20 Ağustos 2009 Perşembe

Pizza bunalımı

Dün akşam kahve içip lak lak edelim diye işten izin alıp erken kaçtık ve Profilo AVM'ye gittik sayın seyirciler. Karnımız aç değildi, bir şey yemeyecektik. Sonra Pizza Hut'ın önünden geçerken Arzu dedi ki, ben burada salata yemek istiyorum. Eh geçtik oturduk mu Pizza Hut'a, menüyü de aldık mı? çifter çifter elma dilim patates, kavurmalı spring rolls, ve de sarımsaklı sucuksever ekmek siparişi verdik mi? oooh yedik yedik, üzerine bir adet ince hamurlu 4 Mevsim pizzayı öğüttük. Ayy, kimse salata malata yemedi dostlar. İşte midemizi bunlarla bastırıp garson çocuğu yine çağırdık sipariş vermek için, çekinerek geldi, biraz uzakta bekledi , herhalde onu da yiyeceğimizden korktu hahahahaha . Neyse 2 sepet elma dilim ve kenarı peynir dolgulu bir süper supreme pizza daha söyledik. Bunları da yedikten sonra artık tek istediğimiz yere yatıp yuvarlanmaktı sağa sola hahahaahah. Garson dışında ne varsa yemiş idik!!! Göbeklerimizi toplayıp Lavazza'ya indik kahve içmeye. Ama sohbet filan hakgetire, esneyip geviş getirmekten 2 dedikodu yapamadık, kahvelerimizi içip evlere dağıldık dostlar.

5 yorum:

  1. hahaha ben bu dehşeti çoook eski zamanlarda capitolde yaşattığımı hatırladım: limitsiz pizza promosyonu olan no name bir restoranda şimdiye kadar hiç bir çekirge sürüsünün veremediği zararı verdikten sonra lokanta sahibi artık durmam için yalvarmıştı bana, dükkan açtığı güne lanet ederek. haha ne muhteşem bir kapasiteye sahipmişim o zamanlar:)) aah ah ne göbek kaygısı ne kolesterol-fobisi :)gelsin makarna gitsin lazanya, yüz surat hacı murat tabi; ne utanma ne arlanma...
    …………………

    Güzellik,bakım,çapkınlık,diyet vb.konuların pir-i- üstadı hadsiz başkan misali ben de yeni kuşak potansiyel piranhalara pizza restoranlarında rüyalar alemine yükselmenin püf noktalarını şıfttırıvereyim:

    1-)Stratejik konumun önemi: Oturulacak yer kesinlikle pizzaların servis edilip konduğu noktaya yakın ve mutfak kapısını rahatça görebilecek bir bölgeden seçilmelidir. Böylece zavallı garson daha kapıda görünür görünmez aç bir aslan gibi atağa kalkılarak rakiplerden önce gelen tepsilere ulaşılır ve dilimler şuursuzca yağmalanır.

    2-)Bütçe darsa, pizzacının asıl meşrubattan size geçirmemesi için kola ya da gazoz içerken dikkatlice ve yemeğe paralel tüketmeli. O uyanıklar akıllarınca bardağın yarısını da buzla doldurduklarından mutlaka buzsuz meşrubat sipariş etmeli. Ama görsünler işte, el mi yaman bey mi yaman

    3-)Gelen diğer sırtlan kolonileri kesinlikle göz hapsinde tutulup bunların gidip sizden önce komple tepsiyi almalarını engellemek hayati önemdedir. Gerekirse spatulayla kafalarına vurulabilir. Çok vıdı vıdı eden olursa kafalarını daldırabileceğiniz bir çorba kazanı her pizzacıda mevcuttur.

    4-)Pizzacı soygunu bir takım oyunudur. Sizle beraber gelen diğer ekip üyeleri de siz büyük ödülü tabaklara indirirken arkada kuru kalabalık yaratıp yöredeki diğer apaçilerin yağmadan eşzamanlı pay almasını engelleyen bir güvenlik çemberi oluşturabilir.

    5-)Her şey olup bittikten sonra asla pişman olup vicdan azabına sürüklenmeyin; mide fesadı geçirmezseniz bile uzun süre pizza yiyemeyeceksiniz nasılsa. Felsefe hayat fani ölüm ani olmalı, hatta böyle giderse fazlasıyla ani bile olabilir.

    Ben eski şatafatlı günlerimi adsız alkolikler misali bıraktım çok şükür ve hatta 7 ay önce Doritos’a da öldürücü darbemi indirdim. Artık çok daha bitkisel bazlı beslensem de şu anda hayatımdaki en büyük oburizite riski olarak Cart D’or hala duruyor. Artık bilemiyorum hangi maddeyse içindeki yerken beyni zevkten tavana vurduran.... Ama, onun da günleri sayılı, en azından kış gelene kadar.

    YanıtlaSil
  2. Çok şahane yazmışsın Mehmetcim, ellerine sağlık.

    Bu bana Japon abimle yıllar önce yaşadığımız başka bir dehşeti anımsattı, hemen anlatayım;

    Yıllar evvel bir cumartesi günü bastık Eminönü'ne gittik. Köprü altında oturur dergi falan okuyup 2şer bira içip keyif yaparız demiştik. Eminönü'nde önce demirhindi şerbeti içtik, sonra çiğköfte yedik, en sonunda köprü altında oturduk başladık içmeye, e ben sıkıldım, nalaka yani köprüde dergi okumak, sıkıldıkça içtim, içtikçe içtim, abim de tabii içiyor... Zır telefon çaldı, abimin meşhur arkadaşı Şişman İstiklaldeymiş, hadi gelsenize dedi, biz de kalktık gittik İstiklale. Önce o tepedeki umumi tuvaleti ziyaret ettik, sonra Şişmanla Nevizadeye gittik, galiba Kameriye'de oturduk, başladık bir posta daha içmeye ... bir ara Şişman abime kızdı, bana bu kadar çok içiriyor diye hatta, neyse işte ne kadar oturduysak oturduk, sonra hadi dedik evlere dağılalım, tam meydana

    çıktık, zırr telefon, kuzenler Taksim'e gelmiş... Biz yine umumi tuvaleti ziyaret ettik, kuzenlerle buluştuk, artık nereye gittik anımsayamadım, Aslanım birahanesine mi? Vera'ya mı? bilmiyorum... tek hatırladığım içmeye devam edip tepsilerle patates kızartması yediğimiz...

    Allahtan ertesi gün pazar idi, akşam 5'te yataktan kalkabilmiştim :))) O dehşet hatırladıkça korkuyorum hala:))

    YanıtlaSil
  3. :)))))))))))))))))))))))))))) direğe tosladığın gün değildi di mi?

    ondan bir önceki sefer miydi acep ? :))))))))))))))))

    YanıtlaSil
  4. direğe tosladığım gün değildi, o gün Phantom Manace filmine gittiydik, Nevizade'de oturmuştuk, biz birşey yemeyeceğiz demiştik sonra adama tepsilerle patates kızarttırmıştık , işte direğe dümdüz tosladığım gün o gün idi :)))))))))

    YanıtlaSil
  5. Tebrikler ödül kazandınız!!!!
    Ödülünüzü almak için aşağıdaki adrese başvurunuz. Ödülün resmini benden linklemeyiniz kotam doluyo ehu:)

    http://loreathan.blogspot.com/2009/08/odulumu-alnmn-akyla-aldm.html

    YanıtlaSil

Yaz ki muhabbet olsun.