14 Ekim 2010 Perşembe

Ezel 2.Sezon 5.Bölüm : KÜÇÜK HAYAT BÜYÜK ADIM

Ezel'in 38. bölümünün adı : "RAMİZ : Birth of a Kabadayı" da olabilirmiş yeğenim. Bu bölümü internetten dün gece izledim. Bazı yerlerinde epey sıkıldım, ileri sardım hatta. Nerede geçen sezonki, bir bölümü kaçırsan bi bok anlamadığın lezzetli dizi, nerede bu? Nerede o, bittikten sonra yarım saat kendimize gelemediğimiz zeka oyunları, hareket, heyecan dolu bölümler, nerede ikinci sezonun uyuz, duygusal bölümleri? Ezel'in temposu yerlerde sürünmeye başladı. Her hafta , ha bu bölüm toparlayacak diyoruz amma bir türlü hareket olmuyor Ezel'de. Ben artık Ezel'i heyecan duymadan izliyorum ve üzgünüm bu yüzden.


Benim düşünceme göre, son bölümü izlettiren sadece 2 unsur vardı:

1) Muhteşem BARIŞ FALAY oyunculuğu ve Kerpeten Ali karakterinin mizah duygusu
2)1971 yılına yapılan flashback sahneler, Dayı ile Kenan'ın gençlik günlerini canlandıran UFUK BAYRAKTAR ve CAHİT GÖK. Özellikle Ufuk Bayraktar çok etkileyici, herifin paçalarından karizma ve dayılık akıyor, harika bir oyuncu!

Peki hani nerede hikaye, şaşırtmalı senaryo, ters köşeler, şeytani planlar ? Hani yönetmenin bizi hayran bırakan enteresan çekim teknikleri? Neler oluyor, Ezel'e neler oluyor yeğen? Hikayede bir başka sorun da, ilk sezon şeytanın kıçına anahtar uyduracak kadar cin bi kadın olan Eyşan'ın birden aptallaşması, bir saniyede Kenan'ın dediği herşeye inanması. Yani ben inanamıyorum Eyşan'ın bu kadar Birkan güdümüne girmesine, arada birşeyler eksik, boş kaldı. Ulan mal karı, sen Kenan'ı donunda sallardın, ne oldu kızım sana? demek istiyorum Eyşan'a.

Bu bölümde olan en iyi şey ise Kenafir gözlü maviş converseli psikopat katilimizin , yani Temmuz'un geri dönüşüydü. Rıza Kocaoğlu bir an önce sahalara dönerse, gerilim artacaktır dizide, haydi bakalım Kenafir Temmuz , sen ne Kenoş'a ne Dayı'ya ne Sekiz'e benzersin. Sağlam bir hikaye bekliyoruz senden de.

Şimdi bakalım son bölümde neler olmuş?


EZEL 38.BÖLÜM

KÜÇÜK HAYAT BÜYÜK ADIM




Bölüm hastanede Sekiz'in cesedinin götürülmesi ile başladı. Ali geldi Ezel'i aldı. Gerizekalı Eyşan da Kenan'a koştu,"Ezel katilmişşş meğersemmm" diye. Kenan da buna oynadı bir güzel, timsah gözyaşları döktü, o benim oğlumdu dedi ama her lafta "Ezel'in katil olduğunu gördünüz Eyşan" demeyi ihmal etmedi, yani manipülasyonlar baronu diyebiliriz Birkan için. Kenan adamı Kaya'yı arayıp Dayının fişini çekin emri verdi. Birkan ilaç sanayi, Dayı'nın doktoruna rüşvet verdi. Doktor önce Selma ve Ezel ile konuşup fişi çekmeye ikna etmeye çalıştı, Ezel anladı oyunu, doktora tamam dedi, Selma'yı alıp gitti. Doktor fişi çekmek üzere odaya gittiğinde (kapıda bi polis bekliyor) oda boştı, Ezel Dayı'yı kaçırmış , meğersem Dayı zamanında emeklilik günlerini Selma ve Azad ile geçirmek için bi ev almış, küple eski usül para gömmüş. İşte böylece Ezel Dayı'yı güvendiği bir doktor kızla beraber kaçırıp bu eve sakladı. (Kapıdaki polis Tefo çıktı)


Ambulans Dayı'yı kaçırırken, Ezel de kalkıp Kenan Birkan'a gitti. Kenan Reina gibi bi yerde işadamları ile öğlen yemeği yiyor idi. Ezel posta koydu buna. "Ben şimdi en alttayım, merdivenin dibindeyim, tek tek çıkacağım o basamakları, ne gerekiyorsa yapacağım ve oraya geldiğimde seni bir köpek gibi öldüreceğim" dedi Kenan'a. Kenan ise Ezel'in eline verdi diyebiliriz : "Çık sokağa, aldığın gazete benim, girdiğin banka benim, yaşadığın dünya benim, ben izin verdiğim için yaşıyorsun. Ben sana yüzümü gösterdim, lütfettim. Sen şimdi benimle mi savaşmak istiyorsun, bir daha benim yüzümü bile göremeyeceksin. Sen beni bir kişi sanmakla hata ettin, ben bunların hepsiyim, ben bütün ülkeyim"

Ezel Dayı'yı sakladıkları eve gidip Ali abi ile konuştu. Kenan Birkan her hareketlerini nasıl önceden biliyordu, Ezel'in Ömer olduğunu nasıl öğrenmişti? "Köstebek mi var" dedi Ali "peki kim?" Ezel olasılıkları saydı "Şebnem, Tefo, Cengiz, sen..." Ali gülümsedi "bu evi bir tek bana söyledin, neden?" "salaklık işte, uslanamadım" Böylece Ezel, Ali'ye güvendiğini belirtmiş oldu.

Kenan Eyşan ile muhabbette idi. Kenan ağlandı, "ben bu çiçek bahçesini niye yaptım, Ezel gibi biri gelip oğlumu öldürür de cenazesine gidemem diye" Habire Eyşan'a Ezel'in katil olduğunu pompalıyor şeytan Kenan. Eyşan "valla benim ömrüm mezarlıkta geçti, ben de gidemem" dedi. Sekiz kimsesiz gibi gömüldü.


Ezel ekibi köprü altına topladı, attı tuttu. "Benim artık hiçbir şeyim yok. Ama savaşacağım, sıfırdan, sokaktan başlayacağım, savaşarak yükseleceğim, Kenan Birkan'a ulaşacağım" Tabii Ali gaza geldi, sokakta gerilla savaşı yapacaklar ya. Ama Cengiz'in aklı başında idi "oğlum siz manyak mısınız, matrix misiniz siz? Kenan Birkan'ı iki kere gördünüz , bi daha göremeyiz bile, onunla nasıl savaşırsın" Ali kızdı ama Ezel ona hak verdi "Ben bu savaşı kazanamayacağım ama savaşmak zorundayım, Dayı için. Anlamadınız mı hala ben böyleyim " dedi. Yani Hömer'im demeye getirdi. (hay hömerinize gömeyim ööff) Bu savaşı tek başına vereceğini söyledi Ezel ve herkesi gönderdi. Ekip yavaşça dağıldı, en son Ali gitti.



Ezel Kenan Birkan ile savaşına onun giremeyeceği, aşağı gördüğü pislik, düşük yerlerden başlayacaktı, kendi mahallesine geri döndü. Babasının tükkanına gitti. Mahallede bir takım gençler türemiş, esnafı haraca kesiyorlar, Mümtaz amca da para veriyor. O esnada Ali abi geldi. ben seni artık dünyada bırakmam dedi Ezel'e. Ezel de "gelmeni bekliyordum, biz bu işte beraberiz" dedi ona.

İki kafadar eski tamirhanelerine geri gittiler, biraz tehdit, biraz parayla devraldılar garajı:))) Bu sahneler güzeldi, Barış Falay harikaydı. Buradan geçmişe bir dönüş yaşadık.

1971
Ramiz Jilet'i öldürüp batakhaneye geri döndü Kenan'la. Masaya oturdu, raconu kesti, bu sahneleri izlemek lazım, çok zevkliydi. Sonra yanına Ağa Baba geldi, Ramiz'e el öptürdü. Kenan'a baktı, "bunu gönder, bizden bi adam al, şehir bebesi istemez" dedi. Bu anda Kenan'ın bu adamların hiçbirinin sahip olmadığı eğitim ve cin zekaya sahip olduğunu gördük. Kenan "ben defterlere bakıyorum" diye atladı, "sayılar eksik, düzeltirsek size buradan 1,30 katkı payı gelir" Böylece Kenan Ağa Baba'nın (bunun da adını unutuyorum Hoyratlı mı, Hobarey mi öyle birşey, Ağa baba diyorum işte anlayın:) gözüne girmiş oldu.

Eyşan artık Kenan'ın malikhanesinden ayrılmak istiyordu çünkü cinayet onu aşan bi intikam idi. Kenan yine manipülatif konuşmalarını yaptı, kendini acındırdı. Eyşan salağı kandı buna.

Ali abi ve Ezel tamirhanede tulumları giyip işçi olmuşlardı yine. Ali Ezel'e o cinayet gecesini anlattı. Güvenlikçiyi nasıl öldürdüğünü anlattı "sen öleceksin kardeş, sen öleceksin ki biz yaşayalım" Ezel "niye" diye sordu "niye Ali Abi" "Niyesi yok, bir kere öldürdün mü, kazara değil, bile isteye, niyesi yok" Ali Ezel'e o günden beri pişmanlık duyduğunu açıkladı . Ezel de Sekiz'in ölümünden dolayı daima pişmanlık duyacaktı, asla affedilmeyecekti. Ezel azap içinde kıvrandı.

O gece herkes kabus görüyordu, Sekiz'in öldüğü anı görüyordu herkes rüyasında. Böylece Dayı uyanarak komadan çıktı. Ezel'i çağırttı. Ezel ona olanları anlatınca da kovdu Ezel'i ağlaya ağlaya. "o can sen değildi, o can benimdi, o kan benimdi, ben razıydım ölmeye o yaşasın diye. Ne kabadayılar, ne düşmanlarım ne Kenan Birkan, beni sen devirdin yeğen, seenn" diye böğürdü, Ezel'i siktiretti ama Ezel ağlaya ağlaya giderken ardından pencerede koca Dayı da ağladı.

1971
Ağa Baba Ramiz'i aldı terziye götürdü, giydirdi, kuşattı. Ama önce donuylayken Ramiz, karşısına geçti, "benim karşımda bu halini asla unutmayacaksın, ne zaman arasam geleceksin" dedi.

Ezel evine gitti, annesine ağlandı, annesi "gerçek baban var, o seni asla bırakmaz, ona dön" dedi.

Ezel tükkana gidince Mümtaz'ı tehdit eden haraççıyı gördü, atlayıp bunların derneğine gittiler Ali abiyle.

1971
Ağa Baba Ramiz'i haraç almak için ilk işine gönderdi. Burası bi pastaneydi, pastacının büyük oğlu Ağa'nın ekibine girip ölmüş, karısı köye kaçmış, bi küçük oğlu kalmış. Ramiz bunları görünce dükkandan çıktı, isyanlardaydı, o köyden İstanbul'a gariban pastacının ekmeği ile oynamaya, fukara parası yemeye gelmemişti. Delirdi Ramiz. Ama Kenan sakindi. "Hayratlı seni buraya neden gönderdi Ramiz Abi? Denemek için gönderdi, en zor işe gönderdi seni" dedi. Ramiz "ben oraya gidemem" deyince "ben giderim" dedi ve Ramiz'deki Hayratlı'nın (hah , ağa babanın adı bu, Hayratlı) verdiği parayı alıp pastaneye geri döndü, parayı verip pastaneyi devraldı, pastacı ile çocuğuna da "insan gibi maaşla insan gibi çalışacaksınız burada" dedi. Kenan'ın farkını bu sahnede bir kere daha anladık.


Ezel mahallenin haraç kesen keltoşuna gidip tehdit etti, "Mümtaz'dan bizden para almayacaksınız" dedi, "belki Ömer ölmemiştir, onu kızdırmayın" dedi. Sonra bunlar döndüler ki, dükkanı Mümtaz'ın kafasına geçirmiş herifler. Mümtaz ağlıyor zır zır. Ezel ona baba dedi, sarıldı, Mümtaz önce inansa da Ali'yi görünce "Ömer'in bunlarla işi olmaz, sen Ömer değilsin, yaparım yaparım deyip yıkıp gidiyorsun, bize iyi gelmiyorsun, git buradan" dedi. Ezel bir de babasının yanından kovuldu yani dostlar. O da Ali'yle gidip haraççıların ağzını burnunu kırdı afiyetle, derneğe el koydu, dernek başkanı da Ali oldu.

Kenan Birkan'ın yeni planları vardı. Öncelikle KENAFİR GÖZLÜ MAVİŞ CONVERSELİ PSİKOPAT KATİL TEMMUZ'u hapishaneden çıkartmaya kara verdi. Oleyy oleyy oleyyyyyy. Temmuz "ne yapmam gerekiyor" dedi ve bu bölüm sona erdi.


O halde sizce, Ezel'in ekibindeki köstebek kim?

xo xo

4 yorum:

  1. hahah alemsin yaa:)bi senin dizi yorumuna bak bi benim true blooduma:)

    YanıtlaSil
  2. haahahah ben çok güldüm ama senin sssuukiii yazına. arkandan sinsice yaklaşıp zsssooiii diyesim var:))))

    YanıtlaSil
  3. ciyuuuvvv güdümlü anne terliği gibi tam isabet:)))

    YanıtlaSil

Yaz ki muhabbet olsun.