30 Ağustos 2005 Salı

aylaaaakkk aylaakkk

Ne rahat, ne geniş, ne yumuşak bir kelime bu “aylak”. Biz de bu tatil günümüzde Rustic’le aylaklık yaptık. Kafelerde hiç konuşmadan oturup deniz manzarası izledik, ağaçların altında sallana sallana yürüdük, başka kafelerde çekirdek çitledik, durmadan konuştuk, Leman okuduk, Nasyonel Coğrafya mecmuasının özel Afrika edisyonuna baktık, boş boş aylaklık yaptık, ne tatlı bir gündü Yarebbim. Birkaç saat olsun hayatta bize ne olacağını, 58 yaşına geldiğimizde nasıl para kazanacağımızı, yaşlılığı düşünmeden vakit geçirmek harikulade. Bu düşüncelerden kaçınmak için ben sürekli film seyrediyorum, Ructic ise düşüne düşüne insomniyak oldu. Çünkü henüz yırtamadık. Şu hayatta ne zaman yırtacağız bilmiyorum. Hiç yırtabilecek miyiz? uzaylılar beni kaçıracak mı? Hadi, ne zaman? Ama aliminyum folyoya Birol’u sarıp gelmeyin, gerçek uzaylı isterim, Han Solo tadında...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yaz ki muhabbet olsun.