Salı akşamı Lady Charlotte uçaktan inince önce Dolmabahçe sarayının bahçesindeki kafeye gidip püfür püfür deniz havası aldık.
Lady Charlotte bana en son İngiliz modası ve London dedikoduları hakkında enteresan bilgiler verdi. Bu arada biz burada tutuşurken İngiltere en yağışlı günlerini yaşıyormuş, Deria resmen kazak, atkı, palto ile gelmiş ama havaalanında üzerini değiştirmişti. Daha sonra kalkıp Taksim'e gittik ve dondurma yedik ama o sırada fotoğraf çekmemişim hahahyyt.
Çarşamba günü ise erken buluştuk ve Sami Bey'i ziyarete gittik.
Sami bey herzamanki gibi çok yakışıklı ve karizmatikti, Real Fiesta elemanları olarak kendisini çok severiz, hayranız ona, Derya'nın bir dahaki İstanbul seyyahatinde hep beraber İsmet baba meyhanesine gideceğiz.
Sami bey ile görüşmemiz bitince Hisar'daki sade Kahve'ye gittik fakat ne kadar sıcaktı...
Kahvenin güzeller güzeli dana kadar bir kedisi var, o da bir masanın üzerinde bayılmış gitmişti.
Buradan da keyfimizi aldıktan sonra, Boğaz'da geze geze Tarabya'ya gittik. Artık akşam olmuş fakat hava hiç serinlememişti. Tarabya koyunu insanın içine işleyen ağır bir lağım ve bok kokusu sarmıştı. İkisi aynı şey herhalde değil mi?
Neyse biz Mado'da oturup kesme dondurma tabağı yedik
Gerçekten günün en serinletici hamlesi bu olmuştu sayın seyirciler. Hatta o kadar serindi ki, dondurmanın yarısı tabakta kaldı Allah sizi inandırsın. Sözkonusu Real Fiesta seyyahları olunca, akıl almaz bir durumdu bu! Fakat dondurma tabağının fotoğrafını çekmeyi unutmuşum, ne yapalım.
Bu güzel günün sonunda Deria dolmuşu ben de körrüklü Boğaz otobüsünü yakaladık ve evlere dağıldık. Bu akşam da Ortaköy mevkiinde günümüzü gün etmeye, hayranlarımıza imza dağıtmaya devam edeceğiz.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yaz ki muhabbet olsun.