7 Aralık 2014 Pazar

Pandeli

Cumartesi günü kızçeler ekibi tam kadro buluşup Eminönü'ndeki meşhur Pandeli restorana gittik sevgili seyirciler.

Pandeli, Mısır Çarşısının girişinde. Yeni Camii'nin yanından, tam meydana açılan kapıdan Mısır Çarşısına girdiğinizde hemen solda tabelasını göreceksiniz.




Harikulade çinilerle bezeli daracık uzun merdivenlerden üst kata çıkarken zaten özel bir mekana geldiğinizi hissediyorsunuz.





Restoran birbirinin içine geçen 3 salona sahip ve her tarafı o güzelim çinilerle kaplı. dar Osmanlı pencerelerinden cıvıl cıvıl Eminönü meydanını izleyebilirsiniz. Bunun için bir gün önceden rezervasyon yaparak pencere önü masa istemeyi unutmayın.




Masanıza yerleştikten sonra gelsin selfiler, gitsin etiketlemeler, yer bildirimleri :)






Restoranın o zarif menüsünden zorlukla seçim yaptıktan sonra, çabucak yemekler masaya geliyor.


Patlıcan salatası

Patlıcan salatasını nasıl tarif etsem bilemedim, köpük gibi insanın damağından akıp gidiyor. Garsonlar boş tabağı almaya çalışırken ben hala ekmekle sıyırıyordum, içine düştüm patlıcanın.


Patlıcanlı börek

Üzerinde bir dilim dönerle servis edilen patlıcanlı börek, mükemmel bir arasıcak. Muhakkak yemelisiniz. Sakın bir tane alalım paylaşalım demeyin, sofrada herkes bir dilim yemeli bu yumuş börekten. Tam bir ağız tadı şenliği.


Hünkar Beğendi

Hünkar mı beğendi? Asıl ben beğendim ben, Judy beğendi!!! Yumuşacık etin patlıcanla birleşmesinden doğan bu harikulade lezzet, damaklarımızda çarpıcı lezzet rüzgarları estirdi.

Bol patlıcanlı klasik etli lezzetler bir harikaydı. Pandeli'de gelecek sefer ise balık ürünleri seçip, tarama ve kağıtta levrek denemek istiyorum. 


Gelelim tatlı faslına. Klasik Türk tatlılarından bir seçki sunuyor Pandeli bize. Ben güllaç yedim. içinde gül suyu yoktu, tam sevdiğim gibi.




Kaymakla servis edilen kabak tatlısı çok başarılıydı.




Çıtır çıtır sarı burma ise biraz çok şerbetli ve ağır geldi bize.




Kişi başı 65 TL hesap ödedik Pandeli'de. Deniz ürünleri biraz daha pahalı.


Eminönü'ne gelmişken tabii gezmemek olmaz. Önce feci bir kalabalığın içinden kahramanca geçip, Kurukahveci Mehmet Efendi'den mis gibi çekilmiş kahvelerimizi aldık. Sonra koştura koştura Ali Muhiddin Hacı Bekir'e gidip çifte kavrulmuş fıstıklı lokumlar aldık. Çikolata kaplı naneli lokumlar da harikaydı, tavsiye ederim





Artık akşam olmuş, kadim şehre karanlık çökmüştü. Bu güzel Eminönü akşamında, Hacı BEkir'in karşısındaki Brew Cafee'de birer kahve içip lokumların tadına bakarak günü bitirdik.






Pandeli lezzetlerinin şehrimizden hiç eksik olmaması dileğiyle...


xo xo

2 yorum:

  1. Saydıklarının hepsi gayet güzeldi, hatta birebir aynı şeyleri yemişiz ama "turist bölgesi kazıklamamız lazım" mantığında bir yer olduğu ve 3 de 1 fiyatına çini göremediğin ama aynı lezzette yemekleri yiyebileceğin dolu yer olduğundan ben 2.kez gitmem. Gerçi siz bunlara kişi başı 65 veren bir grupsanız ben seve seve sizleri evde ağırlarım ahahahah

    YanıtlaSil
  2. bence de çok pahalı be judy
    gittim gördüm neyse ki karnım toktu:)))) sonra yeğenler köftecisini buldum bir esnafın yönlendirmesiyle 24 liraya 1.5 köfte maden suyu ve ayrana ödedim. pandeli'ye gelince; zengin olunca:))))

    YanıtlaSil

Yaz ki muhabbet olsun.