Judy'den konuşmadan duramıyorum, abim geçen DVD'mi gösterip karısına dedi ki "Sibo bak sen buna bayılırsın, Judy bunun için kendini jiletlemişti" AHAHAHAHAAH
1.Bölüm : Korkunç Pazartesi
Şimdi, çizgifilmimizin,kitaptan tek büyük farkı bu, kitapta Uzunbacak, Judy’nin makalesini beğenir ve onu yazar olması için üniversiteye gönderir, bu yüzden kitaptaki Judy’nin mektupları daha zengin, entelektüeldir, okuduğu romanlardan alıntılar, Fransızca kelimeler falan kullanır, herneyse.
Çizgifilmimizin ilk bölümünde karanlık, kasvetli John Grier Yetimlerevi’nde yaşayan kimsesiz küçük Judy Abbott’ı tanırız. Çok neşelidir, hiç yürümez hep koşar, bu yüzden bir sürü sakarlıklar yapar, ama onun cesur ve aydınlık bir ruhu vardır. Birgün müdire Bayan Lippett yetimhanedeki 3 en büyük çocuktan birinin, mütevelli heyeti tarafından liseye yollanabileceğini bildirir, gelgelelim pazartesi günkü denetimde Judy herşeyi eline yüzüne bulaştırır. Ne var ki heyetten bir adam Judy’nin makalesini okumuştur, ondaki espri anlayışı ve samimiyet hoşuna gider, Judy’i liseye yollamaya karar verir, Judy bu haberi alınca uzaklaşmakta olan adamın arkasından koşar ama yetişemez, sadece onun akşam loşluğunda uzayan gölgesini görür ve ona Uzunbacaklı Baba ismini takar.
2.Bölüm : Yetimhaneden Ayrılış
Judy, bayan Lippett’ten detayları öğrenir. Onu okula gönderen adamın takma adı John Smith’tir ve gerçek kimliğini saklı tutacaktır. Judy’nin her ay ona bir mektup yazıp günlük hayatı ve dersleri hakkında bilgi vermesini istemektedir, kendisi de kıza her ay 35 dolar cep harçlığı yollayacaktır.
Bay Simit, Judy’ye okula giderken hazırlanması için 50 dolar bırakmıştır, bizimki gidip bunun hepsiyle yetimhanedeki herkese hediye alır. (kitaptaki Judy güzel bir bavul hazırlamıştı)
Judy’nin treni new York’a yola çıkmışken yetimhanedeki çocuklar yetişir ve ona veda ederler, Judy de onlara elinden gelenin en iyisini yapacağına söz verir.
3.Lincoln Memorial Lisesi
Judy New York’ta trenden iner ve birisi zavallı bavulunu çalıverir. Bela mıknatısı bu kız! Şişko bir adam hırsızı yakalar ama polisler de şişkoyu yakalar ve açıklamasını dinlemeden alıp götürürler. Bavuluna kavuşan Judy Pennsylvania istasyonunu ararken , bir mağazanın önüne parketmiş kocaman bir arabaya bir sürü paket taşıyan bir şöföre yardım eder. Arabada sarışın ve narin bir zengin kızı oturmaktadır, adeta küçük bir prenses! Kız Judy’e 10 dolar bahşiş verir ve basıp gider.
Judy nihayet şahane bir kampüsteki okuluna kavuşur, (kampüste göl bile var!) Fergussen Yurdu’nda kalacaktır, 301 no’lu odada! Koşarak odaya çıkar ve sevimli Sallie McBride ile tanışır, veee diğer oda arkadaşı kendini beğenmiş Julia Ruthledge Pendleton olacaktır, Judy’e bahşiş verip ayakkabı almasını öğütleyen küçükhanım! Judy ona parasını geri verir.
Julia ve Sallie 2 kişilik odada kalırken Judy’nin de tekli odası vardır, Judy odasında dans ederken çok sevinçlidir, fakat ona ailesini sorduklarında, Judy yetim olduğunu gizler ve büyük bir malikanede yaşadığını, ebeveynlerinin o çok küçükken öldüğünü, kendisine Uzun Bacaklı babasının baktığını anlatır. Julia için u bilgi yeterli olmaz.
Kızlar Judy’e bavulunun ne zaman geleceğini sorarlar, çünkü açılış partisi vardır ve şık kıyafetler giyilmelidir. Judy panikle kızları yollar, ne yapacaktır? Tam ümitsizliğe düştüğü anda istasyondaki şişko çıkagelir, meğer bu adam Bay John Smith’in sekreteri Walter Griggs imiş veeee Judy’e bir sandık kıyafet getirmiş. Judy bir güzel giyinir kuşanır ve partide çok eğlenir ve o gece Uzunbacaklı babasına ilk mektubunu yazar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yaz ki muhabbet olsun.