10 Haziran 2007 Pazar

L’amour physique est sans issue...

Ne hafta geçirdim inanamazsınız sayın seyirciler, en büyük müşterimiz, ortağımız olup tabii benim ilgilendiğim müşterimiz , üst düzey yöneticileri ile İstanbul'da idi. Bunlar gelmeden her gece geç saatlere dek tablolar, dökümanlar , raporlar hazırlamaktan gözlerim aktı, ne yürüyüş yapabildim, ne de internete girebildim, ben size öyle söyleyeyim, bir haftadır maillerimi bile okuyamadım.

Sonunda bunlar geldiğinde olan biteni anlatamam tabii, ama iş dışındaki atraksiyonlardan bahsedebilirim. Mesela adamları alıp Reina'ya götürdük, yediler içtiler, ben de sebeplenmiş oldum, oh tekilaları yuvarladım, yarasın. Ertesi gün de bunların birini alıp bizim fabrikaya götürdüm amma 6 saat trafikte ikimiz de fenalaştık. Sonra dönüşte adam beni oteline davet etmesin mi? Yorgunluk içkisi içmeye! Düşündüm, bu işin sonu kesin yorgunluk banyosuna uzanır , sırtımı sabunlar mısın cicime geçeriz dedim, ay çok yorgunum yaavruuum bahanesiyle kaçtım tabii hahahahyytt

Fakat Fransızlar bir başka işte, mesela toplantıda ben oturmadan oturmak yok, yemekte ben başlamadan başlamak yok, o kadar centilmenler ki! Ve üstelik bunu düşünmeden yapıyorlar, çünkü onlar zaten böyle. Ah ah, ben de onların şerefine bu yazının başlığını Serge Gainsbourg'dan alıntı yaptım.

Neyse bütün bunlardan sonra Cumartesi biriken işlerimi yapabilmek için sabahtan akşama kadar ofisteydim. Allahtan Taner bey'in doğumgünü idi ve çatıda sürpriz sucuk partisi düzenlemiştik. Yedik, içtik, acayip fotoğraflar çektik. Tabii ben işlerimi bitiremedim. O yüzden şimdi yatmak istemiyorum çünkü uyanınca Pazartesi olacak.

Of.

Ben çok sıkıldım. Acilen seyahate gitmem gerekiyor. Mümkünse Paris'e ... hahahahaahahaaaa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yaz ki muhabbet olsun.