22 Mayıs 2011 Pazar

Haftasonu, Boğaz'da kahvaltı, erguvanlar

Cuma akşamı işten çıkıp kendimi Nişantaşı Topshop'a attım ve de haftalardır istediğim gibi yeni bir pantül aldım dostlar. Bildiğin skinny blucin, ne yeşil ne mor, ama yeni ve güzelce üzerime oturan bir pantolon. Oh be rahatladım! Keşke bu modelin başka renkleri de olsa.

Tam ben pantülü almıştım ki, Minik Sino da işten çıkıp yanıma geldi, Nişantaşı'nda bir tur attık, Zara'yı gezdik. İşte burada kısa paçalı yeşil pantülü denedim ama beğenmedim üstümde. Bacaklarım daha ince olmalıydı böyle bir model giymek için. Maalesef soyunma kabininde hala şişmandım. O yüzden yeşil pantül sevdamdan vazgeçtim.


Sonra Mudo'ya girip bi elbise sorduk, 200 bilmem ne kadarmış fiyatı, "olduu zaten bedeni bize olmaz" diyerek kaçtık oradan da, taksiye atlayıp arka yollardan Cevahir'e geldik. Burada dolandık dolandık, ama sanki mağazalara kıran girmişti, hiç güzel şeyler yok idi, şaşırdık!

Cumartesi sabahı kızçelerle Baltalimanı Oba'da buluştuk, deniz kenarında güneşli bir masaya yerleştik. Ohhh bulutlar gölgelemediğinde güneş sırtımızı sıcacık ısıtıyordu, sadece bir tişörtle oturabilmek çok ferahlatıcıydı, nihayet yaz gelmişti dostlar.


Güzel güzel kahvaltımızı yaptık, Oba'nın açık büfe kahvaltısını şahane buluyorum, mekan da çok güzel, kesinlikle tavsiyemdir, burada mutlaka püfür püfür bir kahvaltı keyfi yapın dostlar.


Kadromuz biraz eksikti, öğle vakti Deniz'in de gitmesi gerekti. Biz kalanlar da kalkıp Bebek'e kadar yürüdük. Erguvanlar tüm güzellikleri ile Boğaz yolunu süslemeye devam ediyorardı


Bebek'de artık Minik Sino'nun ayağını ayakkabı vurunca otobüse atlayıp Ortaköy'e gittik, Seval bize burada katılabildi ancak. Daha doğrusu biz ona katıldık, çünkü tam 20 dakik geç kalmıştık buluşmaya:))


Ortaköy'de bir terasta püfür püfür oturduk, diyet kola içip dedikodulu muhabbetimize devam ettik. Sonra kalkıp küçük bir tur attık meydanda. Burası eskiden daha dolu, daha cıvıl cıvıldı sanki. Takıcılara bakarken baykuşlu bir kolye beğendim, baykuş motifini çok severim, fiyatı 15 TL idi, ne bileyim almadım. 


Akşam olup evlere dağılma saati gelince yürümeye karar verip tıngır mıngır yola düzüldüm. Kuruçeşme'de markete uğrayıp o işi de hallettikten sonra elimde ağırca torbamla eve kadar yürümek zor geldi, ama acı yoksa güzellik de yok diye kendimi motive edip tıkır tıkır yürüdüm valla. Allahtan ayakkabılarım her zamanki gibi dümdüz ve çok rahattı.

Bugün de kitaplarla geçiyor, Alamut'u okudum, şimdi biraz eğlenmek için Sihirli Ev'i okuyacağım:) Akşam tabii Behzat Ç.'yi izleyeceğim. Yarın Ezel yokmuş, Behzat'la idare edeceğiz bu hafta dostlar.

Sizin haftasonunuz da güneşli ve güzel geçsin.

xo xo


10 yorum:

  1. Bu Ankara'ya yazı bırak bahar bile bir türlü gelemedi be Judycim. Yağmurdan helak olduk, hava asık suratlı, keyif kaçırıp durur. Antalya'ya gidişim de ertelendikçe ertelendi, ben gidene kadar orayı da cehennem sıcağı basacak:)
    İmrendim inan sana erguvanlı Boğaz'da keyif, sefan olsun...

    YanıtlaSil
  2. ben evdeyim bugün, sabah semt pastanesinde çay yarım tost, akabinde evde bol yeşillikli bir kahvaltı yaptım pazara da çıktım:) taze sarımsak aldım yarın sabah duş ve bol bol parfüm:)))) istanbulu her seferinde özleyerek dönüyorum

    YanıtlaSil
  3. o pantolonlardan ben de istiyorum bebek ve gittikçe güzelleşiyorsuun :)

    YanıtlaSil
  4. Leylak Dalı : canım bize de geç geldi bahar, artık gitmez umarım, erguvancıklar ancak güneş yüzü gördü. Haziran ortasına kadar gidersin Antalya'ya umarım:)

    Handan : ohhh mis gibi olmuş, parfüm demişken bu sabah parfüm sıkmayı unuttum, yanımda taşıma huyum da olmadığından doğal takılacağım bugün artık hay allah:)

    Mia Wallace : Zara'da Bershka'da var kuşum o pantolonlardan, almak lazım pek cıvıl cıvıllar:) öpüyorum seni:)

    YanıtlaSil
  5. oh sefaniz olsun valla :)) ne guzel bahar gelmis ;)

    YanıtlaSil
  6. dostum bu yıl kış ne kadar uzadı di mi? ama sonunda bitti:) darısı yüreklerimizin başına. sözümona izin almıştım cuma ama izin bana haram olunca işyerinde iznimi geçirerek bir ilke daha imza attım; ama ben de anadolukavağına gittim cts. o harika tazelikteki midyeleri bira ile taçlandırıp yerel lezzet küpü dondurmalarla nirvanaya erince kendime geldim. gidip gelmek orda geçirdimiz zamanın 4 katı oldu ama değdi. sonunda açıldı sezon:))))

    YanıtlaSil
  7. Alamut'u beğendin mi? (Fedailerin kalesi versiyonu muydu?)
    Okuyacağından emin olduğum yeni bir kitap:
    "40 years of Queen"
    amazonda mevcut kendisi:)

    YanıtlaSil
  8. A-H : eveett çok mutluyuz artık kollarımızı açabiliyoruz, bahar geldi:)

    Mehmet :ohhhhhh ben de kavağa gitmek, midye tava - bira yapmak istiyorum ama diyetisyen izin verir mi acaba? ahahahah. evet onların dondurması bi de hani krep arası dehşetengiz kremalar şokolalar koyup yaptıkları tatlıları evlere şenlikti:)))

    rock lee : yaaa beğenmedim:(( çok bayık buldum, haremdeki kızlar filan:)) ben daha sert, kanlı, oyunlu, planlı kurmacalı Ezel gibi bişey bekliyordum sanırsam:))

    YanıtlaSil
  9. boğazda yürüyüş için en güzel mevsim sanırım...
    bu yazıları okudukça,İstanbul İstanbul diye inliyorum:)))

    YanıtlaSil
  10. Cepaynası : evet canım, havanın en tatlı zamanı şimdi, sonra çok sıcak olacak, nem oranımız yükselecek, yapış yapış olacağız:)

    YanıtlaSil

Yaz ki muhabbet olsun.