Ailecek toplandık, sırt çantalarımız doldurduk, Bart Simpson’lu yastığımızı bile aldık :)) vee sabah sekiz’de İstanbul Park’taydık, uçsuz bucaksız bir pist, official merchandise satış yerleri vıngır vıngır, bir şapka 60 YTL, bir bayrak 50 YTL. Almadım tabii! Her milletten insan, yakışıklı İtalyanlar, neşeli Yunanlılar, sapsarı Finliler, ortalık cümbüş yeri. Silver 2 tribününün önündeki açık alana örtümüzü serdik, yastıkları dizdik, yayıldık. Yeme içme faslı Tili’nin çantasından çıkan Eti Cin’le başladı, bu arada Polo Ladies Cup dönüyordu pistte, ardından benim mısır-pirinç patlağı geldi, GP2 ve Jordan F1 arabasında Jason Tahincioğlu geçti, alkışladık. Bu esnada gelen telefonlara göre İstanbul’da sel gitmiş, piste 5 dakika yağdı, Renault’un dağıttığı zımbırtıyı taktık kafamıza, sonra güneş açtı, ben de tişörtümü attım, pikinimle başladım kızarmaya. Tilek de çantasında börek, gazoz, cips, kurabiye, galeta, krik krak, anasonlu tuzlular çıkartarak bizi beslemeye devam etti yarışmalar boyunca, etrafımız da doldukça doldu, mahşeri bir kalabalık pistin etrafını kapladı,
bizse durmadan yiyorduk. Nihayet Türk Yıldızları uçtu, Sertab İstiklal Marşı’nı çığırdı, hepimiz kalktık ayağa eşlik ettik. Sonra klasik otomobillerin geçişi, Aman Allah, Michael Schumacher dehşet tezahürat aldı.Belediyenin beleş dağıttığı tıkaçlarla kulaklarımızı tıkadık ve yarış başladı. Allahım ne enerji, ne heyecan. Fotoğraf makinesinin hafızası doldu, telefonla çektik, o bitti MP3 player’a ses kaydettik, kameranın kasetleri taştı, yetmedi
Şumi için çok kötü bir yarıştı. Ben de akşam 9’da evdeydim. Midem bulanıyor, başım ağrıyordu, güneş yanığı olmuştum. Ama haftaya yarış var deseler yine giderim. Seneye ana tribünden izlemek istiyorum, start-finish düzlüğünün oradaki. Tribünler de çok güzeldi, yarıştan sonra 1 saat tribünde dinlendik, kalan börekleri , tuzluları yedik :))
Şahane bir eğlence bu Formula 1
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yaz ki muhabbet olsun.