17 Eylül 2011 Cumartesi

5. Beyoğlu Sahaf Şenliği ganimetleri

Günler aylar su gibi akıp geçmiş ve bu seneki Beyoğlu Sahaf Şenliğine gitme vakti gelmişti. Salı akşamı işten çıkıp Taksim'e giderken geçen seneyi düşünüyordum. Zamanın akışı bana her zaman çarpıcı gelmiştir. Bir sene önce aynı sergiye gittiğimde başka bir yerde çalışıyordum, gözlüklerim vardı, kimbilir ne zamandır maaş almadığım için dertleniyor, bir kaç aydır devam ettiğim diyetimi yapıyordum. Bu sene yeni bir işim vardı, gözlüklerim gitmiş, diyeti başarıyla yaparak incelmeyi başarmıştım. Ama kitaplarla olan ilişkimde değişen hiç birşey yoktu. Yine tanesi 5 liraya kelepir romanlar bulmak ümidiyle eski ciltleri karıştırmaya gidiyordum.

Geçen sene Gezi parkında yapılan şenliği bu sene Odakule'nin arkasına, eskiden Tüyap Kitap Fuarının düzenlendiği yerin önündeki park alanına almışlar. Sanırım daha genişlemiş alan böylece, oldukça da kalabalıklaşmış. Zor gezdim sergileri.


Ben şenliğe 5 liraya kelepir Agatha Christie kitapları bulurum diye gittim. Alanı ilk tur dönüşümde 1 tane bile Agatha göremedim, çok şaşırdım. Bu sene kitaplar daha çeşitliydi, yani tam sahaf gibi salt ikinci el yenice kitaplar değil, gerçekten eski kitaplar ve dergiler doluydu fuarda. Özellikle eski dergilerin çeşitliliğine şaşırdım. Kitaplardan eski ciltli olanlara bir ümit el attım, çoğu Barbara Cartland ve Victoria Holt romansları idi. Dolandım, dolandım, bir türlü alacak bir şey bulamayıp moralimi bozacağım anda, Dido'yu buldum. Kitap Fuarına gittiğimde de böyle olurum, elime ilk kitap torbamı almadan rahat edemem:))


Kitabın kapağı ilgimi çekince içini inceledim, "aşkın, ihanetin ve intikamın tutku dolu hikayesi" yazıyordu. İhanet, intikam benim temalarım ayol diyerek hemen kaptım Dido'yu. Mitolojiden esinlenerek yazılmış bir roman Dido. Yazar Adele Geras.

Dolaşmaya devam edip ilk turda göremediklerimi yakalamak için ikinci bir tur attım alanda. Güzel ciltli romanların dolu olduğu bir standda şu kitabı buldum: Bir Çalgıcının Seyahati.



Aaa ben de bir seyyahım diyerek kitabı biraz inceledim, enteresan geldi. 1976 basımı ve yazarın adı yok! Almancadan çevirenin Mehmet Tevfik olduğu yazıyor sadece kitabın içinde. Kitap ülkemizde ilk kez 1907 senesinde basılmış ve o baskıda dahi yazar adı değil; salt çevirmen Mehmet Tevfik'in adı yazıyormuş. Kitabın kahramanları Alfred Müller ve Fridrih Şüller okuyucular tarafından o kadar çok sevilmişler ki; eski harflerle 2 kere daha basılmış kitabımız, 1911'de ve 1926'da. Yeni harflerle ilk basımı 1945 yılında olmuş. Birkaç kere de özet halinde yayınlanmış, özetleştiren kişi ise Kemal Tahir'miş. Benim elimdeki 1976 baskısını yapan Rakım Çalapala; Kemal Tahir'le görüşmüş ve Tahir'in demesine göre Almanca bir eserden esinlenerek yazılmış bir Türk romanıymış bu aslında. Altın Kitapların çakma Christie'si gibi bir durumla karşı karşıyayız yani:) Yayıncı pes etmemiş, Kemal Tahir'den başka pek çok kişiyle görüşerek gerçeklere ulaşmış, bu romanın yazarı aslında çevirmen olarak geçen Mehmet Tevfik imiş, küçük bir Alman romanından (Bir Haylazın Hayatı)  esinlenerek bu kocaman romanı yazmış. ne yazık ki, Rakım bey Mehmet Tevfik hakkında başkaca bir bilgiye erişememiş. Böyle çok sevilen bir romanın gerçek yazarı da sahafçı dükkanlarında anonim kalmaya mahkum olmuş.

Bu kadar hoş bir hikayesi olan kitabı gerçek bir sahaf hazinesi kabul edip hemen aldım tabii dostlar. İçindeki ithafiyla, karton cildi ve şömiz kabıyla tam bir eski roman Bir Çalgıcının Seyahati, okuduğum bir kaç paragraf da oldukça akıcı geldi. Güzel olacağı kanaatindeyim.


Fakat Agathalar neredeydi? Neden tezgahlarda üstüste yığılmış bir sürü Christie romanı bulamıyordum? Artık kızıp eve dönecektim ki, dükkanlardan bir tanesinde, en dipte, bir sürü eski Agatha Christie kitabı beni bekliyordu! Nihayet! Kitaplar epey eskilerdi, 2 tanesi Altın Kitaplar basımı bile değildi, belki de onları almamalıydım. Ama sonuçta 5 liralık bir Christie romanı ne kadar kötü olabilir?



4000 Yıl Önce İşlenen Cinayet (Death Comes As To End), Nil Yayınevi tarafından basılmış. Ne yazık ki basım senesini yazmamışlar, ama İstanbul telefon numaralarının 6 6 haneli olduğu senelerden kalma bir kitap. Antik Mısır'da geçen bir cinayet romanı. Daha güncel Altın Kitaplar basımının adı Yılan İçini Döktü.

Köşkte Cinayet (The Hollow) 1978 senesinde Selkan yayınları tarafından basılmış. benimle aynı yaşta yani bu kitap! (Ben daha iyi görünüyorum) . Baskısı Altın Kitapların aynısı, başta karakterlerin tanıtıldığı sayfa bile aynı. Altın Kitaplar bu romanı Ceset Katilini Arıyor ve daha sonra da Hollow Malikanesi Cinayeti diye yayınladı, yani Christie kitapları habire isimleri değişerek yayınlanıyor ülkemizde. O yüzden kitap alırken orijinal ismini kontrol etme şansnız varsa mutlaka yapın.

Briç Masasında Cinayet (Cards On The Table) 1980 Altın Kitaplar basımı. Bu kitabı aynı isimle ve farklı kapaklarla yayınlıyorlar hala.

Nil'de Ölüm (Death On The Nile) defalarca filmini izleyip (Hem David Suchet hem Peter Ustinov versiyonunu izledim)  kitabını nedense okumadığım bir Christie şaheseri. Altın Kitapların 1980 baskısı bu da. Aynı şekilde kapağı değişerek basılıyor hala. Ama ben güncel kapaktansa bu elimdeki versiyonu çok daha fazla beğendim.

Fare Kapanı (Three Blind Mice) Altın Kitaplar basımı, ne yazık ki senesi yazmıyor üzerinde. Yalnız diğerleri 75  Lira görünürken bu 100 Lira imiş, demek ki 80 sonrası basım diyebiliriz. Değişik olarak bu kitabın kapağına orijinal ismini de yazmışlar. Bence Agatha romanları için şart bu. Kitap kısa öykülerden oluşuyor, Fare Kapanı öyküsünün farklı bir versiyonunda uyarlanan oyun ise uzun yıllardır Londra'da sergilenmekte.

Cinayet Alfabesi (The ABC Murders) 1978 Altın Kitaplar basımı. Farklı kapaklarla güncel basımları yapılan bir başka Agatha romanı da bu.

Bu seneki sahaf seferimden de oldukça memnun kaldım dostlar. Christie daima iyidir ve diğer kitaplar da enteresan görünüyor. Tabii fuara kadar hiç kitap almayacağım lafımı epey bir yemiş oldum:))

Peki siz en son hangi kitapları aldınız bakalım?

xo xo

19 yorum:

  1. bir çalgıcının seyahati çocukluğumun en sevdiğim kitaplarından! herhalde 30 kez falan okumuşumdur, hala da okuyorum ara sıra :)) çok eğlenceli ve komik bir kitap judy'cim.

    YanıtlaSil
  2. heyyy ne güzel bir tesadüf bu Çavlan'cım. Biliyordum küçük bir hazine bulduğumu:)

    YanıtlaSil
  3. Yaa ben de gecen sene gitmis,ogluma masal kitabi almistim ama bu sene gidemedim!
    Agatha Christie'nin ne guzel eski kitaplarini bulmussun!Ben de ilk kez okudum Agatha ve cok sevdim!

    YanıtlaSil
  4. ah o sahafta olmak vardı!!

    ben en son lolita kitabını aldım :)

    YanıtlaSil
  5. Negzel kitaplar almışsın judy can. Biz aynılarından bulamayız herhalde. Belki özetlerini kitap kulubüne yazarsın. Bir seneden beri iş yoğunluğu yüzünden sadece teknik kitaplar okuyabiliyorum. En son taa geçen sene almanca geliştirme üzerine bir ders kitabı almıştım ama onu da bitiremedim doğal olarak. Yorgunluktan insan kitabı okumaya ne mecalim kalıyor ne de isteğim :) Deli kitapları okuyorum o yüzden. Mühendislik üzerine şeyler:) Ama en sevdiğim kitap türü roman tarzı olmayan, ağır tarih kitapları:) Yok mezopotamya tarihi, yok dünya savaş tarihi, modern batı medeniyetleri veya inkılapçılık üzerine kitaplar...Bazen de geyik olsun diye fantastik (bir keresinde fantezi kitabınız yok mu demiştim yanlışlıkla) kitaplar okurdum. Drizzt D'ourden'in maceraları falan:)Sen sevmezsin öyle orklu elfli şeyler:)) Özetle abuk subuk bir tarz yani benimki ok?:))

    YanıtlaSil
  6. Ay süper kitaplarr!! Ben de geçen gün Taksim'deydim ama kitap fuarını göremeyip, zamanımın az olması nedeniyle (Mia bize geleceğdi, Taksim vız gelirdi :p) gezemedim. Ühüü!

    YanıtlaSil
  7. Off cok ozendim. Elinde kitaplarla eve donup hangisinden baslasam diye dusunmenin verdigi hazzi ozlemisim.

    YanıtlaSil
  8. Bir çok sahafta Christie vardı ama dükkanın arkasına gizlemişler genelde.
    Çok güzel bir festivaldi.

    YanıtlaSil
  9. enson kocaeli kitap fuarından 32 kitap aldım.onlarda bitmek üzere:))

    YanıtlaSil
  10. Kitap Kurduyum Ben : çok memnun kaldım aldığım kitaplardan. Agatha teyzemin akıcı ve sürprizli maceralarına bayılıyorum:)

    Mia Wallace : Lolita, hayatımın ışığı, kasıklarımın ateşi. Hangi çevirisini aldın , beğendin mi?

    YanıtlaSil
  11. rock lee : evet fantazi türü pek okuyamıyorum:)) yani tek sevdiğim fantastik sayılabilecek roman Harry Potter. Misal Yüzüklerin Efendisi'ni 2, 3 kere başlayıp devam ettiremedim bir türlü. İçimde kaldı.

    YanıtlaSil
  12. Feli Jo : Oooo Mia ile ne güzel eğlenmişsinizdir. Sanırım fuar ay sonuna kadar uzatılmış, bir ara uğrarsınız canım.

    Vejetaryen Kedi : evet evet, fazla düşünmedim ama, Hercule Poirot ile başladım, çok seviyorum bıyıklsrına kurban olduğumun Poirot'sunu:)))

    YanıtlaSil
  13. Biblio : evet canım, ben tezgahlara baktım, dükkanlara pek sormadım. Ne bileyim sıkıldım işte sormaktan:) Bulduklarımı da aynen dediğin gibi bir dükkanın en arka rafından aldım.

    Buket : heyyy süpersin:) Ben de İstanbul Kitap Fuarını bekliyorum bakalım:)) Ama senin kadar iyi okumuyorum, bitiremiyorum kalıyor bazen.

    YanıtlaSil
  14. iletişim yayınlarınınkini aldım beybi. tek o vardı zaten. ah ne güzel başladı Lolita, hayatımın ışığı, kasıklarımın ateşi diye.

    henüz okumadım elimde başka kitaplar var ama kesin beğenicem :)

    YanıtlaSil
  15. Hayırlısıyla game of thrones da başladı. Cücenin performansını izleyin derim.

    YanıtlaSil
  16. Mia : heyy ben de alacağım o zamannn:)

    rock lee : maşallah 11 dedin mi uyuyuverdim, kaçtı gitti gül gibi dizi:)

    YanıtlaSil
  17. "Ben demiştim" demekten hoşlanmıyorum ama bizim cüce emmy ödülünü kapmış:) Bence oscar bile alır o adam.

    YanıtlaSil
  18. mehmet murat somer//kader'in peşinde

    yannız bu 4 tl ye d&r dan arada kurcalıyorum doğanın kitapçısını çıkıyor iyi şeyler yapaca bişi yok

    YanıtlaSil
  19. rock lee : evet ya ben de gazetede görünce anladım senin bahsettiğin cü
    cücenin o olduğunu:))

    Handancığım, ben çok severim d&r'ı kurcalamayı. Sadece kitap değil fırsat dvdleri, ucuz oyunları da çok iyi olabiliyor.

    YanıtlaSil

Yaz ki muhabbet olsun.