25 Nisan 2007 Çarşamba

Gül'enler ve ötekiler

http://www.milliyet.com.tr/2007/04/25/yazar/asik.html

Melih Aşık'ın bugünkü yazısı :

Kimileri bayram yaparken kimileri ağlıyor...
Gül'ün adaylığı AKP grubunu sevince boğarken geri kalan toplum kesimleri endişeler içinde..
E-postalar birbiri peşinden sökün ediyor...
Bizim dostlar kaygılı...
Bir siyasi partinin yüzde 25 oyla hem cumhurbaşkanlığı, hem başbakanlık, hem Meclis Başkanlığı'nı ele geçirmesi demokratik vicdana sığmıyor.

Üstelik Köşk adayı "sözde değil, özde laik" tanımına da uymuyor.
Türban ilk kez Çankaya'ya tırmanıyor. Abdullah Gül adını Bülent Arınç'ın zorladığı artık sır değil... Arınç'ın bu zorlamasında biraz da türban intikamı seziliyor...

Abdullah Gül denince kayıp trilyon davası anımsanıyor. İkincisi, eşinin türbanı ve Türkiye Cumhuriyeti'ni türban yüzünden mahkemeye vermiş olması...Gül adı AKP adına iyi bir seçim sayılabilir.. Tayyip Erdoğan'ı kurtarmıştır. Ama Deniz Baykal'ı şaşırtmıştır.. O kadar ki Baykal, "Çankaya'ya bir kapıkulunun çıkmasını önledik" gibi tuhaf savunmalar yapıyor... Oysa Abdullah Gül, Erdoğan'ın mutemet adamı... Aralarında bir siyasi görüş farkı yok ki cumhurbaşkanlığının tarafsızlığı adına umut duyulsun... Erdoğan aşağıda, ama fikirleri aynen Köşk'te... Hem başbakanlık hem cumhurbaşkanlığı yapacak... Beş yıllık AKP iktidarı 12 yıla uzuyor... Ilımlı İslam projesinin uygulayıcıları yollarına kararlı şekilde devam ediyor...

AKP milletvekillerinin çoğu TBMM'deki 23 Nisan özel oturumuna katılmamış. Yolsuzlukla suçlanan bir bakanın gensorusu olsa koşa koşa gelirlerdi...
Haldun Ertem

Mazi...
Arkadaşımız Nilgün Cerrahoğlu'nun Abdullah Gül ile yaptığı bir konuşma 10 Aralık 1995 tarihinde Milliyet'te yayımlandı. Gül o zaman Refah Partisi'nin Genel Başkan Yardımcısı'ydı. Adım adım hedefe ilerleyen bir siyasi kadronun geçmişte söyledikleri de her zaman ilginçtir tabii... Soru cevaplar arasında dikkat çeken birkaçını buraya alalım.. Gül konuşuyor:
- Artık saklanamaz gerçekler var. İslamın yalnız ahireti değil, dünyevi düzeni de içerdiği bir gerçektir. Ben bir Müslümanım ve buna inanıyorum.
- Tercihiniz şeriat öyle mi?
- Türkiye'de geçerli kanunlar arasında, İslama aykırı olan da var, olmayan da. Aykırı olanlar baskıdır. Baskı kalkacak. Bu hakkı kullanacağım. Halka bu imkânı vereceğim.
- Camiye, ramazana, Kuran okuluna kim mâni oldu ki?
- Düzen Türkiye'de İslamı, caminin içine hapsetti. Biz İslamı hayat tarzı olarak görmek istiyoruz...

Türkiye'nin yeni "First Lady"si Hayrünnisa Gül aynı zamanda Türkiye Cumhuriyeti'ni Avrupa mahkemelerine şikâyet açısından da ilk yeni first lady...
Gülhan Elmas

Gizlice
Abdullah Gül, 24 Mayıs 2003 tarihinde Vatan yazarı Sedat Sertoğlu ile konuşuyor. Balgat'taki Dışişleri Bakanlığı binasında yapılan görüşmede Abdullah Gül bir ara aynen şöyle diyor:
"Ben bu gezileri yapmadan önce, şimdi senin oturduğun koltukta (Eliyle koltuğa vurdu) ABD Dışişleri Bakanı Powell oturuyordu. Onunla 2 sayfalık 9 maddelik bir plan üzerinde anlaştık. Ama ben her yaptığımı kalkıp açıklayamam ki..."
İşçi Partisi lideri Doğu Perinçek Gül'ü sık sık bu gizli anlaşmayı açıklamaya davet etmiştir. Ama o açıklama bir türlü yapılmadı... Vakit geç değil... Abdullah Gül, kendi başına ABD ile nasıl gizli anlaşma yaptığını ve neler üzerinde anlaştığını hâlâ açıklayabilir. Açıklamalıdır.

Siyasetle ilgilenmeyen aydınları bekleyen kaçınılmaz sonuç, cahiller tarafından yönetilmeye razı olmaktır.
EFLATUN

Adayın sicili...
Abdullah Gül sakin ve yumuşak tavrı, güler yüzü, şefkatli haliyle toplumda sempati kazanmış bir isim.. Ne var ki dosyasında da kimi hoş olmayan kayıtlar bulunuyor... Örneğin Necmettin Erbakan'ın (ve onunla birlikte 74 RP il, ilçe yöneticisinin) hapis ve para cezasına mahkûm edildiği "Kayıp Trilyon" davasının sanıklarından biridir.Dokunulmazlık nedeniyle 10 yıldır yargılanamayan Gül ile ilgili dönemin Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Melih Tarı'nın hazırladığı fezlekeyi hiçbir yorum yapmadan aktarıyoruz:

"Kaybolan paranın (Refah Partisi'nin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılması üzerine bir anda buharlaşan 10 milyon mark ve 943 bin dolar) TL'ye çevrilip 71 il örgütüne dağıtılmış gibi gösterilerek gerçekte dağıtılmadığı, dağıtılmış gibi il başkanlarından imza alındığı, harcama belgesi olarak gösterilen faturaların gerçek olmadığı belgelenmiştir. Gönderildiği belirtilen paraların hiçbir defter kaydına da geçmediği saptanmıştır. Partinin (Refah Partisi) kapatılma ihtimalini yüksek gören parti üst düzey yöneticilerinin, 'Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılan partinin bütün malları Hazine'ye geçer' hükmünün uygulanmasını imkânsız hale getirmek amacıyla 71 il başkanını genel merkeze çağırıp aralarında dağıtılmış gibi göstererek makbuz imzalattıkları ve (bütün bunların) olay tarihinde partinin Genel Başkan Yardımcısı olarak görev yapan sanığın da (Abdullah Gül) bilgisi dahilinde olduğu, bu şekilde sanığın özel evrakta sahtecilik şuçuna iştirak ettiği, ayrıca Siyasi Partiler Kanunu'na aykırı davrandığı görülmüştür. 14.9.1998"

http://www.milliyet.com.tr/2007/04/25/yazar/asik.html

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yaz ki muhabbet olsun.