Gidip kendime bir not defteri aldım. Ama üzerinde Kermit ya da Eeyore resmi, Miki Fare amblemi falan yok. Renkli de değil. Kara kaplı, sarı sayfalı sapsade birşey. Bunu hep yanımda taşıyacağım ve aklıma gelen herşeyi bu deftere not alacağım. Çünkü İstanbul'da geçen esrarlı bir roman yazmak istiyorum. Nobel ödülü almama gerek yok, basılmış romanım olsun, yeter! Ama bunun için sürekli not alıp, sistemli şekilde çalışmak gerekiyor dostlar. Bugüne kadar yazdığım tek romanı bu şekilde bitirmiştim, her gece saatlerce yazarak. Kendisi pespaye bir aşk macerasıdır. Kimseler de okumamıştır. Neyse ki. Bir de yarım kalmış bir romanım var. Onu yazarken o kadar sistemli çalışmadığım için bitmedi. Bu da pespaye bir hayranlık öyküsüdür. Bunu da kimselerin okumaması gerekiyor ki, saygınlığımı yitirmeyeyim. Şimdi yeni romanım için öncelikle bir sürü not alıp roman kişileri ve çevreleri hakkında detayları oluşturacağım. Romanın baş kahramanı tabii ki benim. Lady Charlotte diğer başrolde. İkimiz İstanbul'da büyük bir esrarı çözeceğiz. Ama ne? Bilmiyorum. Zaten bilsem roman olurdu hahahayt. Çok çalışmam lazım çok!.
ah judycigim yasasin senin sayende yeniden birseyin basrolunda olacagim. karanlik sokaklardan , ruhlu evlerden ve herkes uyurken suzulerek denizlerin ustunden gececegim. sir bana ben sirra donusecegim , sonra kadem basip ara dunyaya yuruyecegim.
YanıtlaSilyorumuma burada son verirken gozlerinden oper , bassarilarinin devamini dilerim.