Tabii sayılı gün çabuk geçti ve kendimizi şıkır şıkır bir Istanbul gecesinde, Bebek sahillerinde suşi siparişi verirken bulduk. Yalnız Kübik'in bir ricası vardı: Geçen seferki Mori suşi gecemizde, ben içmeden sarhoş olmuş, gecenin sonunda garsona "aslında biraz daha yiyebilirim ama bokunu çıkartmaya gerek yok" deyivermiştim:))) Ulan mal, yiyorsan ye, yemiyorsan kalk, garsona ne? Kime ne ispatlamaya çalışıyorsun, adama 30 tane suşi yiyebileceğini mi kanıtlayacaksın deli misin nesin ahahaah:)))) değil mi ama????
O yüzden her aklına geldikçe gülse de Kübracık aman bu sefer bok mok demeyeyim diye çok rica etti, ben de piki dedim, masamıza yerleştik, küponumuza dahil olan suşilerden istediklerimizi seçtik.
Bu Mori'deki suşiler pek fena, bolca crunchy dedikleri kızarmış somon parçacıklı, efendim acılı soslu kızarmış sebzeli böreğimsi suşiler yapıyorlar. Böyle ılık ılık geliyor o suşiler, bir lokmada luk luk yutuyoruz amannnn itadakimassss:))
İlk tabağı crunchy'lerden seçtikten sonra ikinci tabağımızı da uramakilerden derledik. Aman aman, o içi krem peynirli Boston mudur nedir, o pek nefasetti, fakat ikinci turda ben artık çoktan kendimden geçmiş idim, fotoğraf çekemedim o yüzden:))
İşte böylese bir sana bir bana usülü, sen sağdan ben soldan hesabı, gayet planlı programlı suşileri bir güzel yedik bitirdik. Hiç haksızlık olmadı, suşileri tam olarak hakkıyla bölüşmüştük:)))) Ben de garson kardeşlere abuk subuk laflar etmedim. Sohbet muhabbet derken, Kübra bana apartmanlarının bahçesindeki küçük kedilerden bahsetti, yavrulardan biri hastalanmış, berikiler hoplaya zıplaya oynarken buncağız kutusunda kıvrılmış yatıyormuş, anne kedi gelip bunu yalıyormuş filan. Kübra da kedi öleceekk diye muslukları açınca sağolsun kocisi almış yavruyu, veterinere götürmüşler. Veteriner sokak kedisi diye muayene ücreti almadan yavruya iğne vurmuş poposundan, yavrucak açılmış, hoplamaya başlamış heyyyy:))) Meğersem 41 derece ateşi çıkmış yavrunun. O bunları anlatınca benim de aklıma bizim kedinin geçen seneki hastalığı geldi, ondan bahsettim. "İşte götürdük doktora, poposuna dereceyi soktu, kabız olmuş didiii" derken bir de ne göreyim, garson yanımdaymış, adama bok dememişim de kaka demişim bu sefer ahahaah, ha bok ha kabız hepsi aynı yere çıkıyor:)))) Ülen adamcağızın kaderi buymuş ne yapayım??
haftasonu görüşmek üzere:)
xo xo
oh ohh götürmüş yine bizimki sushileriii!
YanıtlaSil-inanır mısın şu an babam sodayı yere düşürdü ve koluna falan cam parçaları battı ah tam da sturbucks soda diyince dosa almaya gitmiştim mutfağa olaya baak!-
Geçmiş olsun mia.
YanıtlaSilJudy, o nasıl tepsi öyle 2 metre:P
hahahaha manyak yaa:)))
YanıtlaSilMiacım, çok geçmiş olsun aman dikkat babaya :)
YanıtlaSilrock lee : nassıl süper ama değil mi? dihetisyenim görse kafayı yer, silikonlu memeleri patlar karının ahah:))
zoikuş : hep bu kediden geliyor bu rezillikler başıma:)))
Bu suşi muhabbetini teee Taşköprü-Kastamonu'dan okuyorum ve biran önce yola çıkıp İstanbul'a kavuşma hayalleri kuruyorum. Orman havasıda bir yere kadar ayol!
YanıtlaSilNot: Senin yüzünden suşi hastası oldu. Olsada yisek ne iyi olurdu :)
ist a geliyoruz haftaya.suşi kanyonda yiyorduk.başka neresini önerirsin??
YanıtlaSilTam da ogle yemegi vakti olmadi simdi bu postu okumak, ogle yemegi icin susi yedireceksin bana Judy :)
YanıtlaSilruhdağı: ooh mis gibi temiz hava doğal gıdanın tadını çıkartın canım, suşi her zaman yenir. Bu suşi restoranları da
YanıtlaSilbana fahri gurmelik versinler ama artık, suşi ikramlarına boğsunlar di mi ama:))
Buket: canım ben genellikle astoria avm'deki sushico'da akşam 6'dan sonra sınırsız suşi menüsünü alıyorum, fiyatı en uygun olan o. Bi de bebek'te mori suşi var deniz kenarı, manzara harika ama fiyat biraz kol böreği. Oraya da ancak indirim küponu bulursak gidiyoruz:)
YanıtlaSilA-H : oh afiyet olsun, yemesini geçtim sen bi güzel yaparsın bile nefis suşiler hamarat kuzu:)
YanıtlaSilyok anacim yok o kadar da degil artik, hani hamaratlik da bir yere kadar, susi yapmak kim ben kim :D
YanıtlaSilsennn takır takır makaron yapıyorsun, suşiyi gözü kapalı yaparsın bebeğim:)
YanıtlaSil