3 Kasım 2013 Pazar

32.İstanbul Tüyap Kitap Fuarı Serüvenimiz

Cumartesi sabahı erkenden kalktım, bir de baktım babam benden önce kalkmış. Hem de giyinip hazırlanmış. Hemen kahvaltımızı yedik ve canım La Capitana'dan telefon gelince evden çıkıp, geleneksel Tüyap Kitap Fuarı yolculuğumuz için yola koyulduk.

Yola koyulmak söylediğim kadar kolay olmadı ama, bizim dar yokuşta epey bir curcuna yaşadık, daha sabah 9:30 idi ama bizim ufak yokuşta trafik sıkışıklığı vardı:)) Neyse, yokuştan çıkmayı başarınca Etiler'den çevre yoluna bağlanıp basıp gittik, La Capitana'mın ayaklarına sağlık:) Saat 10'u biraz geçerken Beylikdüzü semalarında o malum kuleyi görmüş ve fuara varmıştık. Bomboştu otopark, hemen koşup 7 TL ödeyerek fuar alanına girdik, babamsa yaş haddinden elini kolunu sallayarak çoktan gelmiş bizi bekliyordu:)



İlk salona girer girmez Tudem Yayınları ile karşılaştım. Bu yayınevinin standı rengarenk, güzel kitaplarla doluydu. Çocuklara ve gençlere yönelik güzel bir yayıncılık politikaları var bence. Tudem'den 2 tane kitap aldım:

TUDEM

Hayaletin Çırağı, epeydir merak ettiğim Wardstone Günlükleri serisinin ilk kitabı. Beğenirsem devamını internetten alacağım. 

Tünelin Ağzından Dehşet Hikayeleri, 2 sene evvel okuyup sevdiğimiz Dehşet Hikayeleri Serisi'nin üçüncü bölümü. 

Bu yayınevinde tatmin edici bir indirim almadım. 2 kitaba 26 TL verdim ki herhalde İdefix'den alsam daha ucuza gelecekti kitaplar.


Çok sevdiğim Domingo Yayınevi ikinci durağımdı. Çoluk Çocuk ve On Bir isimli romanlarını okuduğumdan beri bu yayınevini takip ediyorum, harika kitap seçimleri var bence. (Okuduğum Domingo kitaplaraı için buraya) Domingo'ya dair tek hayal kırıklığım "Bir Tuhaf Turta Davası" serisini yarım bırakıp devamını basmamaları oldu. Basmaya da niyetleri yok:(


DOMİNGO


Ve İşte Onu Böyle Kaybedersin için tanıtımda "Bu kitap zafer, pişmanlık ve yakarışlarla kaplı bir itiraf günlüğü; kaybedilen aşkların ve artık onarılamaz olanı onarmaya çalışan insanların öyküsü" deniyor. Yani bir kaybedenler romanı ve çevirisini de bu tarzın üstadı, biricik Avi Pardo yapmış. 

Beyaz Yalan hakkında ise güzelim kapağından başka hiç bir şey bilmiyorum:)

DOMİNGO


Tekinsiz Kitap, İngiltere'nin çeşitli yörelerinden derlenmiş gerçek hayalet öykülerinden oluşuyor. En güzel tarafı ise çevirisini Algan Sezgintüredi'nin yapmış olması. Bu yazarımızın polisiye romanlarını da yakında okumayı umuyorum.

Aşk ve Gurur ve Zombiler, 4 yıl önce basılmış, nedense atlamışım. Elizabeth Bennet ile Bay Darcy'nin hem birbirleri hem de kasabayı basan beyin yiyen zombilerle didişmelerini anlatıyor. La Capitana'cığım çok eğlenceli bir kitap olduğuna dair garanti verdi:)

Domingo'da dört kitaba yaklaşık 45 Lira verdim sanırım. Bana epey uygun geldi.


Bir sonraki durak, nefis fantastik romanları ile kalbimizde ayrı bir yeri olan İthaki Yayınları idi.

İTHAKİ


Yaz Şövalyesi, pek sevdiğim Harry Dresden serisinin dördüncü kitabı. Yayınevi, bu seriye devam etmeye niyetliymiş, yaşasın!

Alice Harikalar Diyarında ve Aynadan İçeri, mükemmel ciltli baskısı ve özenli çevirisiyle epeydir edinmek istediğim bir klasik idi. Kitabın orijinal çizimleri ile basılmış olması da ayrı bir güzellik. 


İTHAKİ


Yarım kalan serilerin ve hatalı çevirilerin çok satar yayıncısı Epsilon'dan 838 sayfalık devasa bir roman aldım :


EPSİLON

Yabancı, devasa ciltlerden oluşan Outlander serisinin ilk kitabı. Epsilon diğer ciltleri de basmış, gözlerimle gördüm:) Romanda, 1945 senesinde savaştan dönen kocası ile İskoçya'ya giden Claire'in; bir şekilde 1743 senesine ışınlanıp, savaş dönemi İskoçyasında bir yabancı olarak başına gelenler anlatılıyor. Okumak için sabırsızlanıyorum bu dev romanı.


Her sene 10 liraya indirdiği kitaplarıyla fuarın hakkını veren Koridor Yayıncılık'tan yine zaman yolculuğu macerasına benzeyen bir roman aldım:

KORİDOR

Zaman Çarkı, ölümsüz Elise'in yüzyıllar boyunca süren hayatını anlatıyor.


Hata dolu çevirilere rağmen çok satan kitapların yayınevi Pegasus'tan iki tane kitap aldım:


PEGASUS


Sevgilimden Son Mektup, Senden Önce Ben ile tanıdığımız Jojo Moyes'den çevirilen ikinci kitap. Kapağı da çok güzel. Tatlı ve hafif bir okuma zevki için aldım.

Aynı Yıldızın Altında, çok iyi eleştiriler alan ve Çavlan'cığımın çok tavsiye ettiği özel bir kitap.


Son zamanlarda özellikle polisiyelerine epey dadandığım Doğan Kitap'tan yeni çıkan bir gerilim romanı aldım:


DOĞAN KİTAP


Gemi, karanlık, korku dolu bir yolculuk romanı olarak anlatılıyor. İşten atılacakları bildirildiği için huzursuz olmuş tayfalarla dolu gemiye bir mafya babası, bir de katil gemici binince lanetli yolculukları başlamış oluyor. Bu kitabı bir Cumartesi gecesi, karanlıkta okumak istiyorum:)


Yapı Kredi Yayınlarından ise, son anda babamın verdiği bir kitap dergisi ile keşfettiğim yeni bir roman aldım:


YKY


Yüz Karası, Carnivia Üçlemesinin ilk kitabıymış. YKY seriyi tamamlar zannediyorum. Venedik'de karnaval zamanı kıyıya vuran bir cesetle başlayan çok katmanlı bir polisiye deniyor tanıtımda.




Son olarak, fuar alanının berilerinde gizlenmiş olan minik standında Labirent Yayınları'na uğradım. Bu yayınevi, Türkçede hiç basılmamış hem yabancı hem de Osmanlıca polisiyeleri tertemiz çevirilerle dilimize kazandırmayı hedefleyen bir polisiye yayınevi. Misal, hiç bilmediğimiz yazar S.S.Van Dine'nin klasik dedektif kahraman Philo Vance'in maceralarını basıyorlar.

LABİRENT


Gracie Allen Cinayeti, bir Philo Vance polisiyesi

Garden Cinayeti, sinsi ve inanılmaz bir yöntemle işlenmiş cinayetin etrafında dönen diğer bir Philo Vance polisiyesi.

LABİRENT


Kartal Yuvası, Zuhal Kuyaş'ın duru bir Istanbul Türkçesi ile yazdığı, eski Istanbul'un ruhunu taşıyan mekanlarda geçen bir polisiye.

Sonuncu Oda, Zuhal Kuyaş'ın ikinci polisiye romanı. 50'li yıllarda, henüz 25 yaşında iken yayınlamış bu kitabı yazarımız.

O dönemlerde yayınlanmış kitapları seviyorum, okurken eski Istanbul'dan izler bulmak bana çok zevk veriyor.

Labirent Yayınlarının yeni projesi ise erken dönem Osmanlı polisiyelerini latin harflerle tekrar basarak ülkemizdeki polisiye edebiyatının geçmişini keşfetmek. Okuyamam diye korkmayın, anlaşılamayacak kadar eski kelimelerin yanlarında köşeli parantez ile Türkçesi yazıyor.

LABİRENT

Cani mi, Masum mu : Selanik'ten kaçmamış olsa idim o caniler dayımı, o zavallı veliyy-i nimetimi öldürebilecekler miydi? Validen kahrından helak olur muydu? Ah! Ben, ben, bu cinayetlere, bu felaketlere hep ben sebebiyet verdim... Elini göğsüne koy! Vicdanına müracaat et, düşün, doğru söyle... Cani mi masum mu?

Milli Cinayat Koleksiyonu : Her gün üzerinde gezdiğimiz, yaşadığımız, dolaştığımız Istanbul'un içinde gizli bir memleket vardır ki bu memleketi hiç kimse şimdiye kadar bilmez ve hatırına bile getirmez... Istanbul'un içinde gizli bir şehir...


LABİRENT


Define, Kan Damlası : Dışarıda bir ayak sesi işittim. Merdivenden yukarı birisi çıkıyordu. İri ayaklı, kalın ökçeli birisi...

Gece Kuşları : Bu esnada Nihad da otobüsün çan kayışlarını kesiyordu. Çünkü polis şüphe edecek ve otobüsü durdurmak için çan kayışını çekmeye mecbur olacaktı. Halbuki iki arkadaş birkaç dakika vakit kazanmak istiyorlardı.


LABİRENT


Karanlık Konakta Ne Var : 12 Haziran Çarşamba. O gün Istanbul'da hiçbir cinayet olmamıştı. Yoksa bu kadın geçmiş senelerin bu gününde olmuş bir vakaya mı işaret etmek istiyordu?

Bir Polis Hafiyesinin Harikulade Maceraları : Haydar Cemil Bey bunu söylerken cüzdanından bir zarf çıkardı. Bunun içinde yarısı yırtık yirmi liralık bir banknot vardı. Haydar Cemil bey cebinden bir kibrit çıkardı...


LABİRENT

Şeytan Hadiye : Şeytan Hadiye, Londra'da kopan bu müthiş velveleye kendi hususi ikametgahından gülerek şahit oluyor ve polisin düştüğü bu mağlubiyetten derin bir zevk duyuyordu.


Osmanlı polisiyeleri %50 indirimli. Labirent Yayınlarını twitter'dan takip edenlere ise diğer polisiyelerde ise %45 indirim var:)


Ve böylece bir fuar macerasının daha sonuna gelmiş bulunuyoruz. Sabah erkenden kapıya dayandığımız için, şaşılacak derecede rahat gezip alışverişimizi tamamlamıştık. Biz dönerken otopark tıklım tıklım dolmuş, içerisi de her zamanki kalabalıkla dolmuştu.

Evet sevgili dostlar, fuara gittiniz mi, gidecek misiniz? Gidenler ne aldı? Gidecek olanlar neler almayı planlıyor? Anlatın bakalım:)

Herkese fuar yollarında kolay gelsin:)

xo xo


15 yorum:

  1. ahhh,,süper fiestacımm,,ben nisan ayını bekliyorum,,bu aralar kitap kargolarım da eksik olmuyor,,iyi okumalar cankuş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Sana da zevkli okumalar ve de yazmalar olsun kuşum. Var mı tavsiyeler?

      Sil
  2. Ay korkudan ödün kopacak ne gadan fantastik, gerilim, polisiye, korku varsa toplamışsın ayol :)
    Şaka bir yana keyifli okumalar diliyorum :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahahahah ödüm patlasın ayol, korkayım istiyorum. Araya 2 - 3 romans da attıraydım eyiydi ama onlar da hep aynı kontesli düklü vahşi aşklı şeyler:)) şöyle güzel aşk romanı tavsiye etmedin ki sen de hep polisiye kuzum:)))

      Sil
  3. Sonra sana ''sayko!'' deyince nedense suçlu ben olurum :)
    Topladığın kitaplara bak. Aralarında hiç ''çiçekler, böcekler, hayat çok güzel!'' tarzı kitap yok :)
    Hiç kıskanmadım zaten! Hıh! :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bir tane standda babam kitap alıyor adı psikopat, ardından ben gidiyorum bilmem ne cinayetlerinin 9.kitabı çıktı mı? Sonra da milleti fırçalıyoruz, bu polisiyeler şahaneydi niye devamını basmadınız diye:) finalde La Capitana gelip bütün dehşetengiz romanları alıyor:))) Ailecek var bi olayımız ama hadi hayırlısı:)))))

      Sil
  4. Domingo Yayınevi'ni ben de tesadüfen keşfettiğim kitaplarla sevdim. Geçen yıl Gölün Kıyısında'yı almıştım, harika bir kitap, çeviri de kusursuz. Bu yıl Beyaz Yalan'ı aldım, onu da Selim İleri tavsiye etmişti.
    Aynı saatlerde fuarı gezmişiz.
    Güzel günlerde okuyun kitaplarınızı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Ahhh harika bir kitaptı o, ben de çok beğenmiştim. Güzel Harabeler'i de çok sevdim. Bakalım Beyaz Yalanlar nasıl? Bugün Aşk ve Gurur ve Zombiler'i okudum. Tırt çıktı:)))

      Sil
  5. Ay evet ya Güzel Harabeler'i niye almadım diye kızdım kendime, neyse internet üzerinden de iyi indirimle alıyoruz zaten.
    Zombili Aşk ve Gurur'u aslında çok merak etmiştim, iyi ki almamışım.

    YanıtlaSil
  6. Gayet güzel ve açıklayıcı bir yazı olmuş. Teşekkürler. Tekinsiz Kitap'ı almaya karar verdim baya güzel bir kitap gibi duruyor. :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. özellikl çevirisini Algan Sezgintüredi yaptığı için beklentim büyük Tekinsiz Kitap'tan:)

      Sil
  7. İlk günün ilk saatleri olunca sere serpe gezmiş olduk fuarı, yadırgamadım değil :))) ama finalde dayımın sözleri bitirdi beni sırtımda yalansız 6 çuval kitap taşıyıp belimi sakatladığımı görünce: kızım kızımmm, sonuçta sırtında odun taşıyorsun !

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. ahahahaha ben onu unutmuşum:))) ne güzeldi ama, hakikaten kimseye çarpmadan, tıkışmadan gezmiştik fuarı. kitapları yutarcasına okumaya başladım bile:)

      Sil
  8. ben bu yıl o yayınevinde çok çılgın bir indirim yoksa fuardan kitap satın alıp taşımamaya, liste yapıp idefix'in sanal fuarını falan yakalayıp kitapları ayağıma çağırtmaya karar verdim judy'cim. domingo'nun 3 kitap 15 tl kampanyasından 3 kitap aldım ama, o fiyata asla bulamam diyerekten (bir tanesi de aşk ve gurur ve zombiler). bir de yky'den yalçın tosun'un son öykü kitabını aldım bekleyemeyip. bir de bir sürü defter, mousepad, magnet ama onlar sayılmaz :p onun dışında son derece hafif döndüm evime, 25 kitaplık bir listeyle :)) sen ken grimwood'un diğer kitaplarını okumuş muydun? türkçeye çevrilmiş diğer iki kitabını da zaman çarkı'ndan daha çok beğenmiştim ben, aslında zaman çarkı'nın pek sevmemiştim. ama okumadıysan diğerlerini tavsiye ediyorum mutlaka, sil baştan'la kayboluş.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. valla bence iyi yapmışsın, sonuçta idefix sanal kitap fuarından kitap alacak mıyız? alacağız. fuarda çılgın indirim var mıydı? hayır yoktu:( benim için alışkanlığa dönüştü sanırım. gelenektir diye fuardan kitap alıyorum:)

      ken grimwood'u okumamıştım, o vakit idefix'de listeye ekliyorum ilk iki kitabı:) ha bak, bu Koridor yayınlarında çılgın indirim vardı işte, 10 liraydı kitaplar:)

      Sil

Yaz ki muhabbet olsun.