Ezel dizisinden evvel, oturup Kenan İmirzalıoğlu dizisi izlemişliğim yoktur. Fakir ama gururlu genç, varoşlardaki temiz aşklar, kötü zenginlere karşı savaşan yiğido gecekondu genci hikayeleriyle zerre işim olmaz. Ohh açarım Cnbc-e'yi, mis gibi Ananla Nasıl Tanıştım, Dedikoducu Kız, İki Buçuk Adam izlerim. Ezel'den önce bu kadar hevesle, bölüm kaçırmaya korkarak izlediğim 3 yerli dizi olmuştur : İkinci Bahar, Asmalı Konak, Hatırla Sevgili. Ki bunları bile ben Ezel'i izlediğim gibi fanatikçe izlememişim, bunu şimdi fark ediyorum.
Ezel'in ilk başladığı akşamı hatırlıyorum, odamda kanallar arasında zıplaya zıplaya dolaşıyordum. Sonra bu diziyi gördüm Show Tv'e, tabii ki aman diye düşündüm, sümkürür gibi oynayan adamın dizisi, izlemem. izlediğim sahnede bütün tipler kumar masasının başında ilk kez karşılaşıyorlardı... Aaaa kapatamadım bir türlü, öyle birşey vardı ki dizide, bir esrar, enterasan tipler , acayip bir intikam arzusu... Resmen yapıştım diziye o ilk bölümde, kendim de şaştım bu işe. Sonradan Dayı ortaya çıktı, Kerpeten Ali - Tefo hikayesi, yok güvenlikçinin oğlu Eren, sonra entrikalı oyunlarla defalarca göt olan Ali'nin "noluyo laann" edaları... İlk beş bölümü nefes nefese geçti, her hafta diyordum ki "kesin bu hafta batırırlar" . Batırmadılar ama , sonra 10. bölümle efsane başladı zaten. Böylece sezon bitene kadar 33 bölüm izledik, arada düşük, mıymıy bölümler olmadı mı, elbet oldu, devamlılık hataları olmadı mı , bir sürü oldu. Ama hikaye o kadar etkileyici akıyordu ki, umrumuzda olmuyordu bu hatalar. Bazen bölümler yetişmiyor, iki hafta dizi izleyemiyorduk. Dizinin kanalı değişti, kaç hafta Ezel yayınlanmadı, biz yine sabırla bekledik sadık köpekler gibi. Sezon sonuna yaklaşırken, dizi inanılmaz bir seviyeye çıktı, resmen çığlıklar atarak izliyorduk diziyi, sezon finali ise televizyonda tarih yazdı resmen. Ve Ezel olabilecek en üst seviyede ilk sezonu bitirdi.
Bütün yaz merakla bekledik, isimler havada uçuştu, acaba dizinin en başından beri varlığı kadim bir efsane gibi inceden yayılan, hissedilen, sonunda Dayı'nın ismini zikrettiği büyük düşman; bütün ülkenin sahibi, memleketin en zengin ve güçlü adamı, Dayı'nın ezeli ve ebedi düşmanı Kenan Birkan kim olacaktı? Nihayet yaz bitti, dizi mevsimi açıldı ve biz o ismi öğrendik, Haluk Bilginer! Artık ikinci - ve son olacağı önceden senaristler tarafından açıklanan- sezonda Haluk Bilginer üstad ile bu dizi uçacaktı, neler olacağını hayal dahi edemiyor, şeytani zekasıyla Kenan Birkan'ın ve Dayı'nın muhteşem son savaşında zevkten dört köşe olacağımızı sanıyorduk.
Halbuki sadece göt olduk yeğen. Dört köşe birer göt olduk.
Daha ikinci sezonun başı, Kenan ile Ramiz'in karşılaşma hikayesi, bizim ilk sezonda işittiğimiz hikayeye uymuyordu. Ama 1971 senesini anlatan sahnelerin güzelliği, iki kahramanın gençliğini canlandıran aktörlerin harikalığı ile buna eyvallah dedik. Haluk Bilginer muhteşem bir giriş yaptı Kenan rolüyle, aksi zaten düşünülemez. Ama gelin görün ki, ikinci sezon ilk bölümün sonunda Dayı'nın torun Sekiz ortaya çıktı ve bu karakteri Kıvanç Tatlıtuğ oynuyor idi. Bence bu inanılmaz gereksiz bir hamle idi ve öyküyü de zedeledi, Kıvanç hiçbir şekilde ilk sezonda anlatılan karaktere/olaya uymuyordu ki. Neyse, ikinci sezonun ikinci bölümüne geldik ve dizi ilk kez oldukça sakin gitmeye başlamıştı, sonra 3, 4, 5 aaaaa, noluyo beaaa diye bağırmak istiyordum artık...
Özetle, 6 bölümde Kenan Birkan, Ezel'in nesi var yok herşeyini aldı, Ezel dımdızlak ortada kaldı, tamirci çırağı oldu ve bütüüün o aylar boyu yapılan entrikalar, örülen çoraplar, kurulan denklemler, gelip dönüp dolaşıp "senn zenginsin biz fakiriz, ama biz çokuz, biz güçlüyüz, sıkıyosa aşşaa geel Kenann"a bağlandı. Püüüüüüh! Hay ben böyle dizinin içine edeyim, olaylar geldi varoşik gençle zengin kötü adama bağlandı, olamaz bu ya olamaz. Biz bu diziyi o zekice oyunları için sevdik, evet bu diziyi sevmemin tek sebebi bu idi, zekice yazılmasıi oyunların zekice oynanması, ZEKA. Şimdi bu akıllı hamleleriyle oyunları kazanan Ezel gidip yerine fakir gururuyla Kenan'ı yenecek Ezel mi geldi, siktirsin gitsin . Bu dizi zekayı taçlandırdı ilk sezon, o yüzden sevdim, eğer fakir mahalle dizileri tadını alacaksa ben Ezel'den nefret ederim aga.
Ayrıca Hömerr/Eyşhann aşkının da içine tüküreyim, biz istemiyoruz o aşkı, sevmiyoruz. İnanmıyoruz o aşka. İnandırıcılıktan uzak, gereksiz bir hikaye.
Pööffff.
40.BÖLÜM SPOILER
KİRLİ ZEVKLERİMİZ
Ezel evine gitti , ailesiyle kucaklaştı, Mert vır vır etti, sana inanmıyorum, sana güvenmiyorum.
Kenan Eyşan'ı helikopter ile Kıbrıs'a götürecekti. Alana Ezel geldi, Eyşhannn diye höykürdü, Kenan Birkan gelip laf soktu, bu tarafa geçemezsin, sesini duyuramazsın, bu taraf kazananların tarafı.
Tamirhanede Ali, Ezel, Cengiz tahta başında çalışıyorlardı. Cengiz "Eyşan'ı unutun, kapağı oraya atmış, artık ondan medet ummayın" dedi. Ali de Kaya'nın izini bulmuş, her ay bi spor kulübüne gidip tenis oynarmış. Ezel ise sıkkın idi, çünkü işe nereden başlayacağını bilemiyor idi. Herhalde geçen sezondan bu sezona bu Ezel de lobotomi geçirdi, hatta Eyşan'la elele tutuşup girdiler herhalde ameliyata. Bu da bi beyinsizleşti ama hayırlısı . Ali düşündü onun yerine "Kenan'ı çok iyi tanıyan biri var, Ramiz Karaeski". Ezel Cengiz'i Kaya'nın peşine yollayıp Ali ile Dayı'nın yanına gitti. Aslında amacı Cengiz'e Dayı'nın yerini belli etmemekti tabii. "Kenan Birkan'ı o yenecek" dedi Ali'ye hatta. Dayı'nın evinde Ezel'i içeri almadılar, Ezel yıkıldı, yine de Ali'yi yolladı Dayı'ya, arkadaşlık etsin diye. Bu da arabaya atlayıp gidecekti ki, Selma geldi yanına. Başladı anlatmaya.
"Kenan dışarıdan bakınca heyecanlı, neşeli bir gençti. Ama aslında gizli zevkleri olan, küçük hilelerle seni o zevklere ortak eden biriydi"
1971
Hayratlı gazinoda özel bi gece düzenlemiş ve bütün savcıları çağırmış ki, sonradan işi düşerse yardımcı olsunlar (godfather hesabı) . Sahne arkasında ise bir baktık cadoloz assolist Nermin hasta olmuş, geberiyor kadıncağız. O zaman sahneye kim çıkacak? Kenan demiş ki "Selma çıksın, Selma genç, daha enerjik, yepyeni bir şov yaparız" . Hayratlı da Ramiz'e vermiş bu görevi.
2010
Kenan Birkan Eyşan ile helikopterle giderlerken Eyşan posta koydu " Özgürüm diyorsun, ben özgürlüğümü 15 yaşında boktan bi otel odasında kazandım, bana ne yapabileceğini söyleme, göster." Kenan bu lafın üzerine rotayı 4 numaraya çevirdi. 4 numara dediği gizli bir villa, burada zengin alemleri yaparlarmış, son derece lüks bi malikane. Kenan buradan Kaya'yı arayıp "hasta arkadaşı taburcu edin, buraya önderin" dedi.
Maviş gözlü Converseli psikopat katilimize yapma parmak takılmış, bu elin üzerine bir siyah deri eldiven geçireren katilimiz aynen takma eline eldiven giyen Luke Skywalker'a benzemişti. Hastanede bunun oda kapısında 2 jandarma bekliyordu, Kenafir gözlü odadan çıktı, jandarma kendi silahını buna verdi, o da iki jandarmayı öldürüp çıkıp gitti.
Kaya'nın spor kulübüne giremeyen Cengiz garson kızı kandırıp ağzından laf aldı. Bu arada Eyşan ile Kenan villada danslar manslar ohh oynaşıyorlar. Cengiz tamirhaneye geri döndü, Ezel'le biraz kapıştılar, herşey bitince ikisi de Can'ı alıp gitmek istiyordu çünkü. Bu arada Eyşan boşanmak için dilekçe yollamış Cengiz'e. Cengiz de Kenan'dan nefret eden bi işadamı olduğunu öğrenmiş, Kenan bunun elinden bor ihalesini çalmışmış.
Dayı'nın evinde Azad artık babasıyla yüzleşip tekerlekli sandalye getirdi karşısına. Dayı ağlandı, "Ramiz Karaeski'ye sakat dedirtmem" Azad öptü onu "ben yanındayım baba" O öptü, beriki ağladı "bana bakma kızım, bu halimi görme, bakma bana kızımmm"
Eyşan ile Kenan yürüyüş yapıyorlardı, Kenan yere bi ağaç dalı attı, "bu çizgiyi geçme, geçersen bütün kurallar yok olur" Eyşan kabullenerek güldü ve çizgiyi geçti. Kenafir gözlü maviş psikopat katilimiz gelmişti yanlarına. Kenan'a "bir soru sorabilir miyim" dedi, anaaa Eyşan cevapladı "sorabilirsin" kenafir tek kelime etti "Ali?" "Yapman gerekeni yap" dedi Eyşan. "Ya diğerleri, Cengiz, Ezel?" "O an gelince bana sor" "Bu işte bazen soru soracak zaman olmuyor" "demek ki artık sadece onların değil, senin kaderin de benim ellerimde" dedi Eyşan ve biricik kızkardeşi Bahar'ı öldüren adamla el sıkıştı. Hay içine tüküreyim, kenafir gözlü psikopat katil Eyşan salağından mı emir alacaktı, bu bir skandal dostlar, converseli psikopat katilin bütün karizması silindi gitti, kıvırcık komik saçlı bi adam oldu birden bizim Temmuz.
1971
Kenan Selma'yı şova hazırlamış, Fransızca plaklar çalıp dans etmiş onunla, yeni kıyafetler almışlar. Ramiz hep yanlarında tabii. Sonra Ramiz'le Kenan deniz kenarında simit yerken Selma gelmiş, Kenan onu da yanlarına çağırmış "aranıza mı gireceğim ben sizin?" Evet Selma'nın yaptığı tam da bu idi.
2010
Ezel ve Cengiz, inşaatın tepesinden bi adamı sallandırıyorlardı , anamm bu adam bizim Hilmi Önal imiş meğersem püahahaah. Bu adam Burak, Kenan bunun elinden zorla Bor ihalesi çalmış. Şimdi bu adamı inşaatın tepesinden sallandırıp Kenan'ın kirli zevklerini öğrenmeye çalışıyorlardı. Adam sonunda öttü ve 4 numaranın sırrını anlattı.
Meğersem Kenan burada bi zevk yuvası kurmuş kendine. Kenan ve birkaç en zengin daha, canları ne isterse yaparlarmış burada, mesela, sıkı durun, milli takımla tek kale maç! PÜÜÜÜÜ ulan Kenan Birkan'ın zevk yuvası böyle mi olur, kirli zevk dediğin bu mu yani, yok en meşhur şarkıcıları çağırtırlarmış, yok en meşhur yazarları çağırtırlarmış. Ulan yürüyün gidin bee. Tabii televizyonda orji alemi yazıp oynayın demiyoruz ama bunu inceden sezdirecek, gerçekten kirli zevkler yaşandığını gösterecek ufak birkaç sahne yeterdi be.
1971
Seloş nihayet sahneye çıkmış, gazinoyu eğlendirirken olay çıktı, Ramiz kuduruk seyirciyi alaşağı etti, Selma da toparlayıp hareketli bi şarkıya giriş yaptı. Sahne arkasına geçtiklerinde Hayratlı "aferim yakında assolist olursun" dedi Selma'ya. O gidince Selma sevinçle zıplayıp Kenan'a sarıldı ama sonra derin derin Ramiz'e baktı "sen olmasan, o adamı indirmesen devam edemezdim" diye Ramiz'e teşekkür etti. Zaten en baştan bu ağır oğlanda imiş sanki Selma'nın gözü, neyse.
2010
Ezel arabaya atlamış gazı köklemiş, Kenan'ın orjisine gidiyor idi, Cengiz de bunu durdurmaya çalışıyor idi ama Ezel'in gözü dönmüş, "Eyşan orada!!!" Herhalde Ezel de bizim gibi Kenan alem yapacak, Eyşan'ı çatır çatır götürecek mi sandı neyse artık? Cengiz Ali'yi aradı, bişey söylesin de Ezel salağını durdursun diye. Ali de Dayı'nın konuşmasını istedi ama Dayı başını çevirdi. Ali Ezel'in "Eyşhann orada" dediğini duyunca "bu kız muradına erecek, çocuğu öldürtecek" diye dertlendi.
Bu arada Kenan Birkan'ın sözde alemine , ülkenin en zengin adamlarının canları ne çekerse yaptıkları bu zevk yuvasına gele gele Emre Aydın gelmiş dostlar püahahahaha. Ortada dansöz kılıklı tipler ile ateş yutan bi adam filan, ne kirli zevkmiş ben anlayamadım. İyice sıçtı dizimiz burada maalesef:(((
Kenan'a haber geldi, Ezel gelmiş aşağıda bekliyormuş. Kenan'la Eyşan balkona çıktılar. Aşağıdaki Ezel'e bi telsiz verildi. Aşağıdakiler Yukarıdakiler oldu mevzu bir anda dostlar.
Kenan başladı Ezel'e ayarları vermeye, siz aşağıdasınızzz (Haluk Bilginer tonlamasıyla :)) Siz yukarı çıkamazsınızzz, siz buraya bir adım atamazsınızzz
Ezel güldü, adım atacak gibi yaptı...
Meğersem yolda buraya gelirken, hani Cengiz Ali'yi aramıştı ya, Dayı Ali'nin "öldürtecek çocuğu" lafına kıyamamış, öğüt vermiş Ezel'e Ali aracılığı ile.
"o çocuğa söyle, oraya gitsin. Kenan herşeyi planlamıştır. Acele etmesin, bir yolu var. Asıl mesele senin içeri girmen değil, onların dışarı çıkamaması."
Ezel geri adım atarak telsizi açtı, başladı Kenan'a saydırmaya. "Sen sandığın kadar özgür değilsin, evet etrafında duvar var ama sen kendini içeri kilitledin" O esnada villanın ışıkları söndü, panik başladı. Yan taraftan Cengiz çıkageldi, elinde kerpeten, elektrikleri kesmiş.
"Biz dışardayız, biz fakiriz ama biz çokuuzz"
Arkadan Ali geldi, elinde otomatik silah, havaya bi tarama yaptı.
"Sen küçücük kalende güçlüsün, biz etrafında heryerde güçlüyüz."
Sirenler çaldı, polis geliyor nedense, aleme gelmiş (Emre Aydın konseri???) çok zengin insanlar kaçışmaya başladı. Ulan ne kadar gerizekalı bi durum di mi, polis gelse ne olur gelmese ne olur, adamlar şarkıcı tutmuş onu dinliyor alem diye, ortada bi damlacık fuhuş göremedik.
"Duvarın içine girmekten ben korkmuyorum, sen dışarı çıkmaktan korkuyorsun, erkeksen sıkıysa çık dışarı, çık sokağa. Sen beni dışarıda tuttuğunu mu sanıyorsun, biz seni içerde tutuyoruz. Sıkıysa uzat burnunu dışarı"
Bu fakir ama gururlu genç tiradında sonra Ezel ve arkadaşları dönüp gittiler, giderken Ezel kafayı kaldırıp Eyşan'a bağırdı "seni almaya geri geleceğim!"
Hay cehennemin dibine gel , ne bu Eyşan Eyşan Eyşan? Aptal sersem.
İşte bu bölüm böyle geçti dostlar. Ooof of!
xo xo