24 Ekim 2007 Çarşamba

Sevgili Günlük

Ne zamandır günlüğümü yazamamışım, sevenlerim merak etmiş sağolsunlar.

O vakit anlatalım bakalım Miss Judy Abbott neler yapmış:

Aaa önce şunu söyleyeyim, dün Kanyon'daki D&R'da GQ dergisinin özel bir sayısını buldum, 50. yıl sayısı galiba, kapakta gencecik bi Al Pacino. O duygulu Michael Corleone gözleri ile bana bakıyor. İşte o kapağı tarayıp Lady Charlotte'a göndermeli idim.

Bir de seyyahat dergisi aldım, Avrupa'da muhakkak görmemiz gereken 100 destinasyonu tek tek anlatan, mükemmel bir eser, 10 ytl.

Asıl haber ise Cumartesi gecesi yaptıklarımız. Gece bizim kızlarla buluşacak idik, ben de sabah kalkmış tembel tembel kahvaltı yaparken kuzenim La Capitana aradı, kendisi bir alışveriş krizine girmiş idi, tek tek alışveriş merkezlerini dolaşıyor idi ve yardım etmez isem çıldıracak halde idi.

Hadi kalktım, toparlandım, Cevahir'de kuzeni yakaladım, mağazaları dolaştık, aile dedikodusu yaptık bolca, gülmekten yarıldık tabii bu arada. Sonuçta kuzenim oğluna palto, don, fanila falan almış idi. İşte evli ve çocuklu arkadaşların olayı bu dostlar.

Starbucks'da kahve içip tavuklu jambonlu sandöviçler yedikten sonra kuzenim kocacığıyla sinemeya gitti, ben de metroyala Taksim'e gelip arkadaşlarımla buluştum. (Megavizyon fırsat dvdleri köşesinden Toy Story 11 Ytl.)

Kararlaştırdığımız saatte sadece Didem ile minik Ceyda geldiler, tabii ben çok kızdım köpürdüm, bir daha onlarla buluşmayacağım diye geç kalan arkadaşlara tehditler savurdum falan. Beni sakinleştirmek için Kafe Krepen'e götürüp kola içirdiler, bu arada ortaya çıktı ki, Tuğba ile Sinem işteler, Ayfer akşamdan kalma, Deniz trafikte takılmış, Gülcan da kokoş işlerle meşgul.


Ekip toplanınca Nevizade'ye gidip Vera'da girişte kalabalık bir masa yaptık, şefim patates getir, şefim çerez yolla diyerek masayı donattık.


Biralar gırla gitti, birkaç tane duble patatates, iki tane sosis tabağı, iki tane börek tabağı, çerezler derken iki tane de tekila patlattım


O kadar yemeye içmeye kişi başı 25 Ytl ödedik. Üzerine de meydana çıkıp köşede hamburger yedik, biraları bastırsın diye püahahaha. Sonra da metroya binerek minik Ceyda ile eve döndük.
İşte bu şekilde yuvarlanıp gidiyoruz.

2 yorum:

  1. İpek Ongun'un yazdığı günlüklerle başladığımız genç kızın hayatını takip etme fenomeni Aslı Gürüney(hey heeeey de hey heeey)le devam ediyor.Bakalım bizim japon naapmıs ne yemiş (türkçe salakça iğrenç bi o derece de keyifli)ne içmiş? Aslı kişisel çaban perfect ama bu ekip işi..sana olan tüm ilgime rağmen artık başkalarını görmek istiyorum..nerde charlotte nerde 3 film izleyip kendini sith sananlar?star wars ı izlemek yetmez bacı yaşamalısın luke jedi akademiyi kurmalı diye hayal kurmalisin o akademiden mezun olup mortal kombat müziğinde sith katletmelisin..

    YanıtlaSil
  2. feysbuk aplikasyonları içinde kayıp olmuş idik...

    YanıtlaSil

Yaz ki muhabbet olsun.