12 Ocak 2012 Perşembe

Doğumgünü Yemeği ve Çişli Büyü Bozma Seansı

Yeni yılın ikinci kızçeler buluşmasında Seval arkadaşımızın doğum pastasını kestik sevgili seyirciler. Aslında Kırıntı'ya gidecek idik amma karşıda oturan kızçeler eve rahat dönsünler diye buluşma yerini Mecidiyeköy Green Cafe olarak değiştirdik. Ben hiç gitmemiştim buraya daha önce, bazı arkadaşların dediğine göre eskiden çok loş bir mekanmış burası, elleşip öpüşmeye gelirmiş gençler buraya bol bol ahahah. Kayıtlara geçsin ki, biz gittiğimizde mekan gayet aydınlık idi:))

Green Cafe, Ortaklar Caddesinde, Mudo Outlet'in çaprazında imiş, hazır gelmiş, outlet bulmuşken buraya da bir uğradık Kübra'yla, kavanoz aldı Kübracık evine. Ben de kardan adamlı porselen kumbara beğendim, belki sonra alırım, çünkü bir kardan adam istiyorum epeydir. Boyner mağazasında bir tane ev süsü kardan adam görmüştüm ama onu alıp eve koysam Kedicik tırnak törpüsü olarak kullanarak parçalar zannediyorum. Bunları düşünerek mağazada dolanırken Deniz bizi yakaladı, hatta Fatoooş diye seslendi bana her zamanki gibi:))

Birbirimizi bulunca hemen çıkıp mekanı aradık, biraz ileride, kaldırım hizasından aşağıda, yerin dibindeydi gittiğimiz yer. Kafenin girişinde kocaman bir palmiye vardı; ortalık tropik orman gibiydi, kapının ağzına da kurbağa koymuşlar kocaman bitane; gelip geçen oldukça vırraklıyordu eleman.


Restoran kısmında, duvarın tavana yakın kısmına çepeçevre tren ağı döşemişler, arada sırada çuf çuf dönüp duruyor idi tepemizde, hoşumuza gitti.

Ben önceki bir yazımda bahsettiğim 1960'lar esintili kısa elbiseyi giymiştim, yollarda dondum bütün gün tahmin edersiniz ki bu kıyafetle;  Lady Charlotte da oturduğumuz sırada "aaa götün görünüyor Judy" demesin mi, bilemedim artık, inşallah şirkette adım çıkmamıştır dostlar :((


En fazla övgüyü ise elbiseye uysun diye aldığım renkli boncuklar topladı tabii, ben de onları çok sevmiştim biliyorsunuz. Tanesi 10 liraya kaldıysa 2 tane daha alıp boynuma kat kat dolasam; çok mu Mr T gibi olurum, onu kestiremedim henüz.


Yemekte çok güldük, en çok da büyü bozma hikayesinde yerlere yattık. Birinin bir tanıdığı, adına Mişka diyelim; evini dayısının oğlunun arkadaşlarına mı, dıdısının bıdısına mı artık kimse, 7 tane ergen oğlana vermiş birkaç gün kalsınlar, iyilik olsun diyeymiş. Garsoniyer vermek ne zamandır sevap oldu anlamadım ama ahahaha:))) Neyse sonra bu Mişka evine döndüğünde ne görsün? Duvarlara biri elleriyle yağ sürmüş, (ya da  ergenler çok mu eğlendiler acaba??)  ödü patlamış Mişka'nın, aklına tek gelen birinin ona büyü yaptığı ve duvarlara domuz yağı sürdüğü olmuş. Yemeden içmmeden annesiyle beraber bir hocaya gitmişler, hoca da "ananla ikiniz aynı kaba işeyeceksiniz, evin duvarlarına o çişi dökeceksiniz, öyle bozulur büyü" demiş aaahahahahah:))))) Bunlar da eve gelip ana kız göt göte vermişler, Lombak gibi lan aynen, leğene işemişler şar şar, sonra da şırıngayla büyülü duvarlara çiş zerketmişler ahahahaha. Büyü bozulmuş mu bilmiyorum ama biz çok güldük bu olanlara:))) Acaba leğeni de hoca efendi mi tutuyordu onu da öğrenemedik, öyle ya adamın da bir karı olmalı idi bu işten hey yaleppim :)))


Yemekte antrikot, fileminyon, ızgara tabağı, mozarellalı bonfile seçtik. Izgara tabakları dopdolu idiler; antrikotlar kocamandı; fleminyon da gayet iyiydi... Bizim bonfileler ise cücük kadar geldi yeminle; berikilere bol keseden dağıtıp etin kalanını bize pay ettiler de ufacıcık mı kaldı bize anlamadım. Ben doydum tabii midem küçük olduğu için yine ama diğerleri epey bir söylendi:)) Benim de gözüm doymadı:)


Ama asıl bomba filtre kahve idi, doğum pastasıyla içmek için kahve söyledik, ay amaannn french press'in yarısına kadar kahve koyup getirmişler, şoka girdim ben bir kahve bağımlısı olarak, bakakaldım. Ömrümde bu kadar az kahve görmemiştim dostlar. Garson küçük bir kızdı, "ben birşey bilmiyorum" dedi çıktı işin içinden. Biz de onun üstünü çağırıp bir posta olay çıkarttık; hızımızı alamayıp bir posta da hesap ödeme esnasında olay çıkarttık. Hesabı ayrı ayrı ödeyeceğiz dedik, tabii garson kızcağıza inme indi, 9 kişiydik, tek tek hesaplaması imkansızdı... Tabii biz her zaman hesabı kaç kişiysek bölüp öyle öderiz. Tek tek o bunu yedi, ben şunu yedim diye hesaplamayız. Bunu bilemeyen kızcağız gitti, geri geldi, süklüm püklüm bizi kasaya davet etti... O zaman ben de uzatmadan "pos makinesi getir, herkesten şu kadar çekeceksin evladım" dedim. Arzu niye parayı buçuklu söyleyip kızın başına iş çıkartmadım diye kızdı. "Ayol kızcağız senin yarı yaşında" deyince sustu ama:)))

Restorandan çıkınca yine üşüdüm, öff güzel olmak ne kadar zor kardeşim, şıklık uğruna titredim yahu zangır zangır. Neyse ertesi gün mis gibi uzun paçalı içdonumu giydim, sıcacık geldim işime de rahat ettim ohhh:)))

Aman dikkat, üşütmeyin kendinizi bu havalarda.

xo xo


NOT: yahu elimde değil, o işeme olayını her dinleyişimde aklıma şu görüntü geliyor ahahah:


12 yorum:

  1. judy......
    koptum ya:)
    o hocanın karı ne mi?
    büyü bozacağım diye dünyanın parasını vermiştir o sidikli karılar:)))

    YanıtlaSil
  2. ahahahaha ne bileyim vermişlerdir herhalde , yoksa adamın izleme fantazisi yoktur di mi:))))))

    YanıtlaSil
  3. seval iyi ki doğduu! ama sen daha ne akdar inceliceksiiin? fıstık gibisin!

    YanıtlaSil
  4. hahahaha cok guldum bu iseme olayina, birde inanip yapmislar ya hey allahim :)))
    Judy soylemeden gecmeyeyim nasil bir incelmissin sen oyle yahu, dal gibi kaldin iyice ;)

    YanıtlaSil
  5. yav arkadaş ben de bunu anlamıyorum! bir işletme nasıl olur da ayrı ayrı hesap gibi gayet normal birşeyi hesaplayamaz/hesaplayamayan adam çalıştırır! çözemedim gitti, işletme adı üstünde kar için kurulmuş bir yer aşevi değil ki bu hadi pilavınızı aynı kaba koyayım kondunuzda pay edin desin. ekşi de de sık sık böyle mekanlar konu olur, ben asıl akşam oturduğum cafeye verdim veriştirdim, kafayı gömmüşüm bilgisayara, sodamı aldığını bile farketmemişim, ta ki aa sizin sodanız daha varmış ben aldım ama geri getireyim isterseniz diyor adam! yok getirmeyin dedim, bekliyorum ki kusura bakmayın deyip bir şişe yeni soda açsın getirsin, yok. hesabı öderken siz benden mi hoşlanmıyorsunuz diye yekten sordum adama! şaşaladı tabii ben de böyleyken böyle iyi bir işletme yeni sodayı getirir e ben bunun parasında değilim geriye tek seçenek kalıyor; benden hoşlanmıyorsunuz. adam yok, öyle değil tabii diye başlayıp, işte özür dilediğiyle devam edip, sorunun kaynağı olarak elemanları göstermez mi!? vay anam dedim vay, adama değil la içimden, bak dedim hala alıyorsun o 1.50 lirayı çok kötü bir işletmesinizi siz, adam ortak var adisyona yazıldı vs diye gevgevlenirken çıktım kafeden. yahu tek bir artısı var, işyerime yakın. öğle arası hadi bir kahve akşam da bir tavla atalım diye uğruyoruz, daha da uğramam. sabah sabah içimi döktüm ha.

    YanıtlaSil
  6. Miacım, yok aylardır kilo vermiyorum, sabit kalmaya çaışıyorum:) öyle incecik değilim ama gerçekten vucuduma uygun giyinince çok daha ince görünüyorum.

    YanıtlaSil
  7. Judy sen tash gibi olmussun kuzum

    YanıtlaSil
  8. yaziya ayri koptum ahahaa:)))) buraya iseyen esektir karikaturu beni oldurdu:)))))))

    YanıtlaSil
  9. A-H : valla da yapmışlar, üstelik başka birşey olma ihtimali akıllarına bile gelmemiş, direkt büyü deyip hocaya koşmuşlar ))

    YanıtlaSil
  10. Pelininstyle : daşşş gibiyim Pelincimm:))
    O lombak karikatürlerini çok severdim ben , albümünü filan almıştım ahahah:))

    YanıtlaSil
  11. yavvvvv ne çok zayıflamışsın görmeyeli. inanamıyorum. sbarro falan hayal oldu galiba artık :)

    YanıtlaSil
  12. Çınar : ahaha, artık Sbarro yok, etli salatalar var:))

    YanıtlaSil

Yaz ki muhabbet olsun.