Çito'nun doğumgünü için önce Nişantaşı'nda yeni açılmış Mama diye bir pizzacıda buluştuk. Evden çıktığımda yağmur, kar yoktu çok şükür, birkaç ay önce Seval'in düğünü için aldığım kısa mavi elbiseyi giymiştim de, kıçımı üşütmekten çok korkuyordum. Gündüz vakti lap lapa kar yağması da gözümü korkutmuştu. Allahtan rahatça Nişantaşı'na gelip restoranı buldum, masanın etrafında yerimi aldım.
Sevgi de gelmişti dün gece, çok sevindim. O da üniversiteden, bizim sınıftan değil de Uluslararası İlişkilerden, çok sevdiğim bir dost. Uzun uzun o yıllardan bahsettik, kararımız üniversitenin hayatımızın en güzel yılları olduğu yönünde. Bir daha o kadar genç, kaygısız ve alkole dayanıklı olabilecek miyiz bilmiyorum. Sanmıyorum. Misal cuma günü ben çok bedbin ve yorgun idim, bütün gün başım ağrımış idi. Eve gelince Yalan Dünya'yı izlerken bir şişe Doluca Öküzgözü'nü içivermişim. tak tak tak, kadehleri yuvarlamışım. Yatağa yatınca da tak tak tak beş kere kustum. Cumartesi sabahı kusmuk temizleyerek geçti anlayacağınız. Belki zayıflayıp midem küçüldüğü için, belki artık çok nadir içtiğimden, o eski günlerdeki gibi içemiyorum dostlar. Mesela üniversitedeyken bir gece Andon'da mı bir yerde içiyoruz, Çito var tabii, belki bizim öğrenci kulubüyle gittiğimiz bir organizasyon... Ben de içiyorum, içiyorum... Gecenin sonunda şef garson içi yarısına kadar dolu bir bardakla yanıma geldi, "Hanımefendi buyrun, bu da fıçının sonu" dedi, yolluk verdi resmen:)) Andon'da başka bir sefer tuvalette pantolonumun fermuarı patlamıştı, masaların altına filan yuvarlanmıştım... Çito beni taksiye koyup eve getirirken şöför "ablacım, nolur kusma, yeni yıkadım arabayı" diye yalvarmıştı. Çok düşünceli biri olduğumdan camı indirip bböööaarrrğğğ diye kusa kusa Taksim meydanından geçip gitmiştim, hey gidi günler. İyi ki yaşamışız o günleri, size de tavsiyem yirmili yaşlarda herşeyin bokunu çıkartın. Sonra iş hayatına girip ebemizle tanışınca, eve gelip ayaklarımızı uzatıp sütümüzü içip yatmaktan gayrı şey istemiyor, hep yorgun oluyoruz.
Mama'nın pizzalarının methini duymuştum, o yüzden öğlen bir tabak çorbadan başka birşey yemeyip sabırla geceyi bekledim. Menü gerçekten çok güzeldi. Makarna ve levrek yiyenler de menun kaldılar. Ben sucuklu Alla Turca pizzaya bayıldım. İncecik hamuru, nefis sucuğu, zeytinleri ve bol peyniriyle damağımda eridi. Pek beğendim.
Restoran güzel, ferah, modern bir mekandı ama soğuktu. Arkamda far far sıcak hava üfleyen bir kalorifer vardı amma aşşağılardan habire soğuk gelip durdu, hırkamı çıkartamadım. Isınmak için Mama'nın meşhur kokteyllerinden içeyim dedim, ama mojito içmekten .çekindim. Ya dün gece bir travma atlatmış olan midemi bozarsa? Ben de Sex and the City kızlarının meşhur Cosmopolitan'ından içmeye karar verdim. Güzeldi ama bir mojito değil tabii. Bir dahaki sefer illa berry mojito içeceğim.
Yemeklerimizi yiyip pasta kesip hediyelerimizi verdikten sonra taksilere doluşup Taksim'e geldik. Sanırım hayatımda ilk kez kısa elbise ile Taksim'e gelmiş olabilirim:)) Neyse gittiğimiz mekan oldukça rahattı, The James Joyce Irish Pub. Burada uzun zamandır özlediğim Guinness'e kavuştum. Kremamsı köpüğü ve acı tadıyla tıpkı anımsadığım gibi muhteşemdi. Yine korkudan, çırçır olurum diye fazla içemedim, içimde kaldı. Alacağım olsun.
Irish Pub'da cumartesi geceleri çalan grubu Çito çok sevmiş, o yüzden doğumgününü burada kutlamak istemiş. Ben programın ilk yarısında eğlendim, Sweet Child O'Mine ve Bir Derdim Var'a bağırarak eşlik ettim. İkinci yarıda ise sıkıldım, orta halli bir tempoları var, benim zevkime göre fazla coşturmuyorlar. Ama bardaki müptelalar oldukça eğlendi, kıl İngilizler:)))
Programın sonlarında artık masamızda oturup biramla haşır neşir olarak olayın bitmesini bekledim gençler, dayanamadım daha fazla:) Bir önceki gecenin uykusuzluğundan ve çırçır olma korkusuyla çok içemememden dolayı böyle oldu herhalde:) Ya da gece hayatı benden geçmiş de olabilir. Hiç problem değil. Çok şükür takside uyuyakalmadan eve gelip dişlerimi fırçalayıp yattığımda saat 4 olmuştu.Tıpkı eski günlerdeki gibi:)
Birasız bu hayat geçmez zaten.
xo xo
Judycan negzel eğlenmisşin. Sevindim. Dediğin gibi artık yaşlanıyoruz sanırım. Performanslar benim için de eskide kaldı:) Kırk yıllık Trakyalıyım, en son ne zaman içtim hatırlamıyorum.
YanıtlaSilJudycan negzel eğlenmisşin. Sevindim. Dediğin gibi artık yaşlanıyoruz sanırım. Performanslar benim için de eskide kaldı:) Kırk yıllık Trakyalıyım, en son ne zaman içtim hatırlamıyorum.
YanıtlaSilben eskisi gibi ne içebiliyor ne de farklı bir şehirde değilsem bardan keyif alabiliyorum. buradayken hadi bir bira içelim 2 laflarız dersek gidiyorum bara o da avm içinde ha! ha bir de hiç süslenmiyorum artık, eşofman tişört
YanıtlaSilrock lee : nee trakyalı mısın, içmeyi mi unuttun? Çito arkadaşım Kırklarelili:)) (haydi lilili yar diyesim geldi:) valla içersin sen içersin, süper içiyorsunuz siz.
YanıtlaSilo değil de epeydir sadece gündüz gezip akşam eve dönüyordum, ya da iş çıkışı buluşması yapıp geceyarısından önce eve geliyordum. çok iyi geldi bana gece gezmesi, kendimi harika hissediyorum.
Handaniko : avm'de bar mı olur kuzum? barda içip içip sokağa çıkmalı, meydana yürüyüp ıslak hamburger yemeli. yazınsa barın önündeki masalara tıkışmalı:)
YanıtlaSilsüslenmeyi bırakmaca yok. inciğini boncuğunu takmaya devam:)
Kaptanın seyir defteri, 2 Mart 2012: Çok çalışmadığım bir gün olmasına rağmen eve tüm haftanın yorgunluğuyla geldim. Gece oturabilmek için 1-2 saat sonra uyandırmasını isteyerek annemden, yatağıma uzandım. uyandığımda ertesi sabahın onu idi. annem öyle bir şey demediğimi söyledi. işin acı tarafı haklı olabilir...
YanıtlaSil3 Mart cumartesi: Amacım dışarı çıkmak ve bir iki kadeh atmak, ama ansızın ortaya çıkan bir baş-göz ağrı karışımı sonucu 12de majezik içip yatmak zorunda kaldım.
4 Mart pazar: Pazartesi sendromuna girmemeye çalışarak ancak hsonu yapılabilecek bol zaman gerektiren işleri yaparak geçti, cnbcede western dizisi seyredip az sonra yatacağım... vay be gelinen nokta süper, öğütlerinin altına aynen imzamı koyuyorum. böyle olmamalı ama öyle oluyor :(
olur olur hem de bal gibi olur:))) evime en yakın avmde hem bar hem kitapçı hem kahveci hem de büyük bir market var, e gitmişken kitap alıyor, film izliyor, alışveriş yapıyor, sonra da bir bira içip yorgunluk atıp eve geliyorum, istanbulda yapmıyorum bunu tabii, bursada yapıyorum, neden dersen; nedeni çok uzun, bursa artık pek bir muhafazakar ve sıkıntılı gece çıkması bir şehir oldu çıktı, avm de görece bir güvenlik var, hem yeni açılan bir bar ayağı bursa standartlarına göre başarılı:))) vallaha zaman zaman kokoşluğum tutyuyor zaman zaman da salaşlığım şu sıralar salaş zamanım, çamaşır suyu lekesi bile var eşofmanımda üstüne de bol yakalı bir tişört giyiyorum, avdeki süslü kızlar nasıl böyle geldiğime bakarken içlerinden saydırırken belki ben de onalrın o kadar süslenmelerine bir mana veremeden geziyorum işte,
YanıtlaSilama akşamları bir kadehte 2 parmak viski pek güzel oluyormuş onu demeyimledim, böyle bir tatlı hal çöküyor insanın üstüne
Memo : canım sende biraz maraz var değil mi? :))
YanıtlaSilneyse sabah 10'a kadar uyumana üzülme, uykunu almışsın fena mı? gerçi tavuk gibi erkenden yatmış olmuşsun ammaa.. yaşlıyız dediysek o kadar da değil :)))))
Cumartesi gecesi heba olmuş. Majezik bi tek kızlar içler sanırdım, tabii benim dışımda! ben cataflam içerim. O değil de cumartesi geceleri çıkıp içmek ne güzelmiş dostum ya, özlemişim.
Pazar günü de işte ne yaparsan yap pazar günü. En azından çırçır olmadım diye sevinebilirsin:))))
Handaniko : kıız, bi kere Bursa'ya geldiğimizde pespembe bi avm'ye gitmiştik, orası mı acep? avm'ye giderken de öyle süslenmeye gerek yok tabii amma çamaşır suyu lekeli eşofman klişesini de kullanmayalım ahahah:))) neyse bar açılması iyi olmuş kuzucuk, kafanı dağıtıyorsun ne güzel. işte avm'nin fena yanı saat 10'da kapanıvermesi, kısıtlı süre veriyor. muhafazakarların amına koyayım, sokak keyfimize karışmayın üleyynn!
YanıtlaSilaman aman o viskiye alıştın mı içmeden uyuyamıyorsun he:))
yok orası pembe çarşı sanırım senin dediğin, ulan dış rengine dikkat etmemişim ben binanın! o taraftan geçmeyeli bile o kadar çok oldu ki, bu dediğim mudanya taraflarında bir avm,
YanıtlaSilahahah klişe değil kız vallaha lekeli eşofman, şıpın işi bir temizlik esnasında çamaşır suyunu boca etmiştim banyoya, eh almış nasibini eşofman, bir damlacık ama olsun, hem nıke eşofmanım:))))
sabah sabah neler yazıyorum ben yav
mudanya tarafında ise benim dediğim olamaz, o kadar pembeydi ki, farketmemiş olamazsın gülüm:)
YanıtlaSilpiki eşofmana başka laf yok ahahah