anlar çok önemlidir değil mi hayatta , onlar zamana ve hayatınıza hükmederler. Bazen ne olduğunu anlamadan , peşpeşe gelen anlarda büyük değişimler yaşarız. Durduramayız , engel olamayız , tutamayız , elimizden birşeyler öylece akıp gider de engel olmayız , farkındayızdır , biliriz ama hiçbirşey yapamayız.
en büyük aşkımı böyle kaybettim işte , ansızın ve bir anda , her bir milisaniyesini yaşayarak.
Bir daha asla geriye dönemeyeceğimi biliyorum.
Elimden kayıp gidiverdi , içimi parçalayarak , o an geçti , zaman geçti , ben kaldım...
Ona olan aşkımı da yine böyle apansız farkedivermiştim. Sonra yıllar boyunca onuna ilgili hafızamdaki anları hatırladım birer birer , lacivert ceketindeki armaya gülüşümü , onun yürüyüşünü , sonra gülüşünü , atkısını dolamış boynuna bir gün otururken kendini taşıyışını .
Hayat ne garip değil mi dostlar?
şimdi hayatlarımıza devam ediyoruz , anları yaşıyoruz ayrı ayrı ,
onu mu seviyorum, onun bana yaşattığı anları mı , yoksa o anlarda hissettiklerimi mi hala bilmiyorum?
Ellerini saçımda ilk gezdirdiği anı unutabilir miyim hiç bilmiyorum.
Adminastarotoruma söz vermiştim , daha doğrusu o bana ödev vermişti , geçtiğimiz Cumartesi günü memlekette 7. tarih ve sinema festivalini açtık birlikte , galayı yazacaktım , ilk gittiğimiz klarnet konserini ve de tabi bir de o gün bize kapak olan sayısız girişimimizi ama yazamadım , beni affedin dostlar yaralarımı sarıyorum , onun yerine size 13. Pazartesi aşkımın bitişini anlatıyorum, kimbilir belki size kapanışı yazarım....
nedir bu başımıza gelenler? nasıl neşeliydik, yüzümüz parlıyordu, kahkahalarımız koridorlarda çınlıyordu... işte birden huzursuzluk içimizi sardı, günler sepya renge dönüştü...
YanıtlaSilve ben eve geldim, bir damla su yok, kakamı yapsam götümü yıkayacak su bile yok... tutup oturuyorum şimdi ve diğer herşey, yarın maruz kalacağım çapraz sorgu dahil, o kadar önemsizleşti ki birden.. sadece bu yoğun yakıcı kavurucu gaz kütleleri...
rustic içimi parçaladın gerçekten...