bu çekimde kullanılıyordu.


Eski King Kong seti yanarken


Devasa alevler kocaman stüdyoda yayılırken, Scarlett ve Rhett'in arabayla kaçış sahnesi yüzlerini gizleyen dublörlerle çekildi. Yapım Tasarımcısı Cameron Menzies, bu seti planlayan ve yöneten kişi idi.


Anlatılanlara göre, Myron Selznick, yangın esnasında David'in yanına gitti ve "Scarlett O'Hara'nla tanış" diyerek Vivien'i takdim etti. David Vivien'den etkilenmişti. Vivien'in Scarlett olabileceğini düşünüyordu.


Vivien Leigh deneme çekimi


O hafta son deneme çekimleri yapıldı. Büyük yarışta geriye sadece 4 aday kalmıştı : Joan Bennett, Jean Arthur, Paulette Goddard ve Vivien Leigh.


Vivien'in deneme çekimlerini bu videoda izleyebilirsiniz :




Vivien'da o ana kadar kimsede bulamadıkları hırsı ve canlılığı bulmuşlardı. O sanki Scarlett'in birinci dereceden kuzeni gibiydi! Ve Noel günü Vivien'e rolü aldığını söylediler. Hollywood nihayet Scarlett O'Harasını bulmuştu.


Vivien Leigh

Vivien Leigh

Vivien Leigh


Yangın sahnesinin filme yerleştirilmiş hali :





Ashley Wilkes rolü için İngiliz aktör Leslie Howard seçilmişti. Howard 46 yaşında idi ve filmin ilk kısmında oldukça romantik ve genç Ashley'i oynayabilmesi için yüzüne epeyce makyaj yapılması gerekiyordu.


Olivia De Havilland

Leslie Howard


Melanie rolü içinse David sadece Olivia De Havilland ile çalışmak istiyordu. Ne var ki De Havilland, Warner stüdyolarına bağlıydı. Melanie rolünü oynamayı çok isteyen De Havilland bizzat gidip stüdyo sahibinin eşine rica ederek izin aldı ve kontrat imzalayabildi.


David O Selznick, Vivien Leigh, Olivia De Havilland, Leslie Howard kontrat imza günü

13 Ocak 1939'da basın açıklaması yapıldı. 2 sene süren arayıştan sonra, gencecik bir İngiliz oyuncu, sinema tarihinin en çarpıcı kadın karakterini oynamak üzere seçilmişti. Güneyliler özellikle buna bayılmışlardı. Bir yankee yerine bir İngiliz yeğdir demişlerdi.


Vivien Leigh ve Clark Gable sette