Dün akşam eve gittim, yürümüş olduğum için deliler gibi ter boşaltmıştım tahmin edersiniz ki. Zaten İstanbul'da nem oranı almış başını yürümüş, neredeyse %100 olmuş, nefes aldırmıyor. Bu halde kendimi duşa attım... Hiç buz gibi soğuk suyla yıkananam , azıcık ılıtırım suyu. Fakat dün akşam su ılınmamakta direniyor, gittim baktım kombi de sönmüş zaten. Ulan soyunmuşum, kesseler bu vıcık halimin üzerine bişey giyemem, anca havluya sarınıp annemi aradım. Annem üst katta ben alt kattayım bu arada. Aman anneciğim demesin mi, "bizim doğalgazı kestiler" eh açarsın buz gibi suyu ah uh bağıra çağıra bi güzel yıkanırsın.
Soğuk duşumu alıp annemin yanına çıktım, tabii ocak da çalışmadığı için küçük tüp almış, onun üzerinde çay yapıyor! Açtım internetten İGDAŞ'ın sitesini, fatura mı var acaba ödemediğimiz kontrol ettim, e yok! Aradım İGDAŞ'ı, dedim öyleyken böyle... Sayacınızın vanası açık mı diye sordu, bilmiyorum dedim, herhalde yanımla sayaçla dolaşmıyorum. Gidip bakayım da sizi arayayım dedim. "Bakın, eğer vana açıksa 187 Doğalgaz Acik İhbar Hattını arayın" dedi. "Tamam" dedim, ben önde ,annem arkada, meraklı melahat kedi de çıngır çıngır peşimizde indik bahçeye. Şimdi sayacın yeri çok acayip. Bahçede kocaman bi raf gibi bi duvar var. Bu duvarın üzerine yerleştirmişler sayaç kutusunu. O duvara çıktım, zar zor kutuyu açıp içine baktım, vana "açık" tarafına çevrili. İndim duvardan paldır küldür , yukarı çıktım , 187'yi aradım "hemen bi ekip gönderiyoruz" demesinler mi "aaa şimdi mi" diye sorum salak salak geceni körü olmuş, yorgunum, bacaklarım ağrıyor, yatasım var. "Evet hemen geliyorlar" dedi 187 numara ve kapattı. Aradan 10 dakika geçti geçmedi, zırrr, ekip arıyor "eviniz 2 katlı mı" , "evet" , "ahşap mı" , "evet" , "o zaman sayaç kutusunda sayaçtan tarafa küçük siyah bi düğme var, onu çekin, o atmıştır, ben sizi 10 dakila içinde arayacağım" Haydiii, yine ben önde annem arkada, kedi de çıngır çıngır peşimizde bahçeye indik, kediye de kızdım, meraklı şey yahu, azarlayıp yatmaya yolladım :))
Bahçeye inince duvara çıktım, o sayaç kutusunu tekrar açtım.... Annemmmm , kutunun içi örümcek ağları, ağaç dalları, pislikler ve süprüntülerle dolu. Korkuyla elimi o pisliğin içine uzattım, ağları deldim, ulan resmen Indiana Jones gibi olmuştu diye düşünüyorum beri yandan:)))) Ama tutup da çekecek siyah bişey bulamadım. Üstüm başım da batmış oldu. Temizlenip tekrar yukarı çıktım, 187 aradı, dedim öyleyken böyle. "Tamam geliyoruz" dediler, gerçekten 10 dakika sonra ekip yetişti, çıktılar duvara, kutumuzu açtılar :)))) Meğersem sayaç bozulmuş, yarım saat mı artık ne tangır tungur onu tamir ettiler, oy ama sonunda kombi de çalıştı, ocak da yandı. Adamlara teşekkür edip yolladık.
Akşam akşam yorgunluk oldu ama servisten de memnun kaldım. Ayrıca bu kediler ne kadar meraklılar değil mi, çok gülüyorum şapşalın hallerine, nereye gitsek tırrr peşimizde:))
xo xo
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Yaz ki muhabbet olsun.