12 Ağustos 2009 Çarşamba

Rahmi Koç Müzesi

Cumartesi günü İstanbul'un en şahane müzesi olan Rahmi Koç müzesine gitmiş idim sayın seyirciler. Asıl hedefim Minyatür Odalar sergisini görmekti, ama günüm bundan çok daha güzel geçti.

Detay manyağı olmuş minyatür odaları beğendim, özellikle Korsan Kaptan kamarası, Şikago'da dans salonu , Broadway'de tiyatro kulisi.. Ama bir daha gitmem , o kadar da bayılmadım. Yani buradaki mantık nedir , anlamadım dostlar.


Koç Müzesine her gidişimde mutlaka bir yenilikle karşılaşıyorum. Bu kez, Hasköy-Sütlüce arasına 15 dakikalık tren seferi koymuşlar:))) Ekstra bilet alıyorsunuz, sonra kondüktör bileti deliyor eski moda:))) Çok hoşuma gitti. Çuf çuf tren gezisi üstüne güzel bir yemek yedim ama tekne gezisine katılacaktık, o yüzden tadını çıkartamadım.


Tekne gezisi de başka bir hoşluk, 5 liraya Haliç'de 45 dakika ufak bir tekne ile geziyorsunuz, o kadar zevkli ki, hava da güzeldi, çok eğlendik dostlar.



Sonra tabii müze binalarını da gezdik, Rahmi Bey, Nazenin IV gemisi ile yaptığı dünya seyyahatinin sergisini kurmuş... Allahımm neler toplamış neler, objeler, süsler, takılar, eşyalar... muhteşem bir mavi tonu gösteren fotoğraflar, oralardan aldığı tişörtlere kadar herşeyi koymuş, olağanüstü bir sergi olmuş, çok özendim, içim ezildi.



Karşı binayı da gezdikten sonra eve geldiğimizde bacacıklarım kopmuş idi, ben de Taksim'den aldığımız
simitleri önce kızarttım (ulan çıtırık değildi simitlerrr) , sonra krem peynire daldıra daldıra...

1 yorum:

  1. Sevgili kardeşim,

    Nasıl bir edebiyat anlayışın var senin, insan Rahmi Koç müzesi gezi
    hikayesi okurken acıkabilir mi?

    Senin tüm yazılarının sonunda aklıma ilk gelen şey; "Ulen acilen bir şeyler yemeliyim" oluyor!!!

    Simit- krem peynir,
    Köfteeee ve geri kalan herşey....
    Bak deme di deme, kiloyu sorun ediyorsan 40 tan sonra verme hiç şansın yok! Kendimi geberttim, ı-ıh!

    Ayhan

    YanıtlaSil

Yaz ki muhabbet olsun.