***DİKKAT SPOILER!!! İZLEMEDİYSENİZ OKUMAYIN***
Bu haftaki bölüm James Spader aşk festivali ile başlayıp Raymond Reddington kan banyosu festivali ile sona erdi.
Kaynak: Alyblacklist @ tumblr |
Meğerse, sıradan bir hayat ve evde onu bekleyen sevecen bir kadın özlemiyle yanıp tutuşan Raymond Reddington, gizli gizli Anne ile buluşuyormuş. Hani Central Park'ta kuş izleyen tatlı kadınla. Bu sefer beşinci randevularıymış. Dembe uyardı Raymond'ı, hareketlerini tekrarlarsan bir kalıp oluşturursun ve düşmanların seni yakalar. Hatırlarsanız ilk bölümlerde Raymond asla aynı yerde 2 gece üst üste uyumadığını söylemişti. Halbuki sekizinci sezonda her bölümde aynı restoranda görüyoruz Red'i, Townsend şimdiye dek neden restoranı basmadı, saçma değil mi?
Kaynak: Alyblacklist @ tumblr |
Red, Kansas'a Anne'in evine gitti, Anne'in arkadaşlarıyla briç oynadılar. Red briç bilmiyormuş??? Şaka herhalde, kendi yazdıkları eski bölümleri bir zahmet izlesinler. Bu arada Anne'in en yakın arkadaşı Lois polis memuruymuş.
Bölüm Red ile Anne'in tatlı aşk sahnesi ile devam etti. Bu dizinin ilk sezonlarında James Spader aşırı seksi ve çekiciydi, Liz'i de öyle çok seviyordu ki, Liz'e âşık olduğunu düşünmüştüm. Fakat yıllar geçti, Spader yaşlandı ve tam baba formuna girdi, o zaman artık Liz'le Red'in beraber olması fikrinden uzaklaştım. Anne ile çok yakıştırdım Red'i, Red'in mutlu sonu Liz değil herhalde, Anne olacak. Bir de uzun zamandır Red'in Liz'e sevgisini hissedemiyorum. Bu Megan Boone'un yokluğundan kaynaklanmıyor. Uzun zamandır bu sevgi yok, ilk sezonlar bu sevgi çok elle tutulur bir aşktı neredeyse. Ama Liz o kadar ihanet etti ki Red'e, belki de artık sevmiyordur Red onu, zaten evlat olsa sevilmeyecek bir tip.
Anne ile Red arasındaki bir konuşma ilgimi çekti, Red üstü kapalı olarak kadına işiyle ilgili sorunlar yaşadığını anlattı. Anne de acaba karın ya da kocan mı bu sorun diye sordu. O zaman Red karım ya da kocam yok ama bir kedi var dedi. Kedi : Cat : KAT : KATARİNA mı? Finalde Red, Katarina Rostova çıkmasın lütfen dinimiz amin.
Townsend düşünceli bir düşman olduğu aşk kuşlarını gece rahatsız etmedi. Sabah Red onu takip eden elektrik idaresi aracını fark edince, yakalandığını anladı. Anne'i evden yolladı, takipçinin boğazını kesti. Bu tip sahneler eski Red'i anımsattığı için hoşuma gidiyor. Tabii o hapishaneyi pompalı tüfekle basıp Luther Braxton'ın elinden Liz'i kurtarmaya çalışan müthiş Red hiçbir zaman geri gelmeyecek. Bir daha o denli iyi bölümler de yazamayacaklar.
Red şehre inip Anne'i buldu, kadıncağızı bir mağazaya iteleyip dolaba soktu. Aynı yangın gecesindeki Masha gibi dolaptan olanları izleyen Anne, Red'in onu takip eden bir başka düşmanı boğduğunu gördü. Red kadını alıp karakola götürdü ve ilk bölümdeki gibi, sevdiği kadını korumak için, kendini ifşa etti. Townsend'in adamlarıyla yaşadıkları çatışmada karakoldaki polisler telef oldu, sadece Anne'in en iyi arkadaşı Lois kurtuldu. Red, kadınları arkadaki kurşun geçirmez bölmeye soktu, kendi de kurşun geçirmeyen camın arkasından Townsend ile yüzleşti, sana intikam nasıl alınır göstereceğim dedi Townsend'e. Sonra federaller geldiği için Townsend ve adamları gittiler. Red ise Lois ve Anne'nin yardımıyla karakoldan yakalanmadan kaçtı.
Şimdi Red güvenlikli bir şekilde şehri terk edecekti. Anne de bir arkadaşının kulübesinde saklanacaktı. Fakat Red sevgilisini bırakamadı, yarı yoldan geri döndü ve Anne'in evinde onu elinde silahla Elizabeth Keen bekliyordu.
Evet, Liz geri döndü, haftaya ikilinin yüzleşmesini izleyeceğiz, inşallah bir şeyler de öğreniriz dostlar.
Xo Xo
8. Sezonu izlemedim de, Liz ile Raymond arasındaki ilişki daha çok baba kız ilişkisine benzemiyor muydu? İlk sezondan beri aralarındaki ilişki bana bunu hissettiriyordu.
YanıtlaSilİlk üç sezonda biraz flörtöz buldum ben aralarındaki ilişkiyi, 4.sezondan itibaren tamamen baba kıza döndü bence
SilThanks a lot for sharing this amazing knowledge with us. This site is fantastic. I always find great knowledge from it. Airplane Pens
YanıtlaSil