31 Ağustos 2007 Cuma

Nike çanta

Bugün işten erken saldılar bizi, ben de metroya binip 10 dakika'd taksim'e gittim; siteden atmış olduğumuz özger arkadaşımızla buluştum. Kendisine bir haller olmuş, sevgilisinin ailesi ile tanıştığından beri, kayınvalidem, eltim diye konuşuyor, 2 kere "eltim" dedi sayın seyirciler, çok tuhaftı doğrusu.

Özger'in yine şaftı kaymış, biliyorsunuz kendisi yıllardır o kurs senin bu kurs benim dolaşır durur, füze uçuracak mübarek!!! Peki ne oldu? Gidip 5 sap boncuk, 2 tane de pense almış, takı tasarımına başlayacakmış, hey gidim hey!

Özger'le Cafe İst'de oturup inecik kıtır hamurlu İst pizzadan yedik, çok beğendim. İst'in dondurmasını da severim ama bugün yemedim. Yemekten sonra ise Grand Rue de Pera'da bir tur attık. İşte bu turumuz sırasında Nike'ye girip asansörle en üst kattaki çanta bölümüne çıktık. Ve işte orada; ömrümde gördüğüm en mükemmel siyah çanta ile karşılaştım sayın seyirciler. Deri. Siyah ve çok şık, tam spor-şık kategorisinde, ama ağır bir model değil, tek kelime ile şahane bir tasarım. 250 YTL. Böyle ağlaya ağlaya çıktık tükkandan , ne yapalım.

işte o çanta :


Ondan sonra da gördüğümüz hiçbir şeyi beğenmedik.

Sonra kitapçı kitapçı gezerek minik mavi seyyahat kitapları serisinin London versiyonunu aradım ama bulamadım, onun yerine Mine Kırıkkanat'ın İspanya yazılarından oluşan PANDİSPANYA isimli kitabını aldım. Hava kararıp Özger'den ayrıldıktan sonra da Beşiktaş'a inip Alkım'a bir bakayım dedim ve tabii kitabım orada beni bekliyordu. Oradan üşenmeyip Akmerkez'e çıktım yine otobüsle, çünkü şirkette demlediğim kahvem bitmişti, Sıtarbaks'dan Etiyopya kahvesi çektirdim, o kadar mükemmeldi ki kokusu, zevkten başım döndü. Eve gelip hemen bir demlik kahve hazırlayıp içtim ve o sebepten şu saatte bu satırları yazmaktayım sayın seyirciler.
Ya da belki de uyuyorum ve rüya görüyorum ve bu yazdıklarım hepsi rüyamda olan şeylerdi.

5 yorum:

  1. evet o cantaya deger , ama sanırım onun yerıne ıskocyaya bır ucak bıletı anılarında daha muhtesem durur :)

    YanıtlaSil
  2. iskocya biletini seciyorum tabii ki, yaşasın real fiesta seyyahları

    YanıtlaSil
  3. Kadınların canta ve ayakkabı görünce kendilerini kaybetmelerini anlayamıyorum. Kız arkadaşımı bir ayakkabıcıdan kucaklayarak çıkarttığımı bilirim. Mars ve Venüs. Hoş ben daima neptün ü kendime yakın hissetmişimdir okunuşu da güzel ahenkli. Velhasıl sanki ben başka birşey yazıcaktım ama konu dağıldı. Aslında bir konu da yok sanırım.Hoş ben varmıyım ki sevgili real fiesta blogger ları? Böyle uzun yazmak zor oluyor baska bir isim koysak size? Pıtırcık nasıl?

    YanıtlaSil
  4. Pıtırcık'ın hastasıydım ben çocukken, arkadaşları Lüplüp, Gümüş, Çarpım... Harikulade çeviri, olağanüstü bir seri, yine mi okusam...

    YanıtlaSil
  5. Çarpımın gözlüklerim var bana vuramazsınız demesi ve öğretmenin kuzusu olması. Gümüşün babası zengindi ona hep istediği şeyleri alırdı. Birde lüplüp ü okurken daima acıkırdım. Kabadayı vardı habire birinin gözüne yumruk çakardı..toraman gibi birşey olabilir..

    YanıtlaSil

Yaz ki muhabbet olsun.