11 Ağustos 2008 Pazartesi

bovling + köppek balığı + taksim turu + temizlik

Son birkaç günde yeni maceralar yaşadım sayın seyirciler. Önce geçen akşam minik Sinem beni bovling turnuvasına götürdü. Ben en son 5-6 yıl önce bovling oynamıştım, o da tek sefer. Neyse benimle epey bir uğraştılar, sonunda lobutları devirmeyi becerdim. Benim elimin ayarı bozuk, yamuk atıyorum, o yüzden kendim çapraz durdum ki topu atarken, top düz gitsin. Çok çapraşık yani. O topun ağırlığından da kolum ağrıdı. (3 el oynadık)


Bovling bitti (Cevahir'de idik), salondan çıktık, oyun alanında köpekbalığı çalışıyordu, bir nevi mini roller coaster. Biraz tırmandırıp şaaak diye düşürüyor, iki tur döndürüp bırakıyor. Ufak birşey. Sinem tutturdu buna binelim buna binelim. Yahu yapma etme dedim dinletemedim. Zorla bindik. Aman Allah! Neyse ki kısa sürüyor, 20 saniye falan herhalde , daha uzun sürse herhalde bayılırdım.


Ondan sonracığıma, cumartesi günü çıktım Taksim'e, uğurlu vize fotoğrafçıma gittim, biyometrik vesikalık foto çektirdim ama saçımı arkadan sıkıca toplamıştım , o yüzden saçım traşlı punk gibi çıktı dostlar fotoğraf. Tabii fotoyu görmek için 3 saat beklemek gerekiyordu, ben de mağaza gezdim. Benetton'daki indirimden bir adet haki bermuda, bir adet kolları fırfırlı gri atlet, bir adet siyah pileli kısa tünik aldım. Aslında elbise ama ben giyince tünik oldu. Neyse. İşte bu tüniğin altına bir de siyah tayt aldım Şirin doncusundan. Şimdi bu tayt, siyah tünik, üzerine de geçen sene aldığım gri trençkot ile Paris sokaklarında yürüdüğümü hayal ediyorum. Aahhhaha.

Mağaza geze geze o kadar yoruldum ki, girdim Gloria Jeans'de kremalı dondurmalı bir kahve içtim. Sonra da fotoğrafları almaya gittim. Fotoğrafçı da taa Tünel'de.

Tünel'den bir kez daha meydana çıkıp metro ile Cevahir'e geldim ama fazla dolanmadım burada. Şööyle bir Zara'ya Mango'ya baktım , içim açılmadı atladım otobüse Akmerkez'e geldim. Buradaki Mango'dan vişne çürüğü bir tişört aldım ve turumuzun sonuna gelmiştik.

Eve geldiğimde hem açlıktan hem yorgunluktan bayılacak halde idim. Yine de Bebek'e kadar yürüdüm, saçımı kestirmek için ama kuaförüm hala tatilde. Yahu kaç haftadır dönemedi adam! Benim saçımı kestirmem lazım. Saçımdan nefret ediyorum.

Kös kös eve dönüp yemek yedim ama haşlama mısır, semizotu ve barbunya fazla geldi. O günden beri biraz hazımsızlık çekiyorum.

Pazar günü ise evlere şenlik, Özgür Meral'in yeni evini temizlemeye gittik dostlar. Önce İkea'ya uğradık ama yeni evliler istedikleri gibi birşeyler bulamadılar. Ama ben Daim çikolatası buldum. Hani şu içi çıtır karamelli İsveç çikolatası aman aman aman.



Sonra da akşama kadar evi süpürdük, sildik, yıkadık. Daha çok iş var ama eli yüzü düzeldi bari evin. Güle güle otursunlar.

Ve sonra yine karanlık bir pazartesi günü , işe dönmüştük.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yaz ki muhabbet olsun.