Ezel dizisi başladığında tesadüfen tv açıktı, nasılsa izlemem diye kumandayı elime aldım, ama kapatamadım, aaa dizi kendini izletiyordu, sanki tutkalla bizi ekrana çekiyordu, şok şok, 1, 2 derken ilk 5 bölüm aklımızı aldı, flashbackler , intikam, Ramiz Dayı... Sonra hep korkuyla izledim diziyi, ya bu bölümde bozarlarsa diye.. Bozulmadı ama ve işte dünkü bölümde zevkten altımıza işedik dostlar.
Önce Ezel , Kerpeten Ali'ye tuvalette bir ayar verdi, "seninle derdim olsa o kerpetenini alır seni hadım ederdim, ama rahat ol seninle derdim yok" dedi; Ali "kimsin lan sen" diye kalakaldı. Bu arada Ali'nin adamları Dayı hakkında bilgi topladılar, 3 oğlu varmış, hepsi aynı gün ölmüş, kağıtları elinin tersiyle kesermiş... Ali gitti Samatya meydanında Dayı'yı buldu (ya da Dayı onu buldu) Bu arada aynen Godfather filmindeki gibi Dayı portakal seçiyordu ... Ali geldi adamcağızın elindeki portakallara bi vurdu, adamın kolundan tuttu filan ulan ne cesaret.
- asap bozma dayı. gel güzel güzel konuşalım.
- bizim zamanımızda delikanlı adam yapacağını sokak ortasında yapardı kardeş.
- işte ondan. sizin zamandan kimse kalmadı. hepsini temizledik.
- ben kaldım kardeş. ben kaldım.
- yok dayı. yanlışın var. sen de gittin. hikayen kaldı sadece.
Dayı da buna şak diye sustalıyı çekti, Ali göt oldu, burada seni kim koruyacak diye korkutmaya çalıştı ama birden bütün Samatya esnafı Dayı'nın çevresine toplanmasın mı, gözler Ali Haydar Ustamı aradı ama yoktu o :))
Ali buradan tırstı gitti, Tefo'ya dedi ki, "ben al dediğimde alacan Dayı'yı" Sonra kumarhanede bir baktı Ezel desteyi elinin tersiyle kesiyor... Kıllandı tabii... Dayı'yı aldılar, Ezel de bunun peşine takıldı , gittiler garaja..
Dayı eli kolu bağlı iskemlede... Ali'nin adamları dolu... Ali dayadı silahı dayının kafasına, kendince ayarını verdi:
-esnafı da getirecektik. ama yerimiz dar
Emri vereyim mi kardeşşş? |
Orada bir tirad attı Ezel'e, "benim kim olduğumu anlamak için o emri vermelisin,ben olmanın nasıl bir duygu olduğunu anlamak için o emri ver, o emri vermezsen ben senin kim olduğunu anlarım" gibilerden, Ezel de "vur onu" dedi, Dayı dedi ki, "gitmeden son bir hikaye anlatayım, Hasan Sabbah'ın hikayesini" sonra durdu "ama burada bu hikayeyi dinlemiş olanlar var" dedi sonra, Ali şokla bok arasında gidip geldi, oradaki hain kim idi? ama heyhat Ali'ye daha olan olmamıştı, birden ansızın Dayı'nın eller kollar havaya kalktı, şöyle bir işaret çaktı, Ali'nin adamlarının hepsi Dayı'nın etrafına diziliverdiler, Kerpeten kelimenin tam manasıyla sıçtı orada, Dayı demez mi, "sen şimdi ben olmanın nasıl birşey olduğunu anladın mı? vereyim mi emri kardeşş?" Ulan Ali amgöt oldu. Hahahaahaa.
İşte çok zevkliydi valla izlemesi dostlar.
Senaryo : Kerem Deren & Pınar Bulut
Yönetmen : Uluç Bayraktar
Müzik : Toygar Işıklı
"yemin etmeden bir daha düşün; çünkü sadakatla başlayan her şey ihanetle biter."
xo xo
şimdiye kadar 5 bölüm mü oldu?belki nette bulabilirim,konusu ne mafya dizisi mi?
YanıtlaSilanladığım kadarıyla önceki muadilleri gibi değilmiş gelemem ben öyle polat veya deliyürek tadındaki dizilere
dün akşamki 10. bölümdü Mehmetcim. Nette var bölümler. Mafya dizisi değil tabii ki , arkadaşları tarafından ihanete uğrayıp hapse düşen, hapiste tanıştığı yaşlı bir kumarbaz sayesinde zengin olup geri dönerek intikam almaya başlayan bir adamın hikayesi, anladın tabii sen onu : Le Comte de Monte Cristo
YanıtlaSil:))))
olacak şey değil, bu dizi yüzünden Pazartesiler gözüme daha şirin görünür oldu yafu.
o la-la, daha okurken evet bu Monte Kristo dedim ama hani madem böyle iyi diyorsun o zaman bakmaya değer. galiba yerli yapımlarda bi çıta yükselmesi var, sinemada zaten öyle gerçi, annem izlerken şu hanımın çiftliğine göz atmıştım, hala eleştirel bakılabilir bi sürü şeye rağmen hiç olmazsa kostüm dekor vs bayağı ilerlemiş bizde galiba, darısı senryo ve oyuncuların da başına. bu arada ben 2012 ye gittim Roland Emmerich mi kötü bir yönetmendir yoksa önüne gelen kötü projelere mi evet der çıkaramadım, adam 5 yıl ilerki efektleri koyup ortaya mükemmel bir facia aksiyonu çıkarmış ama gerisi bomboş, ne karakterler, ne hikaye, hele son yarım saate bir de tayteenik versiyonu da eklememiş mi!! ama gene de izlenecekse sinemada izlenmesi gerekli
YanıtlaSilben izlemedim onu, ama geçen sinemada şu yer gök inleyen Avatar filminin fragmanını gördüm. Çok büyüktü diyebilirim, başka nasıl tabir edeyim bilemedim,... fakat daha fragmanın ilk anlarında düşündüm ki, bu tarz bir sinema geleneğini kurmuş olan George Lucas'dır, bütün bunlar onun açtığı yoldan geliyorlar. Yani Avatar'ın fragmanını izlerken ben George Lucas'a hayran oldum bir kere daha..
YanıtlaSilbir de Avatar demişken, aslında bir de bizim havabükücü Aang'in filmi olması gerekiyordu, The Last Airbender, ona ne oldu???
Diziyi ara ara izliyorum, son bölümü izlerken ben de kapatamadım televizyonu. Rıza Dayının konuşması yetiyor zaten, senden tekrar okumak da ayrı bir keyif oldu. Her Salı böyle bir özet yapsan ben okurum valla.
YanıtlaSilenneciğim, ilerleyen bölümlerde inşallah bozmazlar da yine helecanlanarak yazarım. bak yine aynı şeyi söyledim, bozmazlar inşallah, fazla da uzatmadan bitirirlerse harika olur :))
YanıtlaSil