Ayağımdaki terlikler her adımda beni zorluyordu. Sarfettiğim çaba ve de en önemlisi duyduğum korku nedeniyle soğuk soğuk terliyordum. Daha fazla devam edemeyeceğimi düşündüğüm bir anda Memo aniden duruverdi önümde. İki yanımızda kesme taştan yapılmış köy evlerinin avlu duvarlarının yükseldiği, parke taşlı daracık bir yolda, kalp atışlarımızdan başka ses duymayı umarak beklerken, ensemdeki tüyleri diken diken eden bir hisle ürperdim. İzleniyorduk. " Yarebbimm" diye fısıldayınca önümdeki yağız delikanlı Memo yeşil gözlerini bana çevirerek sus dercesine baktı. Ondan aldığım güçle başımı arkamı çevirmemle birlikte, sağ tarafımdaki duvarda bir çift fosforlu şekille göz göze geldim. Tam o meşhur çığlığımı koyvermek üzereyken fosforlu ışıktan bir tıslama geldi. Ardından da sevgi dolu bir miyavlama.Teyzemlerin bahçesinde bakıp büyüttüğüm, ellerimle beslediğim minik uğurumun beni bırakmayuacağını bilmem gerekirdi aslında. Buna rağmen "Sürtükkkkkkkkkkkkkkkkkkkkkk , benim sevgili kedim. Ne işin var burada" diye çığırmama engel olamadım ve aynı anda iyi saatte olsunların yerimizi belirlemesi bir oldu. Memo önde, ben ve Sürtük arkada gerisin geri sahile doğru koşmaya başladık. Bir an içimden " Allah'ım, iki yeşil gözlünün arasındayım. Acep dilek mi dilesem "diye düşünmedim de değil hani. Sahile varmamla düşüncelerim kesildi...
" Çabuk şu ipi çöz " diye bağırdı yeşil gözlü Memo. Ben aval aval bakarken, kıçtan takmalı motoru olan minik bir fiber tekneye atlayıverdi. Tekneden sarkan ince halat, Edremit Körfezine doğru uzanan minik tahta iskelede bir mapaya bağlı duruyordu. " La capitana sen bana yardım et, sen bana yol göster " diye dua ederek halata asıldım ve aslında halat olmayan adi ip elimde kaldı. İskeleden açılmaya başlayan tekneye doğru koşup, Nazgul'dan kaçan Frodo edasıyla tekneye düşüverdim.Memonun filmlerdeki kahraman edasıyla kıçtan takmalı motoru çalıştırmasını beklerken o ceplerini karıştırıp bulduğu bir anahtarla ve de bana yüzyıl gibi gelen bir sürede motoru çalıştırıp sahilden uzaklaştırmaya başladı. Kucağımda kedim, karşımda daha bir kaç saat öncesine kadar tanımadığım biriyle Ege'nin karanlık sularına doğru açılmaya başladık.
" Kahretsin! Denizin ortasında hocayı nasıl bulacağız? Birazdan hoca da dahil tüm ilçe etkilenmiş olacak.Sabah tüm ahali ağzı burnu yamuk kalkmadan bu belayı nasıl savacağız? Onların hızına yetişmemiz mümkün değil "dedi Memo.
Gecenin zifiri karanlığında hepsi birer elmas gibi parıldayan yıldızlardan birinin yanıp sönmesiyle bakışlarım körfezin karşı ucuna dikildi ve aklıma Ayvalık'ta yazlıkları bulunan La_Capitana'nın annesi sevgili halam geliverdi. Evleri denize çok yakın mesafede, hemen karşıda görünen ışıkların oradaydı. Sevgili halam ailenin baklavacısı, çiğ börekçisi ve evet dualarının gücüyle bilinen bir üyesiydi aynı zamanda.Yılın büyük bir kısmını bahçeyle, zeytinle uğraşarak geçiren halam ne zaman dara düşse, ne zaman içini bir sıkıntı kaplasa hemen dualara sığınırdı. Bir dileği olduğunda 4444 tane Selahattün, 7777 tane Failatun okur artık duaların gücünden mi yoksa Allah'ın sevgili kulu olduğundan mı bilinmez, tüm istekleri gerçekleşirdi. ( Niyetlerinin hep gerçekleşebilecek şeyler olabileceği konusunu aklıma dahi getirmeden ) " Buldum " dedim Memo'ya. Ayvalık'a gidiyoruz. Karanlıkta, karşı sahile doğru ilerlerken aklımdakileri anlattım Memo'ya. Yeşil gözlerindeki ifade bana inanmadığını ama gene de umut etmek istediğini gösteriyordu.
Gecenin ayazında tit tir titrer,küçücük bir teknede birbirimize sokulup ilerlerken arkamızda kalan kıyının kendisini ele geçiren kötü varlığın etkisiyle yavaş yavaş karanlığa hatta hiçliğe doğru gömüldüğünü farkedemedik.
kızım harikasınız valla...kaleminize sağlık...hergün devamı gelmiş mi diye bi sevinç bakıyorum ama..sonra fosss...bende yetenek olsa yazıcam ama tık yok...isteriz isteriz..isteriz...:)
YanıtlaSiltekoseldiye yazdı beni...:) sibo bensibo
siboo
YanıtlaSilsevenlerimizden hiç feedback alamayınca moralimiz bozuldu, yazamadık
O vakit bu gece Ednan beyleri izlerken yazayım bakayım püahahaaha
Yasasinnnnnnnnn!!!! Okunuyormuşuz:) Biz de Judy ciğimle aramızda paslaşıyoruz sanmıştım:)
YanıtlaSil