bikaç tane kız taksim odakule'de ya da nişantaşı kırıntı'da buluşur. bunlar sakin görünümlü, spor giyimli, temiz yüzlü tiplerdir, arızaları dışarıdan görünmez, saçlarında mavi meçler olmadığı gibi , aralarında mini deri etek, file çorap ve çivi topuk siyah yılan derisi ayakkabı giymiş olanları da yoktur, en fazla rumuz goncagül arkadaşın meşhur , ucu çarık gibi havalara bakan kovboy çizmeleri vardır, takır takır yürümektedir, yani bunlara bakınca böylesi bir yeme kapasitesi, öğütme ünitesi, boşaltım sistematiği beklemezsin bunlardan, insan görünümlü tipler bunlar, yemezler bu kadar dersin, fakat heyhat, tiplerimiz çoktan hedefe kilitlenmiş, midelerinin doğrultusunda keklik tadında sektire sektire ilerlemektedirler
bu aşamada sürecimizi a.nişantaşı ve b.taksim olarak ele alacağız
a. grubumuz, kırıntı'ya girer , üst kattaki sevilen masaya oturur, ve o sakin, o aklıbaşında tipler ardı ardına onion ringleri, mozarella stickleri, eritme peynirli nachoları kıvırıp yutar, vakarlı ince cila çoktan çatlamış, isterik kahkahalar arşüalaya ulaşmıştır, yetmez, ispanyol burgerleri, dana kaburgaları "ugh zagor , arkadaşın kahvaltıda bir bizon yedi!" , fajitalar birer birer yutulur, bitmez üzerine brovni sipariş edilir, allah yanında dondurmasıyla, tanrılar çıldırmış olmalı...
anlamadım ki ben neremize yiyoruz bunları?
b.eğer odakule'de buluşulmuşsa, çeşitli parametrelere göre ince hesaplar yapılır, mekan seçilir, artık bibuçuk'ta kanat mı, tilek-pera'da kılap sandaviç mi, ara'da köfte mi, çılgın sucuk'ta kaşarlı-sucuklu-acılı dürüm mü (ama rustik her seferinde ishal oluyo, bende minik pırtlamalarla yoğun kavurucu gaz kütleleri oluşuyo, rumuz goncagül'ün midesi deliniyo bu dürümden), asmalımescit'te meyhane mezeleri mi, canım ciğerim mi ne uygunsa, yenir yutulur, yeter mi yetmez tabii, halbuki öğlen yemeğinde karavanada ciğer-piyaz yemişsin kaz gibi, üzerine helvayı yutmuşsun, yetsin sana? yok! tamam yedin akdeniz pizza'yı, üzerine git sen özsüt'e, çikolatalı sufleyi yut, bi de o kabın kıyısını köşesini kaşığınla kazı iyice aman bi kırıntı sufle kalmasın! (ayrı tabakta da dondurması var bunun bir de)
ve her hafta mutlaka böylesi bir gece yaşanır ve bu gecelerin mottosu daima aynıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yaz ki muhabbet olsun.