Kazdağları'nın eteklerinde yemyeşil, şipşirin, zakkumlarla bezeli Kızılkeçili köyü; yollardan şırıl şırıl akan, dağdan inen billur sular; Anıt Ağaç'ın oradan köprüyü geçip iki yanı zeytin ağaçlarıyla kaplı yoldan Zeytinli köyüne yürümek, Güre'de püfür püfür çay içmek, köy otobüsüyle tıngır mıngır Akçay'a inip, olur şey değil sıcacık denize girmek, kızgın güneşte pişmek; köyde hergün konu komşudan gelen börek, keşkek, sarma içi; Edremit'e inip dondurma yedikten sonra bereketli pazarı arşınlamak, ceviz ağacının altında kahvaltı.. hepsi de çok güzeldi ama en heyecanlısı baktırdığım fal oldu, falcı hanımefendi takır takır herşeyi anlattı (faldan önce "bak ne görürsem söylerim" diye uyarıyor zaten) sonra da dedi ki, iki adamla iş görüşmesi yapacaksın ve o işe gireceksin.Tahmin edersiniz ki dediği çıktı!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yaz ki muhabbet olsun.