Ufacık tefeciktim, 4 yaşında filandım, koca klanda tek kız olmanın keyfini sürüyordum ve bunun ömür boyu böle süreceğini düşünürken.......
- Alo.
- ( bir an sessizlik) aaaaaaa sahi mi?Ne zaman doğdu?Ay yerim onu
- İsmini ne koydunuz?
- Ne demek kod adı Judy? Neyse boşver, sağlıklı mı, boyu kaç cm, kilosu?
- Parmakları tam mı, saydın mı?
- Allah analı babalı büyütsün...
Diye geçen bir konuşmayla ,tek başına prensesliğini sürdüğüm dünyama bir ortak geldiğini acı şekilde öğrenmiş bulunuyordum.
Ve geldiği o günden bu güne kadar hayatımın her türlü eksikliğini doldurdu, doldurdu, doldurdu ve taşırdıııııııı.
Gecen gün zorla, seni de blogger yapalım eyy ulu capitana dedi ve istediği her şey gibi bunu da başardı.
Kutlama partisini Yeniköy Passion Cafede yaptık.Ben kırmızı halılar, şampanya eşliğinde balo müziği beklerken, şömine başında yenilen orman meyvalı cheese cake, yanında sakızlı ve vanilyalı harika dondurmalar ve ne idüğü belirsiz zımbırtı kahvelerle geçiştirdik.
Evde beni bekleyen 2 yaşındaki yakışıklı kavalyemin hayaliyle ,Judy'min eşsiz sohbetiyle eve doğru sahilde yürürken, kıskanç mehtap çelik grisi gözleriyle bizi izliyordu.
Sonra ne mi oldu?
Judy ve La-capitana öpüştü, koklaştı , en kısa zamanda klanı toplama sözü verildi ve herkes evinin yolunu tuttu...
vallaha bizden sonra , bir sonrki kuşşakta kızlar bastı klanımızı, adasu, pelinsu, tatlısu, kaynaksuyu derkene sen ana kraliçe oldun ben de prenses kurusu püüahahahahaahah
YanıtlaSil:)))))))) Ben hakkimi savdim, bundan sonra klanımıza savaşçı kazandırma kutsal görevi zat-ı alinize düşüyor.
YanıtlaSilSen benim dediğim kırmızı deri yöntemini uygulamış olsaydın, ahhhhhhhhh ahhhhhhh....
Hoşafa da bayılırım bu arada:)