15 Nisan 2010 Perşembe

Trafo patladııı

Oley oley oleyyyy

Sabah işe geldim, masama oturdum pattttttttt elektrikler kesildi. Elektrik idaresinden 10:30 - 11 gibi gelir dediler, kös kös bekledik, bu arada Deniz'in aldığı içi peynir dolu minik sıcacık poğaçalardan yedik. Saat 10 puçuk olduğunda, hala cereyanlar gelmemişti ve biz de çok sıkılmıştık.

Kalkıp Şişli'deki Blackout mağazasına gittik. Birkaç tane outlet vardı, onun dışında bomboş anlamsız bir yer. Gri fermuarlı bi eşofman üstü aldım, kapüşonun kenarı payetli :))) Bi de kocaman torbalar alıp montlarımızı içine tıktık, çünkü birkaç gündür asap bozucu derecede soğuk olan hava "alınn alınn" dercesine beyin kaynatacak kadar ısınıvermişti.

Blackout'da sıkılınca Grand Cevahir otelin yanındaki Addresİstanbul'a gittik. Burası çok asortik bir ev dekorasyon merkezi idi. Mesela mor bir koltuk beğendim , 3000 TL imiş püahahahah. herşey böyle çok güzel ve çok pahalıydı , depresyona giriyor insan canım!

Neyse ki Paşabahçe de vardı burada ve herşey çok güzeldi. Kendime seramik bir sürahi aldım, işte bakın :


Fakat asıl başka birşeye deli oldum. Harika Selçuk Demirel (Kedi desenlerine ve kitaplarına bayıldığım) Paşabahçe için bazı ürünler tasarlamış. Kedili 6 adet çay bardağı/tabağı . 155 TL .Allahımmmmmmm. O kadar güzeller kiii.Kedili rakı bardağı ve karaf. Bakar mısınız rakı bardağına :


Sonracığıma kocaman bir cam vazo, üzerinde tonton bir kediiii Allahımmmmmmmm Çok güzellerdi. çay takımını anneme , rakı bardaklarını babama diye alsam... hepsi benim olsun yaleppimmmmm.

Bardaklarda aklım kalarak buradan ayrıldık ve artık öğlen olduğundan Burger King'e gidip yemek yedik. Şirketi aradım, hala elektrik yok ... Hemen Cumhuriyet gazetesinin oradan yürüyüp Cevahir'e geçtik. Elimizdeki torbaları girişteki kasalara tıktık, sonra rahat rahat gezip tozduk. D&R'a girdik ve aşağıda yazdığım Glenn Meade'in yeni kitabını aldım. Ama onu alırken başka bir kitap daha gördüm : SON ŞÖVALYE. Alexandre Dumas'nın Paris Milli Kütüphanesi arşivinde 125 yıl boyunca saklı kalan son romanı! Napolyon çağında Sainte-Hermine kontunun maceraları. 780 sayfacık, Arkadaş yayınevinden. Bildiğiniz gibi en sevdiğim roman 3 Silahşörler'dir ve de Fransa tarihine bayılırım, bu kitabı da bayılarak okuyacağıma eminim. Yaşasın Alexandre Dumas Baba!


İşte tam kitapçıdayken zırrr telefon çaldı... Veeee hayır hayırrr elektrikler geldi diye aramamışlar , "elektrikler gelmeyecek" diye aramışlar, gelin şirketten eşyanızı alın da evlere dağılın demek için aramışlar.Allahımmmmmm ne güzel bir gündü değil mi? ve harika şekilde bitmişti.

Şimdi kitaplarıma gömülmeye gidiyorum dostlar, yeni maceralarda buluşmak üzere

xo xo

2 yorum:

  1. nasıl bir baldır bu yaaa :))))

    YanıtlaSil
  2. sorma hergün dualarla geliyoruz işe trafo patlasın diye püahahaha

    YanıtlaSil

Yaz ki muhabbet olsun.