27 Şubat 2009 Cuma

evlere şenlik, beni MİMlediler

Biricik bağımlılık yapan komşu bloggerımız Hadsizin Başkanı beni mimledi dostlar. Yani sanırım sobelemek gibi birşey. Bana forward ettiği mim, sevilen blog özellikleri nedir?

Şu hayatta kendi blogumdan başka okuduğum 2 tane blog var, biri Hadsizin Başkanı, diğeri de Ranini Manini . Çok akıllı, güzel ve harika bu iki kadının ortak özellikleri, laflarını esirgemeden, eğilip bükülmeden , söyleceklerini açık seçik ortaya koymaları. Yani benim için sevilen bir blog zeki, samimi ve cesur olmalı demek ki.

Sonracığıma dahi anlamına gelen de'nin, soru eki mi'nin ayrı yazılması gibi ölümcül mevzular benim için çok önemli. Öyle hayatında kitap okumamış, Türkçenin yazılışından bihaber bloggerları ben kültürümle, 10 cilt Aziz Nesin külliyatımla döverim... "çukulata", "olucak", "yazıcam" "bende" "öylemi" ayayayay içime daral bastı.


Bir de biz Real Fiesta'yı bir avuç arkadaş eğlenmek için yazıyoruz, sonuçta bir blogger kendiyle eğlenmeyi de bilmeli, ben Ranini'yi ve Hadsiz'i bu yüzden de çok seviyorum.

Şimdi bu mimi bir başka bloga forward etmeliyim, ve fakat Hadsiz çoktan mimlendi, Ranini de ağır abladır, böyle şeylerden hoşlanacağını sanmam. O yüzden bu mim zinciri burada kopuyor mu nedir, oy oyyy

25 Şubat 2009 Çarşamba

üç tarafı denizlerle bir tarafı zalimlerle çevrili canım memleketim

çok yorucu geçen bir günün ardından eve gelip , yemmek sepetinden sölediğimiz elma dilimli patates ve italyan ussulu dominos pizza üzerine yeterli miktardaki miller ve sigara dozunu aldıktan sonra televizyon odasına geçmiştik. sonra televizyonda bir bulut olsam diye bir dizi başladı.
bizi aldı başka diyarlara götürdü. çekimlerdeki derinlik , renklerin vurgusu amelie filminin güneydoğu anadolu versiyonu hissiyatı uyandırıyordu. dizi mardin midyatta çekilmeye başlanmıştı.
maalesef senaryo amelie kadar sürrealist ve mutlu bir hikaye değil çünkü güneydoğu anadoludaki aşiret sistemini , kadınların ve fakirlerin gördüğü eziyeti ama herşeye rağmen aşkı ve umudu kaybetmemeyi anlatıyor.fakat daha ilk bölümden senaryonun gücü ve özellikle başrollerden narin rolünü oynayan ablanın iyi oyunculuğu dikkat çekiyor. bir de tabi dizi müziği var ki şahane oturtmuşlar : üryan geldim , üryan giderim.
şiddetle izlemenizi tavsiye ederim.

24 Şubat 2009 Salı

Nicole Kidman 2009 Oscars

Nicole Kidman 2009 Oscars Red Carpet

Real Fiesta'nın moda ikonu Nicole Kidman, Oscar ödül töreninde.

L'Wren Scott  :




And the Oscar goes tooo

Yahu yıllardır izlemediğimiz kadar eğlenceli ve yaratıcı olmuş bu seneki Oscarcıklar. Hatta kalktım bilgisayarı açtım ki yazayım 9 parmakla, o kadar hoşuma gitti.

Sahne değişmiş, orkestra çukurdan çıkmış yukarıya gelmiş, ödüllerin sunumunda da değişiklikler yapmışlar, mesela en iyi yardımcı oyuncu adaylarını açıklamak için sahneye yıllar boyu bu ödülü kazanmış 5 oyuncu çıkıyor ve her biri bir adaya methiye düzüyor. Sonracığıma Steve Martin ve Tina Fey'in orijinal senaryo adaylarını sunmaları, Penelope Cruz'un vintage Balenciaga'sı, yılın aşk, macera, animasyon vb vb filmlerini özetleyen kısa videolar..

Ama hiçbiri gecenin hostu Hugh Jackman kadar şahane değildi, peh peh peeeh , bu herif neymiş de haberimiz yokmuş

Gece başladığında o yayık yayık Avustralya aksanını ilk duyduğumda amanın neler oluyor, şaşırmış bunlar dedim ama herif şarkı söylemeye başladığında ağzım beeeyle papuç gibin açık kaldı, aaaa sen nesin bebeğimmm dedim

Yani bu ses hakkikaten bu adamdan çıkıyorsa, o şarkıları gerçekten söylüyorsa helal olsun kendisine! Özellikle gecenin şu ana kadar en muhteşem gösterisi, Hugh Jackman, Beyonce ve Mamma Mia! dansçılarının gelmiş geçmiş tüm meşhur müzikallerden bir kolaj sundukları büyüleyici dans gösterisi idi. Ve de bu gösteriyi meğer kim hazırlamış ve sunmuş bize? Baz Luhrman! Harikulade. Filmlerinin hastasıyım bu çılgın yaratıcı delinin.


Hugh bebeğim gel bana şarkı söyle, hatta hamama gidip o kurnadan bu kurnaya laf atalım olmaz mııı? :)))

22 Şubat 2009 Pazar

bak gözyaşı bak...

Cumartesi ne güzeldi, sabah o berbat yağmura rağmen Bambi'de kahvaltı ettik, omlet, dilli kaşarlı, pastırmalı kaşarlı tostlar yedik; atom içtik. Sonra Bakırköy'e gidip, fincana bakmadan yüzünden geleceğini okuyan, ismini bilen ablaya fal baktırdık.

Gece Çito ile alemlere aktık sonra, Vera'da her türlü yasak kızartma (patates, sosis börek, köfte, peynir, kalamar) ile biraları tekilaları yuvarladık. Garson benim tuvalete gittiğim bir an Çito'ya "arkadaş sağlım içiyor" demiş . Sonra Mojo, saatlerce dans, Living On a Prayer, Sweet Child O'Mine... Circus Band'ın 10 senedir söylediği bildik coverlar...

Sonra keyif içinde eve döndüm ve taksiden inerken parmağımı kapıya sıkıştırdım. Tırnak mosmor oldu. Düşecek herhalde. Ama bu ağrısı... Ve evde 1 tane bile Cataflam yok idi. Hayatta regl ağrımı geçiren tek ağrıkesicidir kendisi. Sabaha kadar ağladım, bugün de sürekli ağladım çocuk gibi , dayanamadm bu ağrıya. Bebek'teki nöbetçi eczaneye "bana morfin verinnn" diye höykürerek daldım, eczacı amca Cataflam'ı çaktı , parmakımı da bir merhemle sardı. Ama acı geçmedi hala. Çok ağrıyor, tırnağım mosmor, yine ağlamaklı oldum ben baba:(((

20 Şubat 2009 Cuma

there's no time for us, there's no place for us

who wants to live forever? who dares to love forever?

Aman aman, kitap tavsiyesi istedim, sağolsun bir tane bilem gelmedi:))) Birkaç ay önce canım hayranlarımdan biri sağolsun bu sayfalardan Judith McNaught dene dediydi, çünkü ben paççozun başkanı Julia Quinn romanslarından feci halde tiksinmiş idim. Fakat o yazıyı bulamadım dostlar! Allahtan çok akıllıyım, bu akşam kendime kitap almak üzere Remzi Kitabevi'nde dolanırken Judith McNaught ismi aklımda idi. Sonuçta Whitney My Love isimli bu romanı almış oldum. Okuyup nadide yorumlarımı iletirim iki gün içinde :)))

Bir de başka kitap aldım kiiii, yahuu söylesem mi, iyice 80'lerden kalma olduğum ortaya çıkacak:))) Eeehh, neyse işte, DANTEL'i aldım heee :))) Bu aralar sıkıntıdan Twilight serisine kadar düşüğüme göre Dantel'i de alırım. Nerede bir zamanlar Tübitak yayınlarına abone olan kadın nerede bu Barbara Cartland seviyesine düşen paçozun başkanı? Aaahhhahah.

Bakalım okuyayım da anlatırım size.







18 Şubat 2009 Çarşamba

Kısa kısa

Ranini'nin kısa kısa formatından yazayım dedim ben de:)

***Accessorize full yeni sezonu açmış, %70 indirim bitmiş gitmiş. Yeni sezonda düdük kadar cüzdanlar 40 Lira, rahat mısınız siz beaa demek istedim mağazada. Sustum. Çünkü aslında akşam çıkarken şöyle çapraz takılabilecek, ufak, ama gerekli şeyleri sığdıracak kadar hacimli bir çanta istiyorum. Mango'da var bir tane, hani tepesi babaanne cüzdanları gibi toplu çantalar var ya, clutch bag, o model, ince zincirli... O olabilir.

***Lego Star Wars oyunu, Hadsizciğimin deyişiyle güzel götümüze girdi. Bu ukala oyunu oynamak için çok özel bir grafik kartı gerekiyor imiş. Ayol benim laptopum, bu oyundan daha sonra çıkmış gelişkin oyunları gayet oynatıyor, bu lavuk oyun özel ekran kartı istiyor. Hay bin kunduz. Sonuçta bu eğlenceden mahrum kaldım, onun yerine The Godfather oyununa başladım. Aman bunun da klavye kontrolleri çok zor, arabalı bölümde bütün Little Italy'i çiğnedim , nüfus kalmadı mahallede. Sonracığıma Luca Brasi'nin suikastçilerini harcadım, ortalık kan gölüne döndü :)))

***Lady Charlottecuğum ile çay içerken tipiye yakalandık geçen akşam. The Marmara'nın önünden taksilere dağıldık, dedim ki adama sahilden gidelim, o siktiğimin Etiler'i Uludağ'a dönmüştür... Yok dedi abi, yollar temiz. Zincirlikuyu'ya çıktık ki, ortalıkta göz gözü görmüyor; bir karış kar. Etiler desen trafik sıkışmış, tipi felaket, millet gitmiyor... Ulan sanki ilk kez kar yağıyor İstanbul'a, bu kadar herif ilk kez araba kullanıyor, hey gidi ! Neyse, Bebek'e indik karla kaplı meşhur yokuştan, tabii tropik iklim hüküm sürmekte idi burada:))

***Ya ben Nokia N85 almak istiyorum

***Ofiste sürekli I Want to Break Free diye böğürmekteyim, aaa herkesin diline dolandı, pek de güzel oldu. Her akşam 5'te, I Want to Break Free üzeri Radio Gaga ile bir kaç dakika mola verip coşuyoruz

***Haftasonu Bakırköy'de çok korkunç bir falcıya gidecektik ama hastalanmış kadın, gidemiyoruz. Korkunç olmasının sebebi, kadın çok net birşeyler söylüyor dediler, ben de dedim ki, ayaklarına baktınız mı, ters mi düz mü? Hahahahaaa, korktu herkes şimdi.

***Bu haftasonu sanırım Mojo'dayım, sabaha kadar dans! Lady Charlotte ile Zekish de yaşar konserindeler tıngır mıngır :)))

***Bu aralar macera yaşamadığım için çok ot oldu günlüğüm.

***Bu aralar ne okuyayım bilemiyorum, kitap tavsiyesi verin bana dostlar. Şöyle akıcı, macera, casusluk, aşk... Allah ne verdiyse olabilir içinde . Korku da olabilir. Çok korkunç olsun. Hadi bakalım bekliyorum.



13 Şubat 2009 Cuma

ıssız adam filminden midesi bulananlar kulübü - doğal üye

kaç zamandır yazacam yazacam vakit olmadı , fırtınalar koparan , milyonların izlediği çok beğendiği ıssız adam filmini izledim tabi bir kaç ay önce ama , midem bulandı , aklıma geldikçe de hala bulanıyor.

bu filmi sevmesi için insanın algılamasında bir bozukluk olması gerektiğini düşünüyorum. neyi çok beğendiniz yurdum insanı , ordaki duygusallıkla uzaktan yakından ilgisi olamayan sahte tripleri mi , ben çok coolum , her önümü geleni düdükler geçerim , karıları peşimden sürüklerim tribi maço herifi mi , o tükkandaki paçoz karının ağzı bozuk konuşmasını neyi beğendiniz abi yaaaa?

ay hele o son sahne , nasıl salak , nasıl , insan zorlar kendini be biraz , yaratıcı bir senaryo için di mi?

benim açımdan görüntü yönetmeninin çıkarttığı iş kayde değerdi , kendisini tebrik ediyoruz buradan...

filmin sanatsal , kültürel taraflarına falan hiç giremeyeceğim , malumunuz öyle bir tarafı yoktu zaten.

ha şarkılar güzeldi evet ama bizim yaşlarımız da olup ta o şarkıları bu filmedne öğrenenlere de yazıklar olsun.

bu filmi beğenenlere de son sözüm şudur , hepinize böyle saçma salak hayatlar diler , gözlerinizden öperim o vakit , malum herkes kendi tercihini yaşar di mi :))

İsyan

Yeter artık yeteeerr

Tavuk, hindi ve kalan bilimum kuş etini yemeyi reddediyorum kardeşim, bıktım yeter.



Hissediyorum yakında gıdaklamaya başlayacağım, günaydın yerine horoz gibin öteceğim... Öf yeter içim sıkıldı haşlanmış minik butları kemirmekten. Bırakıyorum tavuğu kardeşim.






Neyse, hafta sonu, geçmişte psikopat ve başarılı diyetisten Perihan'dan aldığım tiyet listelerini bulayım da , o rejimi yapayım, bana artık daral geldi çok fena.

12 Şubat 2009 Perşembe

Under Pressure

Mm ba ba de
Um bum ba de
Um bu bu bum da de
Pressure pushing down on me
Pressing down on you no man ask for
Under pressure - that burns a building down
Splits a family in two
Puts people on streets
Um ba ba be
Um ba ba be
De day da
Ee day da - that's o.k.
It's the terror of knowing
What the world is about
Watching some good friends
Screaming 'Let me out'
Pray tomorrow - gets me higher
Pressure on people - people on streets
Day day de mm hmD
a da da ba ba
O.k.
Chippin' around - kick my brains around the floor
These are the days it never rains but it pours
Ee do ba be
Ee da ba ba ba
Um bo bo
Be lap
People on streets - ee da de da de
People on streets - ee da de da de da de da
It's the terror of knowing
What this world is about
Watching some good friends
Screaming 'Let me out'
Pray tomorrow - gets me higher high high
Pressure on people - people on streets
Turned away from it all like a blind man
Sat on a fence but it don't work
Keep coming up with lovebut it's so slashed and torn
Why - why - why ?
Love love love love love
Insanity laughs under pressure we're cracking
Can't we give ourselves one more chance
Why can't we give love that one more chance
Why can't we give love give love give love give love
give love give love give love give love give love
Cause love's such an old fashioned word
And love dares you to care for
The people on the edge of the night
And loves dares you to change our way of
Caring about ourselves
This is our last dance
This is our last dance
This is ourselves
Under pressure
Under pressure
Pressure



10 Şubat 2009 Salı

Hadsizin Başkanı'na ithaf olunur :)

Bugün uyuz uyuz oturmuş çalışıyorken, ofisin ortasına bomba gibi birşey indi. Bu gelen, Deniz'in Hollandalı müşterisinin yeni kataloğu idi. Aman bu Hollandalı yavruları anaları babaları neyle beslemiş kızım? Nesiniz siz bebeğim???
Ben de gittim hiç üşenmedim taradım bu resimleri sevgili Hadsizin Başkanı arkadaşıma ithafen yayınlıyorum :) Gözünüz gönlünüz açılsın dostlar .


xoxo :)

8 Şubat 2009 Pazar

Mercimek köftesi ve zeytinyağlı biber dolmasının ilahi uyumu

Cumartesi nasıl geçti anlamadım dostlar, tam evlere şenlikti

Sabah 11'e doğru ancak uyandım (yine de erken sayılır, 2'ye kadar da uyuyabilirdim). Baktım ki aranmışım, tabii uykum çok kıymetli olduğundan uyurken telefonu muhakkak kapatırım. Hemen aradım tabii Dönis'i, aaaa, Arzu'ya gitmiş, kahvaltıya. Çabucak giyinip evden fırladım, yolda Sino ile buluşmayı bile becerdik, 12'de Arzucan'da idik ve nasıl bir kahvaltı sofrası hazırlamış, acılı sucuk, tam kayısı kıvamında yumurta, adeta muhteşem bir föndü tadında mıhlama... Rejim yapmasam o mıhlamaya gömülür, tencereyi yalardım. Sadece ufak ufak herşeyin tadına bakmakla yetindim. Sonracığıma kahveler içildi, fallar bakıldı, bana yol çıktı, bir de yoldan gelen varmış, Charlottecuğumdur inşallahhhhh.

Efendime söyleyeyim, fallardan sonra hemen kalkmak zorunda kaldım, çünkü akşam Takar Malikhanesinde minilk yakışıklımız Ertuğ'un doğumgünü şenliği ziyafetine davetli idim. 14:30'da Ömürden çıkıp, tam 15:30'da Bebekte idim, harika değil mi? Böylece süslenip püslenip La Capitana'ya doğumgünü ziyafetine gittik.


La Capitanacığım tabii herzamanki gibi çok şık ve güzeldi, ve de muhteşem bir sofra hazırlamıştı. Ama sofradaki en güzel şey, LADY CHARLOTTE ve ZEKISH için hazırlanmış isim kartları idi, işte Real Fiesta tüm ekip o masanın etrafındaydık bu şekilde.

Böylece bütün aile beraberce yedik içtik, minik yakışıklı Ertuğ'un doğumunu (bu durumda La Capitana'nın da doğurmasını:))) kutladık . Yemeklere gömülürken yine tikkat ettim. Börek, volkano kek, pilaki, patates salatası yemedim. ama mercimek köftesi, minik pizza, zeytinyağlı biber dolması yedim valla ooh , Özellikle dolma fantastik idi . (yine de bu hafta 500 gr daha zayıflamayı becerdim hee :))

Evet ara sıra değişik birşeyler yemek gerekiyor ki, metabolizma çalışsın. Ne de olsa haşlamayla hayat geçmez, öyle değil mi?

xoxo

6 Şubat 2009 Cuma

hoş bir akşam

Dün akşam işten çıkıp Profilo'ya gittik sayın seyirciler, salata yemeye tabii.

Ben ızgara hindili salata yerken öbür paççozun başkanları çıtır hindili yediler yine. Yemekten sonra Deniz'le ben D&R'a gittik, diğerleri de Mango'ya son talana gittiler. Neyse işte D&R'dan Deniz'e Alacakaranlık - Yeniay - Tutulma serisini aldık, ben Alacakaranlık'ı kontrol ettim ki, kesintili baskısı olmasın. Biliyorsunuz, benim Kitap Fuarından aldığım Alacakaranlık'ın İTİRAFLAR bölümünün yarısı yoktu, gidip Amazon.com'dan 4 kitabı birden alıp orijinalinden okuyup rahatlamıştım.

Kendime de Queen'in 1986 yılında Wembley Stadında verdiği harikulade konserin dvd'sini aldım. Allahım Freddie ne kadar muhteşem, nasıl incecik, enerji dolu ve melekleri kıskandıran sesiyle şarkıları söylüyor... Ah be, keşke o HIV testi negatif çıksaydı, ah Freddiecik...




Tabii sadece Freddie değil, grup bütün olarak mükemmel. Sanırım ben bu adamların beraberliklerindeki akılalmaz uyumu,kusursuz  uyumlarını, bir grup arkadaş olmalarını çok seviyorum. 4 aging Queens....

Bir de 10 liraya The Gotfather The Video Game aldım, Corleone ailesine katılıp babaları alabileceğim harika bir oyunmuş arkasında yazdığına göre. Eh bu kadar ucuza bulunca aldım, bakalım hafta sonu Godfather olabilecek miyim dostlar...


Gecenin devamında saatlerce Starbucks'da açık havada oturduk, kahve içip muhabbet ettik, ben sadece bir espresso içtim heee, öyle kremalı falan şeyler içmedim :) Sonracığıma, küçük Ayfer'e hayat bilgisi dersleri verdik, aydınlattık arkadaşımızı bir takım konularda, çok eğitici ve öğretici bir gece oldu:)))


işte öyleyken böyle sevgili günlük, şimdi cumartesi programı yapmaya çalışıyoruz, İkea'ya mı gidelim, kahvaltıya mı gidelim, Bakırköy'e falcıya mı gidelim, yoksa ben lazer epilasyona mı gideyim, ay bilemedim ... Fakat yarın akşam La Capitana'da doğumgünü partisinde olacağız , bakalım ne muhteşem bir mönü ile karşılaşacağız sevgili seyirciler. Merakla bekliyoruz.

5 Şubat 2009 Perşembe

Evet evet evet

Dün akşam Astoria'ya Yes Man filmine gittik sayın seyirciler.
Filmden önce tabii Sephora'ya uğradık. Arzu göz altı kapatıcısı aldı, ben siyak ufak makyaj çantası, strass no 06 uçuk ve parlak mavi far, ultra shine lip gloss 06 renginden aldım. Bu lip gloss'u pek beğenmekteyim.

Yemeği Cantina Mariachi'de yedik, favori mekanımız. Ama ah o kızartmalara, peynirlere, tacolara, nacholara gömülmek vardı . Tabaklar etrafımızda uçup giderken ben sadece ızgara antrikot yedim bir parça, patateslere falan dokunmadım. Arzu üzerinde çedar peyniri eritilmiş tavukla beraber elma dilim patatesleri, benimkiler de dahil olmak üzere götürdü:) Sino da fajitaya benzer tavuklu mavuklu birşey yedi. Meşhur Rafael de Çarşamba gecesi olduğu için oradaydı ve guitarrası ile İspanyolca şarkılar söylüyordu. Aman Rafael de Rafael diye babaladıkları, yaşlı paçoz bir amca imiş , fakat programdan sonra masa masa dolaşıp 10 liraya cd satmaya çalışması üzdü beni.

Filme girmeden önce tabii ki sinema salonunun kırmızı kadife ve aynalarla süslü fantazitör tuvaletini kullandık dostlar :). Filme gelince, pek umduğum gibi anırarak gülemedim, eğlenceli hoş bir film ama insanı kopartmıyor, bir kaç yerde gülüp filmi genel olarak tebessüm ederek izledik. Jim Carrey de bir yaşlanmış ki sormayın, paçozun başkanına dönmüş.

işte öyleyken böyle, şimdi yeni farımı süreyim de güzelliğime güzellik katayım değil mi dostlar:)))




4 Şubat 2009 Çarşamba

İsteriz de İsteriz...Ne Olacak Judy ve Dostlarının Sonu??????????

Kendi halimizde, ne güzel kös kös oturuyorduk kaptan koltuğumuzda, kıyımızda köşemizde. Attın ortaya bir Round Robin olayı. Hepimiz bir hevesle yazdık ama sonra şap gibi ortada kaldık.
Artık merak eder olduk Memo ile çelik grisi gözlü Kamuran'ın sonunu...Üstüne üstlük cevaplanması gereken milyonca soru var kardeşim. Ne olecek çocukların sonu? Köylüleri kuratarabilecekler mi?... Memo kendisine değen teğetle değişmiş mi? Tarabya'da mı yoksa Ulus'ta mı sahne alacak?... Fener bu sene şampiyon olabilecek mi? ....
Sen gez oralarda buralarda, hevesimiz kalsın kursağımızda. Reva mı bu kardeşim. Fazla kızdırma Judy'ciğim, dayarım suböreğini, pastayı cumartesi günü burnuna:))))))) rejim mejim kalmaz valla:)))
En kısa zamanda hikayemizin sonunu okuyabilmek dileğiyle,
Sevgiyle kalın...


3 Şubat 2009 Salı

Sarı fincanın esrarı ve porselen demlik

Yaa ofisteki sapsarı Sünger Bob fincanım kayıp! Uçmuş! Hiçbir yerde izi yok, etrafta sarı kırık parçalar yok... O kadar güzel ve de sevimliydi ki kendisi... Esrarlı bir şekilde Cuma akşamından Pazartesiye kayıp oldu. Akşama doğru hep çekmecemde duran mezüramın da kayıp olduğunu farkettim. O vakit Sünger Bob mezürayı alıp kaçtı herhalde???

Sonra dün akşam Sino ile Cevahir'e gittik, çünkü annem Pazar akşamı pek sevdiği ben diyeyim 40 senelik, sen de 60 senelik porselen demliğini kırdı. Ayy allahtan ben kırmadım hee...

Ben de dedim ki kendi kendime, anneciğime porselen bir demlik alayım, sevinsin. Sino'yla dolaştık dolaştık, sonunda Porland'da Made in Turkey Hard Porcelain bir demlik bulduk ohh. Üzerinde eski model İngiliz tarzı güller dallar bülbüller yok ama minik mavi unutmabeni çiçekleri var. Alırken pek sevinip helecanlandım ama eve gelip annemin birkaç akşam evde olmayacağını unuttuğumu farkedince göt oldum püahahaha. Minik Pelinsu'ya bakmaya gitti de. Yaa hevesim kursağımda kaldı, gelsin de görsün demliğini bakalım ne diyecek :)))



2 Şubat 2009 Pazartesi

Kırpık

Saçlarımı yine kestirdim hee, iyice kısaldılar

Ama artık daha fazla kısalmamalılar yoksa 80li yılların amerikan traşına dönüş yaşamak zorunda kalabilirim dostlar. Bakınız aşağıdaki resim. Saçım şu an bundan bile kısa :


Çok mu kısalttım nedir, ne yapayım, alıştıkça kısalıyor valla :)

Bunun dışında bütün hafta sonu yayıp yatarak iyileşmeye çalıştım, epey işe yaradı, sadece sümük üretme merkezlerim kapanmadı bir türlü, zaten şu hayatta sümük üretme potansiyelime başka bir alanda sahip olsa idim, herhalde şimdiye zengin olmuş idim.

Yediğim bir başka halt ise , ebay.co.uk üzerinden Kanada'dan birinden LEGO STAR WARS bilgisayar oyununu aldım. Paypal'den ödeme ile ilgili mail geldi ama Ebay'den ya da satıcıdan birşey gelmedi. Bilemiyorum, adama mail atayım barim. Şu internetten dünyaları aldım hala öyleyken böyle :)