16 Haziran 2011 Perşembe

Dolmabahçe'de Mehtap Sefası

İşte her gün trafiğinden, tuhaf havasından, gürültüsünden, kalabalığından şikayet edip çekiştirdiğimiz İstanbul, bize en şahane manzaraları, en püfür deniz havasını sunan o biricik şehirdi aynı zamanda.
 
 
Dün akşam iş çıkışı ufak bir güzergah değişikliği yaptık, Cevizlibağ'dan tramvaya binerek Topkapı-Sultanahmet-Aksaray-Sirkeci-Eminönü güzergahından Kabataş'a geldik. Bu tramvaya ben yazın Sultanahmet'e gitmek için biner idim, hep çok kalabalık olurdu tıkış tıkış. Halbuki dün akşam boştu, serindi, o kadar hoşuma gitti ki anlatamam. Güneşli aydınlık bir havada, manzara seyrederek tıngır tıngır Kabataş'a geldim.
 
Tramvada yanımda bir turist kardeşimiz oturuyordu, gideceği otelin haritasını Google Maps'den basmış; elinde de İstanbul ulaşım haritası, o harita ki, tramvay, metro, banliyö treni, füniküler hepsi bir arada! Neyse, turist kardeşin gideceği adres Bilmemne Oteli, Yenikapı, Eminönü. Şimdi Eminönü deyince ben hep deniz kenarı, vapur iskelesi, Mısır Çarşısı civarını düşünüyorum. Ama adreste Yenikapı diyor? Google'a göre turist yanlış yönde gidiyor idi. Düşünüp taşınınca köşeli jetonum düştü tabii, Yenikapı da Emiönü'ne bağlı olabilir sonuçta? O esnada arkamda oturan yardımsever bir vatandaş, burnunu sokup "Yenikapı Eminönü'ne bağlı" deyince de durum kesinleşmiş oldu. Ukala, çok biliyorsan tarif et demedim, dilimi tuttum. Turist kardeşe bundan inip karşı yöne gidene binmesi gerektiğini anlattım ama adamcağız "hangi durakta ineceğim" diyor, ne bileyim? O ulaşım haritasına baktım, siyah hat vardı banliyo treni midir neyse, başladım anlatmaya, çok biliyorum ya, işte in bundan, trene geç, Yenikapı'ya git filan derken kara trene bindirip nerelere gönderecektim adamı kimbilir:))) Artık koca bavuluyla Sirkeci'de inip gerisin geriye döndü turistçik. Taksiye binseymiş o da canım, nerde fakir turist bizi bulur. Ama şu da bir gerçek ki, İstanbul maalesef hiç turist dostu bir kent değil. Ulaşım çok çapraşık. Yazık insancıklara.
 
Kabataş'a gelince maalesef işten çıkarken servise yetişeceğim diye tuvalete gitmediğim aklıma geldi. Neredeyse patlayacak idim, bu halde Dolmabahçe'de oturup mehtap sefası yapamayacağıma göre, hani caminin önündeki umumi tuvaleti kullanayım dedim.
 
Tuvalet dediysek, ufacık plastik bir kabin, yerde bir delik o kadar, daha fazlasını bekleme:))) Üstüme başıma yapmadan işimi gördüm neyse, ama helanın içi bile plastik, kayıp düşeceğim diye aklım çıktı zaten. İnsanın bir an evvel kendini dışarı atası geliyor, öyle klostrofobik bir yer. Kapı önünde de başka bir kızcağız bakınıyordu "içerde lavabo var mı?" diye sordu, "yok dedim, bir tek bu delik var!" ahaahah "aaayy sabun yok muuu?" diye sordu, "yok biz de toprağı eşeledik işte" dedim ahahaahah:))) Allahtan kolonya servisi 1 tele ücrete dahildi:))
 
Böylece tüm aşamaları geçip, Dolmabahçe'de deniz kenarında oturma hakkını elde etmiştik. Ohhh lacivert Boğaz, karşı kıyılar canlı canlı, hava biraz puslu, tekneler, vapurlar gidip geliyor... Gel keyfim, kahve, kola, çay, muhabbet derken hava karardı, köprünün ışıkları şıkır şıkır yandı, karşı kıyılar rengarenk oldu. Sonunda tam karşımızdan bulutlar arasında esrarengiz dolunay çıkmaya başladı. 
 
 
Meğersem dün gece herkesin bahsettiği ay tutulması gecesi imiş. Biz de soğuktan titreye titreye mehtabı seyrettik. Meşhur dolunay duamızı yaptık :
     Aya baktım Allah
     Amentü billah
     Nuru yüzüme, şevki gözüme
     Bütün günahlarım Bülent Ersoy'un üstüne...

AHAHAHAH yahu nolur biri bana bunun doğrusunu öğretsin:)))))
 
Gecenin sonuna doğru Boğaz'ın bütün soğuğunu, yelini, rüzgarını yemiştik ama manzara şahane, kahve bahane, sohbet pek eğlenceli idi. Ancak iyice titreyip takırdayınca evlere dağılmaya karar verdik.
 
Tabii dönüşte İstanbul varlığını hatırlattı, Ortaköy tıklım tıklım, trafik berbat idi, 1 saatte eve gelebildim:))) Ama olsun, çok güzel bir akşamdı dostlar.
 
Haftasonu yazılarıyla görüşmek üzere:)
 
xo xo

4 yorum:

  1. "Ayı gördüm vallah
    Amentü billah
    Aylar mübarek olsun
    Çok şükür elhamdülillah"
    :)))
    Anneannem böyle söylerdi ben onun yalancısıyım,
    Sefanız olsun şeker:)

    YanıtlaSil
  2. Tam dogrusunu yazayim diyecektim ama Leylak Dali benden hizli davranmis :) Benim bildigim de uc asagi bes yukari bunun gibi birsey ;)

    YanıtlaSil
  3. toprağı eşeledik kediciyiz vesselam :)))

    YanıtlaSil
  4. Leylak Dalı ve A-H, çok teşekkür ederim, c,dden çok merak ediyordum doğrusunu:)

    Küfkedim : tabii yakaladın bak ine detayı miyavv:))

    YanıtlaSil

Yaz ki muhabbet olsun.