Son derece sıkıcı (şirketin yarısının tatilde olmasından dolayı) ve de yoğun bir haftayı (yükleme haftası) geride bıraktım nihayet. Sizler bugün bir başka yoğun ve de sıkıcı haftaya başlamış olabilirsiniz. Bense size evimden, güneşli ve rüzgarlı odamdan bu yazıyı yazıyorum. Evet! Bu hafta tatildim. Yeni işyeri bu hakkı vermişti! Aslında 2 hafta veriyorlar ama benim yaptığım işi başka biri yapamadığı için maalesef ben sadece 1 hafta yatabileceğim. 1 hafta da bayram tatili, oldu mu sana 2 hafta mektep tatili! Heyyooo:))
Tatilim Cuma gecesi La Capitana ile gittiğimiz George Dalaras konseriyle başladı. Kendisini evvelce dinlemişliğim yok idi. La Capitana "gidelim mi" deyince tabii kabul ettim, kendisinin müzik zevkine diğer her konudaki gibi güvenim tam.
Konser 9'daydı, biz 8'de Osmanbey metrosundan çıkmıştık. Harikulade bir saatti, alacakaranlık çökmüş, millet evine iftar yapmaya koştuğu için yollar bomboş, hava sakin ve asude bir akşamı tadındaydı. Açıkhava'ya yürürken İstanbul'un dayanılmaz günbatımına karşı bir sürü foroğraf çektik elbet.
Açıkhava tiyatrosunda, biraz yukarıda ama sahnenin tam karşısındaki yerlerimize oturduk, etrafımızdaki tipleri çekiştirdik, beraber her zaman yaptığımız gibi gülme krizine yakalandık dostlar. La Capitana benim düğme kafalı koca göbekli kedimi yarasaya benzetti püahaahah:))
Sonracığıma eskiden sinemalarda koltukların arasında dolaşıp Alaska Frigo dondurma satan amcalar zaman tünelinden geçip Açıkhava'ya ışınlanmışlardı, o kadar çok frigo frigooo diye bağırdılar ki, çok canımız çekti ve birer tane Frigo yedik. Yıllardır yememiştim ve ENFESTİ dostlar. Soğuk, yumuşak bir çikolata kütlesiydi, şapırt!
Frigoları yutup yalandıktan sonra, biraz kız muhabbeti yapalım dedim, La Capitana'ya MAC rujumu gösterdim. O da bana altın varraklı şahane kutusundaki YSL rujunu gösterdi:))) Sonuçta ikimizin de aynı renk nude ruju kullandığımız ortaya çıktı:)))
Böylece, senfoni orkestrasının harikulade müziği eşliğinde Dalaras Yunanca,İtalyanca, İspanyolca şarkılarını söyledi,buzuki ve gitar çaldı. Sesi harikaydı doğrusu, şarkılarının hiç birini bilmediğim halde müziğinden çok hoşlandım, belki senfonik sesleri sevdiğim içindir. Bence Toygar Işıklı da Ezel'in müziklerini yeniden düzenleyip senfoni orkestrası ile Ezel-Senfonik konserleri vermeli!
La Capitana'nın çok sevdiği bir şarkıyı söylemedi Dalaras. Bir sürü insan tezahürat yapıp istekte bulundular ama sanırım repertuar kısıtlıydı. Defalarca bis yapan Dalaras, bislerde de aynı şarkıları seslendirdi, değişik şarkılar çalmadı. Demek ki, belli bazı şarkıları uyarlayabilmişler senfoniye. Ülen
saat sahnede hiç ara vermeden şarkı söyleyip tepinen Bono ve Bon Jovi'den sonra, Dalaras biraz veteran kaldı:)))
Konserden sonra popolarımız Açıkhava'nın koltuklarından düzeleşmiş halde tıngır mıngır Osmanbey metrosuna yürüdük. Kaptancığımla şahane bir geceydi, tatilim için de muhteşem bir açılıştı.
Şimdi biraz gezmeye gidiyorum, bu hafta anlatacak daha çok şey olacağını ümit ediyorum dostlar.
xo xo
Sefan olsun Judycan ;)
YanıtlaSilohhh iyi tatiller iyi gezmeler:))
YanıtlaSilooh iyi tatiller :) istanbul dışında bir yerlere gitcen mi peki?
YanıtlaSilA-H : sağol canım. açıkhava sefası oldu tam:)
YanıtlaSilGürültü : çok teşekkürler:))
Çavlan : yok çıkmayacağım:( ama İstanbul'da hiç gitmediğim müzelere gitmek istiyorum, mesela Harbiye'deki Askeri Müze'ye:)
Tekrar tekrar teşekkür ederim fifucanım :) seninle paylaştıklarımıızın tadı bir başka oluyor...
YanıtlaSilfrigoların eni birkaç çeşidi çıkmış hindistancevizli vs
YanıtlaSiloff ne kadar güzel, müzikli bir gece geçirmişiniz :))
YanıtlaSilKaptanım : gülme krizlerimiz efsane oldu doğrusu:)
YanıtlaSilMehmet : deme ya! frigo'yu da bozdular. o öyle yoğun çikolatalı haliyle güzeldi.
Buket : sorma canım, müzik ziyafeti oldu resmen:)
nude rujlara bayıldım!
YanıtlaSilMiacım sana da bir tane alalımm:)
YanıtlaSil